Yasadışı bahiste renk ayrımcılığı
17:33 20.11.2024 (güncellendi: 11:16 21.11.2024)
Yasadışı bahiste renk ayrımcılığı
Abone ol
Mustafa Hoş'la Yol Arkadaşı'nın bugünkü konukları Çayırhan Termik Santrali işçileri, gazeteci Ali Ekber Yıldırım ve İstanbul Tabip Odası Başkanı Osman Küçükosmanoğlu oldu.
Mustafa Hoş'la Yol Arkadaşı'nın bugünkü konukları Çayırhan Termik Santrali işçileri, gazeteci Ali Ekber Yıldırım ve İstanbul Tabip Odası Başkanı Osman Küçükosmanoğlu oldu. Programda termik santralde başlayan işçi eylemleri, Yenidoğan Çetesi duruşmalarının başlamasıyla beraber gündeme gelen 'gençlik iksiri' ve Türkiye'de hayvancılığın durumu konuşuldu.
Çayırhan'da neler oluyor?
Ankara'daki Nallıhan ilçesindeki Çayırhan Termik Santrali'nde çalışan 500 madenci, eyleme başladı. Madenciler, kendilerini madene kilitlerken, destek için bölgede bulunan işçiler Sputnik'e yaptıkları açıklamada şunları söyledi:
'Hükümetimiz 2020 yılında burayı varlık satış olarak ilan etti. Bizlere sürekli varlık satışı yok dendi. Burayı devlet taşerona işletiyor. Biz kömür işlemeye devam etmek istiyoruz, daha önce kazandığımız ikramiyeleri, sosyal hakları, yıllık izinleri kaybetmek istemiyoruz. Yeraltındaki 500 arkadaşımız 3 günlük eyleme devam edecekler. Yetkililerden gerekli bilgi gelmezse 3 gün sonra burada açlık grevine başlayacağız'
İşçiler, yakınlarda bulunan ve özelleştirilen benzer bir işletmede 3 aydır maaşın yatmadığını, 2 gün önce denetimsizlik nedeniyle bir arkadaşlarını kaybettiklerini belirtti.
14 yılda Türkiye, 6 milyon 861 bin büyükbaş hayvan ithal etti
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dışarıdan hayvan ithal edilmesi için talimat verdiğini belirtti. Gazeteci Ali Ekber Yıldırım, 2007 ve 2008 yıllarında büyük bir kuraklık yaşandığını, tüketim ürünlerinin ve hayvan yemlerinin fiyatı yükselirken sütün fiyatının düştüğünü, çok sayıda hayvanın kesildiğini ve Türkiye'nin hayvan ithal etmeye bu şekilde başladığını söyledi. Türkiye'nin 2014'ten bu yana 11 milyar dolardan fazla ithalat yaptığını belirten Yıldırım şunları söyledi:
'Biz karkas etin fiyatı 10-15 lira iken ithalata başladık, şu an fiyat 350 lira. Bu sefer hem vatandaşın alım gücü düştü, hem hayvan sayısı azaldı. Et ve Süt Kurumu'nun önündeki kuyruklara hepimiz şahit olduk. İthalat et fiyatlarını düşürmek bir yana, Türkiye'yi et yiyemez hale getirdi'
Yapılan her ithalatın çiftçileri sektörün dışına ettiğini belirten Yıldırım, Türkiye'nin ithalat sarmalına sokulduğunu söyledi. 14 yılda Türkiye'nin 6 milyon 861 bin büyükbaş hayvan ithal edildiğini, bunun ezici bir çoğunluğunun Uruguay ve Brezilya'dan geldiğini belirten Yıldırım, karkas etin ise büyük miktarının Polonya'dan geldiğini vurguladı. Yıldırım şunları söyledi:
'Türkiye, Amerika'dan sonra dünyanın en büyük sığır ithalatçısı oldu. Ki Türkiye, 1980'lere kadar Dünya'nın önemli ihracatçılarından biriydi. Geldiğimiz noktada birileri ithalatlardan para kazanıyor, tüketici et tüketemiyor. Her bakanlık döneminde farklı uygulamalar oldu fakat değişmeyen tek şey ithalatın devam etmesi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildikten sonra ithalat daha çok arttı. Göreve gelen her tarım bakanı, Türkiye'nin ithalatı bırakacağını ve ihracatçı olacağını söyledi. Bunu en çok söyleyen Bekir Pakdemirli'ydi, en çok ithalat onun döneminde oldu'
Zengin iksiri gerçek mi?
Yenidoğan Çetesi duruşmalarının başlamasıyla birlikte, bebek kanından 'gençlik iksiri' elde edildiğine yönelik komplo teorileri sosyal medyada yayıldı. İstanbul Tabip Odası Başkanı Osman Küçükosmanoğlu, davaya ve komplo teorilerine yönelik açıklamalarda bulundu. Küçükosmanoğlu şu ifadeleri kullandı:
'Temel eksiklik bu olayı münferit bir olay olarak görmek. Değişik alanlarda benzeri durumlar olduğunu görüyoruz. Burada bebeklerin ölümü söz konusu olduğu için çok daha can yakıcı ve üzücü fakat öbür tarafta birçok alanda benzer şeyler oluyor. Bu şekilde ortaya çıkmadı bugüne kadar. Bu olayda çok güçlü kanıtlar var. Soruşturma başladıktan sonra bebekler ölmeye devam etmiş. Hastanelerin mesul müdürleri, başhekimleri arasında da iddianamede ismi geçenler var ama hastane sahipleri içerisinde hiçbiri tutuklu değil'
Küçükosmanoğlu, 112 Acil Servisi'nin 2020'den beri bağlı olduğu merkezi bir sistem bulunduğunu, bu sistemin bütün yoğun bakım yataklarını gördüğünü, öte yandan merkezi sistemin ve hasta transfer kurallarının rüşvet ve ihmallerle etkisizleştirilebildiğini söyledi. İstanbul'da yenidoğan yoğun bakım yataklarının çoğunun özel hastanelerde olduğunu, yönetmeliğe göre 112'nin en yakın kamu hastanesine sevki gerektiğini, yer bulunamadığı takdirde çevredeki özel hastanelere sevk edilebildiğini belirten Küçükosmanoğlu şunları söyledi:
'Hasta başına para alan bir sistem var. Burada sağlık sisteminde sorun var. Burada sağlık sistemi tartışılmıyor. Niye kamuda yeterince yenidoğan yatağı yok da bunlar özele sevk edilmek zorunda kalındı? Bu devletin yeterli yatırım yapmamasından kaynaklanıyor. Burada sorumlu olan, yıllardan beri yeterli yatırımı yapmayan siyasi iktidar'
Ortaya çıkan komplo teorileri hakkında da konuşan Küçükosmanoğlu, kök hücre tedavisi için bebek kanı kullanılmasının bilim dışı olduğunu, tıpta yeri olmadığını belirtti. Organ naklinde bebekten alınan bir organın kullanılmasının da mümkün olmadığını belirten Küçükosmanoğlu, sözlerini şöyle noktaladı:
'Plasenta doğumdan sonra çıkar. Ondan mucizevi bir şeyler elde edildiğine inananlar, sünnet derisini yüzüne sürenler oluyor. Kök hücre tedavisi, umut tacirlerinin elinde sömürülüyor'
