Melahat Kaya, oğlunun başına gelenleri şu sözlerle özetledi:
"Oğlum Maltepe Kışlası'na 5 Mayıs'ta kısa dönem asker olarak gitti. 29 Haziran'da Kuleli'de yemin töreni vardı. Törenin ardından Aykut, İzmir Urla'ya kampa gitti, 21 gün kaldıktan sonra döndü ve sonra darbe girişimi oldu. Çocuğumu Kuleli'nin arka bahçesinde çay içerken tatbikat yapılacak diyerek Boğaz'a götürmüşler. Oğlum hâlâ tutuklu."
Oğluna 4 tane şarjör verildiğini dolayısıyla kimseye ateş etme imkanı olmadığını kaydeden Kaya, "Gözaltına alındıktan sonra hakim karşısına çıktı. İfadesine göre önce serbest kaldı. Kuleli'ye giderken, 22 arkadaşıyla beraber yoldan çevrilip tekrar alındı. Cuma günü açık görüş vardı, oğlumu gördüm. Bana, 'Anneciğim bizim arkamızda kimse durmuyor, biz hiçbir şey yapmadık, biz vatani görevimiz var diye geldik, komutanlarımız tatbikat var diye Boğaz'a götürdüler. Ne ben ne tanıdığım arkadaşlarım, kimseye ateş etmedik. Fakat bize niye kimse sahip çıkmıyor, niye bizi dinlemiyor, hakim karşısına niye hâlâ çıkmadık' diyor. Ölümden aldılar, götürüp dört duvara kapattılar çocukları…" dedi.
‘KARŞIMIZDA MUHATAP YOK'
Darbe girişiminden sonra komutanların çocuklarının telefonlarını aldıklarını, dört gün boyunca oğlundan hiç haber alamadığını söyleyen Kaya, "Dört gün sonra bizi sadece Bayrampaşa Çevik Kuvvet'te gözaltındayım diye aradı. 1 hafta sonra da tutuklandığını öğrendik. Biz şu anda iktidarda olan kimseden yardım alamadık. Karşımızda muhatap yok. Çocuklarımız ne zaman bırakılacak? Çocuklarımızın suçu ne? Bize kimse ne olacağını söylemiyor. Avukatımız sürekli şikayet dilekçesi veriyor. Televizyonları arıyoruz ama ‘kapanırız' diyorlar ve hiçbir şekilde gelmiyorlar. Benim çocuğum karıncayı incitmez. Bizimle hiç kimse ilgilenmiyor" dedi.
ÖNCE ASKERİ CASUS SONRA FETÖ'CÜ
Yarbay Ahmet Turan Ilıca ise İzmir Casusluk Davası'ndaki kumpas mağdurlarından biri. O süreçte ordudan atılan Ilıca, davanın kumpas olduğu ortaya çıkınca şikayetçi olmuş ve görevine geri dönmüş.
"İzmir'de göreve başlar başlamaz beni askeri casusluk savcısı çağırdı. General ultrasonlarını gösterdi, ‘Bunları sen mi çıkarttın' dedi. Ben ‘Hayır' dedim ve bir daha beni çağırmaz diye düşünüyordum. Fakat 5 ay sonra beni sanık yapmış. Bu süreçte ordudan atıldım. Böylece ‘savcı işin içinde' dedik. Tutuksuz sanık olarak, general ultrasonlarını sızdırmakla yargılandım. Askeri Casusluk Davası sonra ÖYM'lerden alınıp normal mahkemeye verildi ve mahkeme bunun kumpas olduğunu anladı. Karşıt bir soruşturma başlattı. Bu arada itirazım kabul edildi ve orduya geri döndüm. Çok travmatik bir süreçti. Yanlış yapmadığınızı bilmek sizi ayakta tutuyor."
‘BÖYLE BİR DEVLETTE ERKEKLİK YAPILMAZ'"Emekli olmak istedim çünkü bu adamların hâlâ çok güçlü olduğunu düşündüğüm için devam etmeyi gözüm yemiyordu. Bunu beklerken 27 Temmuz'da o listede ismim çıktı. Tam bir skandal! Benim şikayetçi olduğum kişiler FETÖ'cü diye atıldı. GATA'da kumpastan çekmiş arkadaşların görüşü, bunu FETÖ'nün yapmış olacağı yönünde. Açıkçası devlete kırgınım. ABD'nin hekimlik sınavlarını verdim, gitmk de istiyoruz. 8 yıl bunun acısını çektim. Haftasonu evimiz arandı. Çok yoruldum ülkeden. Keşke FETÖ'den şikayetçi olmasaydım diyorum. Böyle bir devlette erkeklik yapılmaz. Duygu durumum devlete olan kızgınlık. 2 aydır insanlara minnet duyuyorum. Bu devletin bir hatası. Bir müsteşarın arayıp ‘Özür dileriz, yanlışlık olmuş' demesi lazım ama ben kendimi anlatacak insan arıyorum. Şu işten kurtulabilirsem, ülkeden bir müddet gitmek istiyorum."