Ünal'ın açıklamalarından satır başları:
-ABD'nin ne yapmaya çalıştığını ABD'nin içinden baktığınızda da anlamak zor. Bir tarafta Trump azil süreci yaşarken bir tarafta Ukrayna öbür tarafta Rusya, Temsilciler Meclisi'nin aldığı pozisyon, senatörlerin yaptığı açıklamalar ABD artık yeni dünyada şöyle bir yerde. Trump, Tweet'le Dışişleri Bakanını görevden aldı.
-Trump ile ilgili çok şey söylenebilir ama ben şunu söylüyorum. Trump anormal değil, yeni normal. Trump bütün bu sorunları çözerken hiç tanık olmadığımız esneklikler ve farklı seçenekleri çok hızlı bir şekilde deneyebiliyor.
Gece Görüşü... https://t.co/a5cRo93HtQ
— Mahir Ünal (@mahirunal) October 31, 2019
-Yeni normalden kastettiğim şey şu. Uluslararası sistemin çökmesinden kaynaklanan ara geçiş döneminin yeni normalini konuşuyoruz.
-Uluslararası sistem çökmüştür. Uluslararası sistemin çöktüğünü kurumlarından anlıyoruz. AB'ye bakın, NATO'ya bakın, BM'ye bakın bu kurumların hiçbirisi çalışıyor mu?
-Bugün geriye dönüp baktığınızda Almanya, İngiltere, Fransa bölgede oyun dışı kalmış durumda. Cumhurbaşkanımıza görüşme teklif edip bir şekilde bölgedeki sürecin bir parçası olmak istiyorlar.
-Trump yaptığı şeylerin niteliği ile değil sonuçları ile ilgileniyor. Yeni normalden kastettiğim şey bu.
-Türkiye ile ilgili yapılan analizleri izlerken dehşete kapılıyorum. Sanki dünya sabit Türkiye değişken gibi analizler yapıyorlar. Halbuki şuanda dünyanın ne durumda olduğunu çok iyi görmek lazım.
-Teröristlerin ayakkabılarına kadar görebiliyorduk. Eskiden bunları Amerikan filmlerinde görüp 'vay be' derdik. Bugün artık Türkiye kendisi bir gece operasyonu yapabiliyor. ABD bu nedenle gelip masaya oturdu.
'Kafalar Norveç, gerçekler Türkiye'
-Kafalar Norveç, gerçekler Türkiye. Sanki Norveç'te yaşıyormuş gibi Türkiye'yi analiz ediyor. Demokrasiyi korumak için terörle mücadele edilir. Terörün ve teröristin ortağı olanlar, silahı savunanlar bize demokrasiyi anlatıyorlar. Bakıyoruz HDP'ye demokrasi, özgürlük. Demokrasiyi, özgürlüğü yok eden sizsiniz. Kimse demokrasiyle ilgili bize ders vermesin. Biz demokrasiyi korumak için mücadele ediyoruz.
Trump'ın mektubu
-Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye'nin onurunu savunduğu için Trump'ın mektubunu eleştirdiğine beni inandıramaz. 15 Temmuz faciasına "kontrollü darbe", "tiyatro" diyen Kılıçdaroğlu'nun birden bire hassasiyeti tutmuş. Bu mektubun sızdırılma amacı aslında bu süreci kişiselleştirmek. Türkiye orada devlet aklıyla hareket etti. 'Ne yapmak istediğini gördüm ama bunun zamanı şimdi değil" dedi. Mektupla ilgili fiili cevabımızı sahada verdik. Cumhurbaşkanı da 13 Kasım'da mektubu yanında götürüp Trump'a soracağını söyledi. Onur eylemle korunur.
'Bizim Suriye'deki varlığımız Suriye'nin toprak bütünlüğünü güvenceye alıyor'
-Suriye'nin toprak bütünlüğünü ısrarla savunuyoruz. Bizim şu an Suriye'de olmamız Suriye'nin toprak bütünlüğünü tehdit etmiyor, bizim varlığımız Suriye'nin toprak bütünlüğünün güvencesi. Suriye'nin, İran'ın ABD'nin orada ne işi var?
Mustafa Yeneroğlu'nun istifası
-Mustafa bey benim takdir ettiğim, sevdiğim bir siyasetçiydi. 'İdi' diyorum bakın. Bu süreçte Mustafa Yeneroğlu bu partinin en yüksek kurulu MKYK üyesiydi. MKYK ayda bir toplanır. Eleştirin varsa orada dile getirirsin. (Huzursuzluk, insan hakları dedi, siz duymadınız mı?) Ben hiç duymadım. Eleştirin varsa Tweet atmazsın orada dile getirirsin. Siz orada bunları dile getirmeyeceksiniz... Hele hele açıklamasında 'efendim ben demokratik olmayan bir ülkede yetişmiş bir insanım'... Almanya'dan Avrupa'dan bahsediyor. İslamafobinin, ırkçılığın yükseldiği bir dünya üzerinden Türkiye'nin demokrasisine kriter biçen bir akılla karşı karşıyayız. Bir siyasi parti kendi meselelerini kendi kurullarında görüşür. Bir siyasi partinin en üst kurulunda yer alan birisi medya üzerinden genel başkanıyla partisiyle konuşmaz. Zaten istifa edecekti. Giderken de bir fitil attı gitti. Kimmiş o rahatsız olanlar? Biz istifa beklemiyoruz.