Yıldırım, AK Parti TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Grup toplantısına katılan teşkilat üyelerini selamlayan Başbakan Yıldırım, TBMM'nin 26. Dönem 2. yasama yılında AK Parti'nin ilk grup toplantısını gerçekleştirdiklerini belirterek, bunun partisi, ülke ve millet için hayırlı olması temennisinde bulundu.
"Türkiye'deki terör belasının kaynakları Suriye ve Irak'tadır" diyen Yıldırım, "Suriye'deki sorun ortadan kalktığında, Türkiye'de terör konusunda büyük bir mesafe kat edeceğiz. AK Parti sürekli yeni projeler geliştiriyor, onun için de dimdik ayakta. Terör örgütlerine, darbecilere cesaret verecek söylemlerin hiç kimseye faydası yoktur" ifadelerini kullandı.
Yıldırım, "FETÖ'nün vücuda giren bir zehir gibi her yere ulaşabilen, her yere sızabilen, her yere nüfuz edebilen fitne söylemlerine karşı da çok dikkatli olmanızı istiyorum. Bu vesileyle AK Partili yol arkadaşlarıma, AK Parti teşkilatlarına da şunları söylemek istiyorum, hiç kimse FETÖ'nün oyununa gelmesin. FETÖ, diğer partilerle birlikte, AK Parti teşkilatları içinde de tereddütler ortaya çıkarmak, kendisine karşı yürütülen mücadelenin kararlılığına gölge düşürmek için her türlü hileye, yalana, dolana başvuruyor. Neymiş, alt düzeydeki FETÖ'cüler tasfiye edilirken, siyasi gücü ve konumu olanlar korunuyormuş. Bu ifade fitnenin ta kendisidir. Bu tür ifadelerin peşinden gidenler, FETÖ'nün kündesine geldiklerini asla unutmasınlar. Bu demek değildir ki eksikler, hatalar yoktur. Elbette insanın olduğu yerde eksik de olur, hata da olur bunların hepsi telafi edilir. Ama hainlik asla affedilmez" değerlendirmesinde bulundu.
Gaziantep'de çoğunluğu çocuk 56 kişinin ölümüne yol açan canlı bomba saldırısının bir anlamda bardağı taşıran son damla olduğuna işaret eden Başbakan Yıldırım, IŞİD başta olmak üzere, tüm terör örgütlerini ülkenin sınırlarından uzaklaştırmak, Suriyeliler için güvenli bir gelecek inşa etmek için Cerablus'un terör unsurlarından temizlendiğini bildirdi.
Operasyonlardan sonra güvenliğin sağlanmasının ardından, 3 bin kişinin Cerablus'a geri döndüğüne dikkati çeken Yıldırım, Suriyelilerin de kendi topraklarına dönmeye başladıklarını, okulların açıldığını, sağlık hizmetlerinin verilmeye başlandığını, hayatın normale döndüğünü aktardı.
Fırat Halkanı operasyonunun da başarılı bir şekilde devam ettiğini belirten Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
‘BİN BİR TÜRLÜ YALANLA, DOLANLA, KANDIRMACAYLA ÖRGÜT İSMİ DEĞİŞTİREREK MAALESEF İPE UN SERİYORLAR'
‘TÜRKİYE'Yİ SURİYE SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNDE DİKKATE ALMAMAK TARİHİ BİR HATADIR'
"Bundan sonra Suriye konusunda her ne yapılacaksa, her ne adım atılacaksa bunun bir tarafı da mutlaka Türkiye olacaktır. Çünkü Suriye sorunun yükünü çeken en önemli ülkelerin başında Türkiye geliyor. 911 kilometre hududu, 3 milyonu bulan mültecisiyle Türkiye'yi Suriye sorununun çözümünde dikkate almamak tarihi bir hatadır."
‘SÜNNİ ARAP AŞİRETLERİNİN ETKİN OLDUĞU MUSUL'U, Şİİ MİLİSLERE TESLİM ETMEK…'
Irak'ta, Musul ve Telafer'de bir hareketlilik göründüğünü aktaran Yıldırım, Musul'un, IŞİD operasyonu sonrası mezhepler arası çatışmanın yeni merkezi haline dönüştürüleceği yönünde bir kaygı duyduklarına işaret etti.
‘BÜYÜK BİR FELAKETİN BAŞLAMASI ANLAMINA GELİR'
Telafer'in Sünni ve Şii nüfusun yoğun ve Türkmenlerin ağırlıklı yaşadığı bir bölge olduğunu anımsatan Yıldırım, buranın nüfus yapısının bozulmasının o bölgede büyük bir felaketin başlaması anlamına geldiğini vurguladı.
Yıldırım, bölgede Türkmenlerin birbiriyle çatışmaya sürüklenmesinin ve yeni bir çatışma alanı oluşturmanın amaçlandığına dikkati çekerek, "Suriye ve Irak'ta demokratik yapıların bozulması, buna yönelik etnik alanların kaşınması bölgeye istikrar getirmeyeceği gibi, buradaki çatışmaları çok daha derinleştirecektir. Osmanlı'nın bu topraklardan ayrılmasından beri kandan, gözyaşından kurtulamayan Ortadoğu coğrafyasını istikrara kavuşturmak, bölgenin tarihine, kültürüne, hassasiyetine uygun çözümleri hayata geçirmekle mümkündür. Türkiye olarak bu yöndeki her çözümü bugüne kadar destekledik, desteklemeyi sürdüreceğiz" diye konuştu.