'BÖYLE VAHŞİ BİR YÖNTEM OLMAZ'
Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Biz buradaki terör gruplarının temizlenmesi için önerimizi herkesle paylaştık. 'O şehrin tamamını bombalayalım, yok edelim.' Böyle vahşi bir yöntem olmaz. Bunlar olacaksa Astana'yı neden başlattık? Soçi'yi neden konuşuyoruz? Cenevre'nin de bir anlamı olmaz" diye konuştu.
'İDLİB'DE NİYET FARKLI'
Suriye'nin garantörünün İran ve Rusya olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, "İhlallere bakıyorsunuz yüzde 95'i rejim veya rejimi destekleyen gruplar tarafından. Amaç ne? Bu süreçten faydalanarak rejimin ılımlı muhalefeti, sivilleri yok etmesi mi?" dedi. Çavuşoğlu, "İran ve Rusya sorumluluklarını yerine getirmeli. Garantör olduysanız ki, oldular, rejimi durdursunlar. Bu, basit bir hava saldırısı da değil. Rejim ilerliyor İdlib içinde. Burada niyet farklı" ifadesini kullandı.
'AMAÇ SOÇİ İSE TERS TEPER'
"Eğer buradaki amaç bu saldırılarla bazı gönülsüz muhalif grupların Soçi'ye gitmesini sağlamaksa, o da ters teper" diyen Çavuşoğlu, Soçi'de sivil kanadın katılımıyla yapılacak görüşmelerden sonuç alınması için çatışmaların durması gerektiğine dikkati çekti.
'SÜREÇ BALTALANIR'
'TERÖR ÖRGÜTÜNÜ KİM KENDİNE TEMSİLCİ SEÇER?'
'RUSYA VE İRAN DESTEK VERMESE REJİM SALDIRAMAZ'
Bakan Çavuşoğlu, Rusya ve İran'ın Suriye hükümetiyle ilişkilerine dair bir soruya, ılımlı muhalefetin siyasi kanadında çok ciddi sorunlar olmasa da sahada bazı sorunlar olduğunu iddia ederek, "Esasen rejimin bu saldırıları konusunda ve ateşkesi ihlal etme konusunda Rusya'nın ve İran'ın bir bahanesi olamaz. Çünkü onlar destek vermediği sürece bu saldırılar olamaz" yanıtını verdi.
'ABD HATALARINI DÜZELTMEZSE İLİŞKİLER DAHA DA ZARAR GÖRÜR'
'AİLE İÇİNDE TERÖRİST OLAN BİR KİŞİNİN ETKİSİZ HALE GETİRMEK İÇİN BÜTÜN AİLE BOMBALANMAMALI'
Bir aile içinde terörist olan bir kişinin etkisiz hale getirilmesi için bütün aileyi bombalamanın insani olmadığını söyleyen Çavuşoğlu, "Bazı konularda mesela, Rusya 'rejimi ikna edemiyoruz' diyor. Mesela 'Siz rejimi kabul etmiyorsunuz ama YPG/PKK konusunda da rejim sizinle aynı düşünüyor, onlar da bunlarla aynı müzakere masasında olmak istemiyor. Bu konuda onları ikna etmek istiyoruz, edemedik. Onlara da öneri getirdik' diyorlar. Dolayısıyla bunları anlıyoruz ama saldırılarla ilgili konularda Rusya ve İran ağırlığını koyduktan sonra rejim bunları yapamaz" dedi.
'REJİMLE YPG'NİN ARASI İYİ DEĞİL'
Bakan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Afrin için "Bir gece ansızın gelebiliriz" sözünün hatırlatılması ve olası operasyonun bölgeyi tümüyle mi, yoksa kısmen mi kapsayacağına ve örgütün Afrin'in rejime devretmiş gibi göstermesinin ya da gerçekten devretmesinin Türkiye'nin operasyon planını engelleyip engellemeyeceği şeklindeki soruya, "Her şeyden önce burada bir devir teslim yok. Zaten şu anda renkli haritaya baktığın zaman kimin nereyi kontrol ettiği belli. Bu tür dedikodular çıkıyor ama, şu anda rejimle YPG'nin arasının iyi olduğunu söyleyemeyiz" yanıtını verdi.
YPG-IŞİD ANLAŞMASI: 'HAYAT ŞARTLARI TİCARET YAPMAYA ZORLUYOR'
"Burada bir devir teslim yoktur, bir. İkincisi, burası bizim için tehdittir. Buradan hem Türkiye'ye yönelik saldırılar, tacizler devam ediyor, hem de Fırat Kalkanı Operasyonu bölgesinde bulunan askerlerimize, güvenlik güçlerimize ve ılımlı muhalefete yönelik tacizler geliyor. Dolayısıyla burası bir tehdit ve burada teröristler var. Elbette siviller ve farklı gruplar da var ama burada bir YPG/PKK mevcudiyeti de var. Buranın mutlaka bunlardan temizlenmesi gerekiyor. O sebeple sayın Cumhurbaşkanımız 'Bir gece ansızın gelebiliriz' dedi. Bu, kuru kuruya söylenmiş bir söz değildir. Bu konudaki çalışmaları askerlerimiz, istihbaratımız, özel harekat hepsi çalışmaları planlamaları yapıyorlar, yaparlar. Dolayısıyla gerekli görüldüğü zaman, uygun bulunduğu zaman ansızın biz buraya müdahale edebiliriz tıpkı Fırat Kalkanı'nda olduğu gibi."
'BİZ BAŞKANLIĞA GEÇTİK, FAYDASINI GÖRÜYORUZ'
Çavuşoğlu, Kuzey Kıbrıs'ta 'başkanlık sistemi'nin tartışıldığını söylerken şu değerlendirmede bulundu:
"KKTC'de de başkanlık sistemi tartışılıyor. Olabilir. Önemli olan demokrasinin işlemesidir. Önemli olan güçler ayrılığıdır. Biz başkanlık sistemine geçtik. Bunun şimdiden faydasını görüyoruz, gördük."
Avrupa Birliği (AB) ile ilgili yumuşa sinyalleri veren Çavuşoğlu, "Bir 50 yıl daha beklenilmesin. Bizim de tahammülümüz kalmadı, milletimizin de tahammülü kalmadı" diye konuştu.
"Avrupalılara şunu söyledik. Bizimle ilişkilerinizi sağlıklı götürebilmeniz için bizi eşit ortak olarak görmek zorundasınız" diyen Çavuşoğlu, Alman mevkidaşı Sigmar Gabriel ile hemen hemen her gün irtibatta olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, Gabriel'in kendisini Almanya ziyaretinde evinde ağırladığını anımsatarak, Türk kültüründe de yeri olan bu tür davranışlara iki ülke halkının da karşılıklı güven tesis etmek için ihtiyacı olduğunu belirtti.
'MACRON'UN SÖYLEDİĞİ ŞU…'
Bakan Çavuşoğlu, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un "Türkiye'nin AB üyelik süreci normal bir şekilde ilerliyormuş gibi bir ikiyüzlülüğün terk edilmesi gerekiyor" sözlerini de şöyle değerlendirdi:
'AVUSTURYA İLE İLİŞKİLERİ NEDEN GERGİN TUTALIM?'
Avusturya Dışişleri Bakanı Karin Kneissl'i 25 Ocak'ta eşiyle birlikte Büyükada'da ağırlayacaklarını dile getiren Çavuşoğlu, "Türkiye ile ilişkileri düzeltme konusunda samimi olduğunu hissediyorum. Biz de böyle bir yaklaşım olduğu zaman Avusturya ile ilişkilerimizi neden gergin tutalım?" dedi.
Ege Adaları ile ilgili devam eden tartışmalara da değinen Dışişleri Bakanı, "AK Parti iktidarları döneminde ve Kardak krizi sonrası hiçbir ada Yunanistan'a verilmemiştir" görüşünü dile getirdi.
BAĞDAT ZİYARETİ
Bağdat-Erbil hattı arasında arabuluculuk talepleri geldiğini söyleyen Çavuşoğlu, "21 Ocak'ta Bağdat'a gideceğiz. İkili konular yanında bunu da görüşeceğiz" açıklamasında bulundu.
Türkiye, YPG'yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de 'terör örgütü' olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu görüşünü kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG'ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.