'Atık suyu arıtıp içme suyuna dönüştürmek mümkün ama etik olarak bunu yapamayız'
14:05 27.12.2023 (güncellendi: 12:28 28.12.2023)
Barajlarda yapılan ıslah ve su tutma durumu
Abone ol
İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Begüm Çelikdelen, son dönemlerde doluluk oranları ile gündeme gelen İstanbul barajlarında yapılan çalışmaları ve ortaya çıkan verileri anlattı.
İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Begüm Çelikdelen, barajlarda doluluk oranının son otuz yılın en düşük seviyesi olan yüzde 16’ya düştüğünü ve kasım yağışları ile tekrardan yüzde 50 seviyelerine geldiğini aktardı:
“Çok krizli bir yaz dönemi geçirdik. 1994’ten beri takip ettiğimiz su değerlerine bakıp, 10 yıllık ortalamaları aldık. 1994-2004 arasında barajlarımızın doluluk oranı ortalama yüzde 60 iken, 2004-2014 arası yüzde 55’e düşmüş. Son 10 yılda ise yüzde 48’e düşmüş durumda. Kuraklığı veya küresel ısınmayı, baraj doluluk oranlarımızdan görebiliyoruz. Bu sene ayrıca krizler de oldu. Yağış çok azdı. Kışın hiç kar almadık. Olması gereken değerlerin altında gittik. Kriz dönemlerinde neler yapabileceğimizi hem barajlarda denedik hem de bu konu üzerinde çalışmalar yaptık. Neyse ki kasım ayındaki yağışlarla beraber doluluk oranımız son otuz yılın en düşük seviyesi yüzde 16’dan tekrar yüzde 51’e çıktı.”
‘Suyun çoğu Anadolu tarafında ama nüfusun üçte ikisi Avrupa tarafında yaşıyor’
Barajlardaki su oranlarının düşmesinden sonra alınan önlemleri anlatan Çelikdelen, ayrıca İstanbul’un su kaynaklarının ve nüfusunun dağılımına ilişkin sayısal verileri paylaştı:
“Öncelikle halkı bilinçlendirdik. Vatandaşlarımızdan hep tasarruf etmelerini istedik. Buna gerçekten çok duyarlı İstanbul halkı. Yeşil alanların sulanmasında önlem aldık. Mesela yaz döneminde, sitelerin yeşil alanlarının sulanmasını yasaklamış olduk. Yeşil alanlara yeni su abonelikleri vermedik. Çeşmelere perlatör taktırdık. Suyu siz hissetmeden daha az kullanıyorsunuz böyle. Tabii bir de vatandaşların görmediği bazı çalışmalar da yaptık. Baraj seviyeleri çok düştüğü için barajların dip çamur haritalarını çıkarttık. Dip çamurdan ne kadar suyu kazanabileceğimize baktık. Sal üzerinde su alma pompaları yerleştirdik. Melen’den daha çok su çektik. Tabii bizim su varlıklarımız daha çok Anadolu Yakası’nda. Anadolu tarafında suyumuz daha çok, Avrupa tarafında daha az. Ama nüfus tam tersi: Avrupa tarafında nüfus daha fazlayken, Anadolu tarafında daha az. Tam rakam vermem gerekirse; suyumuzun yüzde 35’i Avrupa’da iken, nüfusun üçte ikisi Avrupa’da bulunuyor. Ayrıca Melen’den gelen suyu ve Anadolu tarafındaki suyu, Avrupa tarafına aktarmayı başardık.”
‘Atık suyu arıtıp içme suyuna dönüştürmek mümkün ama etik değil’
ABD’nin Kaliforniya Eyaleti’nde başlayan atık suyun arıtılıp içme suyu haline getirilmesi uygulamasını yorumlayan Çelikdelen, şu ifadeleri kullandı:
“Atık suyu arıtıp içme suyuna dönüştüren teknoloji mevcut. Eskiden çok pahalıydı fakat artık daha uygun. Osmotik basınç kullanarak suyu arıtıyorsunuz. Evdeki sistemlerde aktif karbondan geçiriliyor ve filtreleme yapılıyor. Osmotik basınçta ise suyu tamamen sade, saf su haline getirebiliyorsunuz. Tüm mineraller de dahil çıkıyor ve saf su kalıyor H2O olarak. Bunu yapabiliriz. Ama şimdi atık sudan içme suyu yapmak etik olmuyor. İnsanlarımız abdest de alıyor. Müslüman bir ülkeyiz. Etik olarak bunu yapamayız. Yani teknik olarak yapabiliriz ama etik olarak yapamayız. Su sıkıntısı olan ülkelerde atık sudan içme suyu üretip, şişenin üstüne bunu yazıp, daha ucuz fiyata satıyorlar. Çok çaresiz ülkeler yapıyor bunu. Uygulaması da pahalı. Fakat deniz suyu arıtması üzerinde çalışıyoruz. Karadeniz ve Marmara sularında fizibilite çalışmaları yapıyoruz. Denizden su arıtmayı yapacağız. İstanbul’a bu lazım.”