ABD'de mühimmat ve cephane sıkıntısı
19:05 20.11.2024 (güncellendi: 14:23 21.11.2024)
Ceyhun Bozkurt'la Bölgenin Kalbi
Abone ol
Ceyhun Bozkurt'la Bölgenin Kalbi programında bugün, CHP'de yaşanan sıkıntılar, mecliste yaşanan kayyum gerilimi ve ABD'nin yaşadığım mühimmat sıkıntısı konuşuldu. Öğretim görevlisi Hazar Vural Jane de, Rusya'nın Ukrayna'da düzenlediği operasyonun geldiği son durumu tahlil etti.
Ceyhun Bozkurt'la Bölgenin Kalbi programında bugün, CHP'de yaşanan sıkıntılar, mecliste yaşanan kayyum gerilimi ve ABD'nin yaşadığım mühimmat sıkıntısı konuşuldu. Bozkurt CHP'de yayınlanan fotoğrafların parti içi siyasete etkisini ve mecliste yaşanan kayyum gerilimini anlattıktan sonra, ABD'li subayların ve ABD'de yazılan raporların içerisindeki mühimmat itiraflarından söz etti. Bozkurt, ABD'nin mühimmatlarının Ukrayna'ya gönderilerek eritildiğini, Çin ile olası bir karşılaşmada ABD'nin kullanacak mühimmatı kalmadığını söyledi.
Rusya'nın Ukrayna operasyonunda son durum ne?
Öğretim görevlisi Hazar Vural Jane de, Rusya'nın Ukrayna'da düzenlediği operasyonun geldiği son durumu tahlil etti. Ukrayna'dan Rusya'ya yapılan son saldırıları değerlendiren Hazar Jane, şunları söyledi:
'Tarafların açıklamaları, bir takım gelişmelerin ve hatta savaşın taraflarında da genişlemenin olabileceği hakkında Dünya'yı bir parça endişeye sevk edecek şekilde. Örnek olarak Moskova sorumluluğun yalnızca Kiev'e ait olmadığını, Kiev'e bu silahları verenlerin de sorumlu olduğu, bunların Rusya'nın radarında olduğu açıklamasını yaptı. Bu bir parça tedirgin edici fakat baktığımız zaman Biden'ın artık son günlerine yaklaştığı, Donald Trump'ın konuya çok farklı yaklaşacağını söylediği bir noktada ABD neden böyle bir hassas angaje silah kullanımına izin verdi? Rusya'nın kırmızı çizgilerini bu kadar çiğneyecek ve onu provoke edecek bir eyleme sebebiyet verdi? İşte bu soru soruluyor'
Ukrayna'nın Rusya'ya saldırmakta kullandığı füze sistemlerinin operasyonun seyrini değiştirebilecek etkiye sahip olmadığını, öte yandan füzelerin maksimum 300 kilometre menzile sahip olduğunu belirten Jane, ayrıca Almanya'nın kendi füzelerinin kullanılmasına izin vermeyeceğini söylemediğini hatırlattı.
Almanya'nın bakış açısının farklılaştığını, operasyonun Almanya'nın sınırlarının 500 kilometre ötesinde yapıldığını vurgulayan Jane, Trump'ın da konuya daha taktik baktığını söyledi. Almanya'nın enerjide, göç dalgasında ve ekonomik etkenlerde savaşın etkilerine maruz kalacağını bildiğinin altını çizen Jane, bu sebeple Almanya'nın tarafları yatıştırma politikası izlediğini söyledi. Jane şu ifadeleri kullandı:
'Silahlanma sürekli devam eden bir süreç fakat Trump, niçin ABD'nin Ukrayna'ya sürekli para ve silah verdiğini sorguladı'
Ukrayna'nın Kursk'taki saldırısını, Rusya'nın Ortadoğu politikasını yoğunlaştırdığı dönemde gerçekleştirdiğini hatırlatan Jane, dünyanın çok kutupluluğa gittiğini, uluslararası tarafların ve örgütlerin ortaya çıktığını, yeni ticaret rotalarının planlandığını söyledi.
BRICS toplantısının bu yıl fazlasıyla ön plana çıktığının, BRICS'ten Türkiye'ye gelen davetin altını çizen Jane, ABD'nin Dünya çapındaki etkisini ve pozisyonunu kaybetmek istemediğini belirtti. ABD'nin en büyük silahının dolar olduğunu söyleyen Jane şunları söyledi:
'Baktığınız zaman BRİCS'in sunduğu alternatif yerel para birimleri ile ticaret yapma noktasına gidilecek. Suudi Arabistan, İran, Mısır gibi devletlerin girdiği, Türkiye'nin de girmeye niyetli olduğu bir BRİCS'ten bahsediyoruz. Dolayısıyla ABD açısından doların tekelinin kırılması aslında en büyük problem'
Avrupa Birliği'nin kendi güvenliğini sağlamaktan uzak olduğunu da vurgulayan Jane, bu durumun 1945'ten beri devam ettiğini, NATO temelinde gerçekleşen bir Avrupa savunması olduğunu söyledi. Öte yandan birkaç yıl önce Fransa Başkanı Emmanuel Macron'un, NATO'nun beyin ölümünün gerçekleştiğini söylediğini de hatırlatan Jane sözlerine şöyle devam etti:
'Eski NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, ABD'de Trump seçilse bile NATO'ya bir şey olmayacağını söyleyerek bir güven oluşturmaya çalıştı. NATO'nun bu kadar kimliksel bir sorun yaşayacağı bir sene oldu bu. Avrupa'nın güvenlik anlamında ABD ile kurduğu bağımlılık, temel bir eksiklik ve gerçeklik olarak ortaya çıkıyor. Ukrayna ve Rusya karşılaşması, 3 yıldır Avrupa sınırları içerisinde gerçekleşiyor. Ve Avrupa, 2'inci Dünya Savaşı'ndan beri ilk defa savaşın ne olduğunu yakınen hatırlamaya ve bunun tehdidini hissetmeye başladı. Bunu da nereden biliyoruz? İsveç'in vatandaşlarına yolladığı, olası bir savaşta ne yapılması gerektiğini gösteren broşürlerden, yemek stoklarının konuşulmasından ve savaşın etkilerinin kendilerine de cereyan etmeleri durumunda ne yapacaklarını tartışmalarından biliyoruz'