'YAPISAL KRİZ'
"Türkiye kağıt üzerinde parlamenter bir sisteme sahip, halen bir anayasası var. Anayasada anayasal düzenin adı parlamenter düzen olarak konulmuş durumda. Fakat fiilen artık iktidarın da kabul ettiği üzere saraydan yönetilen yani başkanlık rejimiyle yönetilen bir durumla karşı karşıyayız. Dolayısıyla bu ister istemez bir yapısal krize yol açıyor, yani siz parlamenter sisteme göre bütün kurumları, kanunları, yasaları, anayasası düzenlemiş bir ülkeyi bunlar sanki çok ilişkili bir başkanlık rejimiyle yönetmek isterseniz sistem ister istemez arıza verir. Şimdi yaşanan şeyde aslında bu. Şahısları aşan, şahısları mensubu oldukları yapıların içerisine yerleştirerek ancak analiz edebileceğiniz bir durumla karşı karşıyayız."
‘İLK KEZ ASKER DIŞINDA SİVİLLER ANAYASAYI ASKIYA ALDI'
‘DAVUTOĞLU BAŞKANLIĞA TAM UYMADIĞI İÇİN TASFİYE EDİLDİ
Davutoğlu'nun yaklaşık altı ay önce düzenlenen seçimlerle yaklaşık yüzde 49.5 oranıyla işbaşına gelmiş bir başbakan olduğunu belirten Yaşlı, "Temel mesele bu başarı Tayyip Erdoğan açısından bir başarı olarak görülmemiştir. Erdoğan açısından başarılı icraat denilen şey Türkiye'nin başkanlık yolunu kimin açıp kimin açmayacağı meselesidir" vurgusu yaptı.
Yaşlı, artık aranan başbakanın bundan sonra başkanlığın yol haritasına yüzde yüz uyum sağlayacak, Saray'la uyum içinde çalışan bir isim olması gerektiğini anımsatırken, Türkiye kamuoyunda da ortaya atılan Binali Yıldırım, Bekir Bozdağ, Berat Albayrak seçeneklerine atıfta bulunarak; bu isimlerden herhangi birinin artık Davutoğlu'nun düşük profilli başbakanlığının da ötesinde devlet başkanının yardımcısı pozisyonunda, icra heyetinin başkanı pozisyonunda hareket edeceğini düşünmemiz gerektiğini vurguladı.
‘MERKEZ SAĞ VE MHP'YE BAKMAK LAZIM'
MHP'de Kurultay süreci ve bu sürece dair engellemelerin Erdoğan'ın yeni bir ‘dizayn çabası' olduğu tartışmaları ortadayken, Devlet Bahçeli'nin MHP'nin başında kalmasının AKP rejiminin işleyişini kolaylaştıracağı, başkanlığa giden yolun taşlarının döşenmesine katkı yapacağı yorumunda bulunan Yaşlı; TBMM gündemine taşınan dokunulmazlıklar meselesinin de Saray'a meclis aritmetiği üzerinden istenildiği gibi oynama ve bir erken seçime daha doğrusu ara seçime gitme fırsatı açacağını vurguladı.
"MHP'nin yargı üzerinden dizayn edilmesi durumuyla karşı karşıyayız" diyen Yaşlı, CHP'nin de dokunulmazlıkların kaldırılmasına onay vererek hata yaptığı görüşünde. CHP'nin ‘terörle yan yana anılmama izahatlarının toplumda bir karşılığı olamayacağını belirtti.
‘PARLAMENTER SİSTEM SONUNA KADAR SAVUNULMALI'
"Bu koşullar altında alınması gereken öncelikli tavır bence parlamenter sistemin sonuna kadar savunulmasıdır. Madem Kılıçdaroğlu açıklama yapıp ortada bir darbe süreci var dedi bu darbe süreci sadece başbakanın devrilmesiyle ilgili değil, aynı zamanda parlamentonun işlevsizleştirilmesiyle ilgili, vekil dokunulmazlıklarının kaldırılması üzerinden işlevsizleştiriliyor. Öncelikle Kılıçdaroğlu ve parti yönetiminin, Erdoğan'a meclisten elini çek demesi gerekir. Elini çekmesinin birinci yolu dokunulmazlık sürecinde CHP'nin, AKP'ye destek vermemesidir. Dokunulmazlıkların kaldırılması Türkiye'de ki parlamenter sistemin tasfiyesine giden yolda atılmış en önemli adımlardan biridir."
'MUHALEFET BİR AN ÖNCE KENDİNE GELMELİ'
"Şunun farkında olmak lazım, iktidar içerisindeki çatlaklara tamamen bel bağlayan, oradan bir beklenti içerisine giren bir çözüm olmayacaktır. Dış güçlerin müdahale edeceği, ABD'nin Türkiye'de bir diktatörlük kurulmasına izin vermeyeceği gibi tezlerden de uzak durmak gerekir. Başta CHP ve HDP tabanı olmak üzere, toplumsal muhalefetin şu an fazlasıyla dağınık fazlasıyla güçlü görünen toplumsal muhalefetin bir an önce kendine gelmesi ve bir an önce gidişata müdahale etmesi gerekiyor. Bunun dışında başka bir seçenek ben açıkçası göremiyorum."