Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye ziyareti öncesinde Sputnik Türkiye'den Yavuz Oğhan'a özel mülakat verdi. Rusya — Türkiye ilişkileri başta olmak üzere, Suriye krizi ve bölgesel gelişmelere ilişkin önemli açıklamalar yapan Yıldırım, Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında yapılacak ikili görüşmelerde Halep krizi üzerinde durulacağını söyledi.
"Daha yakınlaşmış vaziyetteyiz. Mesela, Fırat Kalkanı operasyonunda Rusya bizi makul ve haklı görüyor. Dolayısıyla geçmişe göre, özellikle bu uçak krizinden sonra ilişkilerin normalleşmesiyle birlikte, bölgesel konulardaki bakış açımızda birbirimize daha yakın durmaya başladık."
Başbakan Yıldırım'ın, 'Rusya ve Türkiye arasında uçak kriziyle başlayan gerilim tamamen aşıldı mı?' sorusuna yanıtı ise şöyle oldu:
"Tamamen yok olduğunu söylemek için çok erken ama iyiye doğru gidiş var. 9 Ağustos'ta Sayın Cumhurbaşkanımız St. Petersburg'a gitti. Tam 2 ay sonra Sayın Putin geliyor. Rusya'yla ilişkileri geliştirmek için her türlü adımı atıyoruz. Rusya'yla ilişkilerimiz gelişecek. Adım adım gelişiyor ama bir günde herşey eskisi gibi olmaz. Fakat, düşündüğümüzden daha hızlı ilerliyor."
‘ABD'NİN YPG VE PYD'YLE İTTİFAKINI ASLA KABUL EDEMEYİZ'
'SURİYE, COĞRAFYAMIZIN UZANTISI'
"Tabii bir iç savaş olduğu zaman, herkesin birbirini suçlamasından daha doğal bir şey olmaz. Ama olan yine o ülkenin insanlarına oluyor. O acıyı tam olarak ne Amerika'da yaşayanlar çekebilir ne Rusya'da yaşayanlar anlayabilir. Ama biz anlıyoruz. Çünkü biz bu coğrafyanın bir uzantısıyız. Daha doğrusu onlar bizim coğrafyamızın bir uzantısı. Dolayısıyla bu, fiziken de zihin dünyamızda da bu acıları en iyi anlayan biziz. Biz de bu konuda çözüm üretilmesi için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz."
‘ABD'DEKİ SEÇİMLERİN YARATTIĞI İRADE BOŞLUĞU SURİYE'DE ÇÖZÜMÜ GECİKTİRİYOR'
Başbakan Yıldırım, Rusya, ABD, İran ve Suudi Arabistan'ı bir araya getirerek, Suriye'de çözümü sağlamak yönünde irade gösterebileceklerinin altını çizerken, ABD'deki seçim sürecinin, krizin çözümünü geciktirdiğini vurguladı:
"Özellikle Amerika seçimleri dolayısıyla oluşan irade boşluğu malesef bölgede olumsuz gelişmelere de kapı aralıyor. Türkiye olarak bizim rolümüz ne? Bizim rolümüz, gerek Rusya'yı gerek ABD'yi gerek İran'ı bir araya getirmek. Hatta Suudi Arabistan da buna dahil olabilir. Bu şekilde, bölgede artık akan kanı durdurmak ve masum, korunmasız insanların hayatını kaybetmesinin önüne geçmek. Bunun için gayret ediyoruz."
'TÜRK AKIMI'NIN AVRUPA'YA DA FAYDASI VAR'
"Türk Akımı projesinin önemi şu: bölgedeki enerji güvenliğini sağlamak, hatta bölgemizle çevrili olan ülkelere de bu konuda gerekli desteği vermek. Avrupalıların endişe edeceği bir konu yok. Avrupalılar'a da faydası var."
'FETÖ'YLE MÜCADELEDE RUSYA'NIN KAFASI DAHA BERRAK'
Fethullah Gülen'in iadesiyle ilgili olarak Türkiye'nin gerekli girişimleri yaptığını belirten Başbakan Yıldırım, Fethullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) karşı Rusya'nın tutumunu 'çok net' olarak tanımladı. Yıldırım, ABD'nin 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ'yle yönelik yaklaşımında değişim gördüklerini kaydederken, ‘FETÖ'yle mücadele konusunda Rusya'nın kafası daha berrak. Çok net, gerekli tedbirleri aldılar zaten. Almaya da devam ediyorlar' dedi.
Başbakan Binali Yıldırım'ın Sputnik'e yaptığı açıklamaların tamamı şöyle:
Yarın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin geliyor. Bu tip olayları konuşurken artık, Suriye dışında da değerlendirme yapılmıyor. Suriye bağlantısı da bu konulara dahil ediliyor. Özellikle PYD — YPG konusunda ABD'nin ve Rusya'nın yaklaşımı ve Türkiye'nin pozisyonuyla ilgili neler söylersiniz?
'SURİYE'DE HERKES BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİ VERİYOR'
Rejime karşı savaşan muhaliflerin silahlandırılmasına ilişkin son günlerde çok ciddi bir tartışma da devam ediyor, ABD tarafından… Tıpkı Afganistan'da olduğu gibi… Bu Suriye'deki ortamı nasıl etkiler?
Şimdi bir iç savaş var. Herkes bir bağımsızlık mücadelesi veriyor. Dolayısıyla burada her şey mümkün. Taraflar birbirlerini suçluyorlar. Her şey doğru yapılsa herhalde bunlar olmaz. Muhaliflerle konuştuğumuz zaman diyorlar ki, ‘Biz dikta rejimine karşı, Esed'in zulmüne karşı ülkemizi savunuyoruz. Milletimizin canını malını kurtarmaya çalışıyoruz. Bizi topraklarımızdan atmaya çalışan, üzerimize bomba yağdırmaya çalışan bir rejime karşı ne yapabiliriz? Kendi mücadelemizi veriyoruz.' Tabi bir iç savaş olduğu zaman, herkesin birbirini suçlamasından daha doğal bir şey olmaz. Ama olan yine o ülkenin insanlarına oluyor. O acıyı ne Amerika'da yaşayanlar çekebilir ne Rusya'da yaşayanlar anlayabilir, tam olarak. Ama biz anlıyoruz. Çünkü biz bu coğrafyanın bir uzantısıyız. Daha doğrusu onlar bizim coğrafyamızın bir uzantısı. Dolayısıyla bu, fiziken de zihin dünyamızda da bu acıları en iyi anlayan biziz. Biz de bu konuda çözüm üretilmesi için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.
'RUSYA'YLA DAHA DA YAKINLAŞMIŞ VAZİYETTEYİZ'
Geçmişte Rusya ve Türkiye'nin Suriye politikasında bir makas farkı vardı. Bu son görüşmelerde, alttan alta bir takım diyalogların devam ettiğini görüyoruz… Şu an nasıl tarif edebilirsiniz gelinen aşamayı?
Doğru, doğru… Daha yakınlaşmış vaziyetteyiz. Mesela, Fırat Kalkanı operasyonunda Rusya bizi makul ve haklı görüyor. Dolayısıyla geçmişe göre, özellikle bu uçak krizinden sonra ilişkilerin normalleşmesiyle birlikte, bölgesel konulardaki bakış açımızda birbirimize daha yakın durmaya başladık.
‘RUSYA'YA BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR'
Halep? En büyük tartışma Halep üzerinden yürüyor…
'ERDOĞAN VE PUTİN BÜTÜN KONULARI KONUŞACAK'
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Enerji Kongresi için Türkiye'de olacak. Oradaki görüşmelerde de muhtemelen bu konular gündeme gelecektir. Bir umudunuz var mı, bu görüşmeler sonrasında Halep krizinde bir çözüm bulunabilir mi?
Mutlaka, görüşmekten başka bir çözüm yok. Silahla, öldürmekle, bombalamakla bugüne kadar hangi sorun çözülmüş? Dünyanın hiçbir yerinde güvenlik boyutlu, savaş yöntemiyle hiçbir sorun çözülememiş. Ancak yaralar daha büyümüş, acılar daha büyümüş, ayrışmalar daha büyümüş… Dolayısıyla, Sayın Putin'in Türkiye ziyareti, Dünya Enerji Kongresi vasıtasıyla geliyor ama Sayın Cumhurbaşkanımızla ikili ilişkileri olacak, bölge sorunları ele alınacak, ikili ilişkilerimizin geliştirilmesi konuşulacak ve mutlaka tabiki Suriye, genelde bölge sorunları ve özelde Halep üzerinde durulacağını düşünüyorum.
'RUSYA-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE GİDİŞAT İYİ'
Vladimir Putin'in Türkiye ziyareti, uçak kriziyle yaşanan süreçte artan tansiyonun tamamen yok olduğu manasını taşıyor mu?
Tamamen yok olduğunu söylememiz için çok erken ama iyiye doğru gidiş var. 9 Ağustos'ta Sayın Cumhurbaşkanımız St. Petersburg'a gitti. Tam 2 ay sonra Sayın Putin geliyor. Kısa bir süre sonra biz Sayın Medvedev'le buluşacağız. Bunun kararını verdik, telefonla görüştük. Rusya'yla ilişkileri geliştirmek için her türlü adımı atıyoruz. Rusya'yla ilişkilerimiz gelişecek. Adım adım gelişiyor ama bir günde herşey eskisi gibi olmaz. Fakat, düşündüğümüzden daha hızlı ilerliyor.
Tarih belli mi?
Yakında. Teknik düzeyde çalışılıyor. Burada esas olarak ikili ilişkileri ele alacağız. Ülkelerimiz arasındaki karşılıklı yatırımlar, ticaret, enerji, ulaştırma ve tarım… Bütün bu konuları enine boyuna görüşeceğiz. Bu hafta başından itibaren Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantıları yapılacak. Bizim Sayın Medveved'le bir araya geleceğimiz, programın gündemi de bu toplantılarda oluşturulacak.
'TÜRK AKIMI'NDA AVRUPA'NIN ENDİŞE EDECEĞİ BİR KONU YOK'
Türk Akımı projesi iki ülke arasındaki en önemli projelerden biri…
Birçok önemli proje var. Akkuyu Nükleer Santrali var, Türk Akımı projesi var…
Türk Akımı konusunda Avrupa'nın itirazı vardı. Bu projenin önemi Avrupa'ya yeterince anlatılabildi mi? Türkiye bu projeyi ne kadar önemli görüyor?
Türk Akımı projesinin önemi şu: bölgedeki enerji güvenliğini sağlamak, hatta bölgemizle çevrili olan ülkelere de bu konuda gerekli desteği vermek.
Avrupalılar anladılar mı bunu?
Avrupalıların endişe edeceği bir konu yok. Avrupalılar'a da faydası var.
'TÜRKİYE, TURİZMDE 2017'DEN UMUTLU'
Turizm konusunda geçtiğimiz yıl ciddi bir sıkıntı çekmişti Türkiye. Önümüzdeki yıla ilişkin işaretler nasıl?
Önümüzdeki seneye yönelik işaretler özellikle Rusya tarafından daha müspet görünüyor. Ortadoğu coğrafyasında artış var. 2017 mutlaka 2016'dan çok daha iyi olacak. Bunu görüyoruz. Fevkalade bir gelişme olmazsa bölgede, çok daha iyi olacağını düşünüyoruz.
Dış politika konuşurken, Musul'u konuşmazsak eksik kalır. Büyükelçi'nin bir açıklaması var: ‘Türkiye eğer bizim taleplerimizi ciddiye almazsa, tavrımız farklı olur' biçiminde…
Ne yapacaklar?
‘MUSUL'DA DEMOGRAFİK YAPI DEĞİŞMEMELİ'
Onu bilemiyorum. Nasıl ilerliyor, oradaki krizi çözmek için bir girişim söz konusu mu?
BAĞDAT YÖNETİMİNE SERT TEPKİ
Başka bir ülkenin dahil olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Bunları biz biliyoruz ama zamanı geldiğinde de bunu açıklarız. Başka bir şey var. Yani Irak hükümetine sormak lazım: 30 seneyi aşkın bir süredir, Türkiye'nin canını yakan, Türkiye'nin birliğine ve beraberliğine kast eden, alçak PKK terör örgütünün yuvası haline gelmiş ülkeniz, bu kabadayılığınız, bu afra tafranız biraz da onlara karşı olsun. Bunlara gelince ses soluk yok. Biz orada DAEŞ'le mücadele için bölgede bulunan insanlara destek veriyoruz, eğitiyoruz. Buna karşı laf ediyorlar. Bu abesle iştigaldir, bu asla bizim onaylayacağımız bir şey değildir.
'RUSYA FETÖ'YE KARŞI GEREKLİ TEDBİRLERİ ALIYOR'
Cemaate yönelik Türkiye'nin 15 Temmuz'da yaşadığı büyük bir sıkıntı var, operasyonlar da sürüyor bu konuda. Birçok ülkeyi de uyarıyor Türkiye, sizin de başınıza böyle bir sıkıntı gelebilir diye… ABD'yle gerilim başlıklarından biri de bu. Rusya'yla bu konuda bir sıkıntı yaşandı mı?
Yok. Kayda değer bir sıkıntı yaşamadık. FETÖ'yle mücadele konusunda Rusya'nın kafası daha berrak. Çok net, gerekli tedbirleri aldılar zaten. Almaya da devam ediyorlar. ABD de ilk günkü noktada değil. Onlar da meselenin göründüğünden daha derin olduğunu, terör örgütünün emellerinin, faaliyetlerinin çok daha küresel boyutta olduğunu anlamış gibi görünüyorlar. İnşallah devamını getirirler.
İadeyle ilgili bir gelişme var mı?
Gerekli hukuki altyapı oluşturuldu. Talepler yapıldı, belgeler, bilgiler gönderildi. Resmi olarak, geçici tutuklanması ve iade edilmesi konusunda, ABD'ye Türkiye Cumhuriyeti olarak talebimizi yaptık. Sonucunu bekliyoruz.
'TORUNUM TRAVMAYI HENÜZ ATLATAMADI'
Son soru: 15 Temmuz sonrasında yaptığınız bir açıklama vardı. Fethullahçı Terör Örgütü'nün kalkışması sonrasında torununuzla yaşadığınız bir diyalogu anlattınız. İdrak edebildi mi? Sonrasını merak ediyoruz…
Doğrusu o travma biraz daha devam ediyor. Gece uyuyamıyor çocuk. Kısa sureli uyurken, kendi kendisine konuşuyor. Tedavisi devam ediyor. Torunum bir örnek, bunları milyonlara uygulayabilirsiniz. Malesef olan şeyin, akılla ve mantıkla izahı yok. Bizim bu alçakların yaptığının, Beşar Esed'in yaptığından ne farkı var. O da vatandaşlarının üzerine bomba yağdırıyor. Ama Türk milleti Suriye'deki gibi olmadı. Türk milleti canıyla kanıyla, cesaretiyle bu alçaklara dersini verdi. Bize, bu millete yakışanı yaptı. Türk'ün asaletini bir kez daha gördük.