Türkiye- AB zirvesinde masaya gelen önerilerle ilgili nihai karar 18 Mart'ta yapılacak toplantıda verilecek. Zirveden çıkan sonuçlar siyasette de yankı buldu.
AB-Türkiye zirvesinde prensipte sağlanan anlaşmayı muhalefet partileri 'temkinli' karşılandı. AK Parti, Türkiye'nin taleplerinin kabul edilmesini beklerken, Sputnik'e konuşan CHP, MHP ve HDP temsilcileri hem AK Parti hükümetini, hem de AB'ni eleştirdi.
CHP'Lİ YALIM: AB KENDİ MENFAATİNİ DÜŞÜNÜYOR
TBMM AB Uyum Komisyonu Sözcüsü CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım, Türkiye-AB zirvesinde gündeme gelen kararların daha çok Avrupa'nın menfaatine olduğu görüşünde. Zirveyi ‘menfaatini düşünen AB'nin kendi bünyesine sığınmış olan mültecileri Türkiye'ye geri yollamak amacıyla yapılan bir operasyon' olarak değerlendiren CHP'li Yalım, "AB'den Türkiye'ye verilecek olan hibenin de bölüm bölüm olması da zaten bunu gösteriyor" dedi.
‘AB'NİN VERDİĞİ RAKAMLAR KOMİK'
Türk vatandaşlarına uygulanan Schengen vizelerinin haziran ayında kaldırılması hedefini 'iyi haber, doğru hamle ' olarak niteleyen Yalım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bunca işsizlik sorunu varken, bu kadar sıkıntı yaşanırken, 2015 yılı sonu itibariyle 10.5 milyar dolar bir harcama yapıldı. 2016'da da yapıldığını kabul edelim, bu ömür boyu nasıl sürecek, nasıl bütçemiz kaldıracak. AB'nin verdiği bu rakam da gerçekten komik bir rakam. Çünkü bunun maliyetlerinin çok yüksek olduğunu sizler de biliyorsunuz, ben de teyit ediyorum."
‘SUS PAYI İLE BU İŞLERİ GÖTÜRÜYORLAR'
Vizesiz seyahat karşılığında Türkiye'nin ‘mülteci ülkesi' haline dönüştürülmesinden duydukları kaygıyı da dile getiren Yalım, şöyle konuştu:
"AKP, 'biz vizeyi kaldırttık, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları artık özgürce gidebilir' sinyalini veya açıklamasını yaparken, maalesef Türkiye bir mülteci memleketi haline gelmeye başladı, bunu da görebiliyoruz. Hatta son örnek olarak NATO'nun gemileri de Ege'de dolaşmaya başlıyor. Kendileri müdahale etmeyecekler ama en azında kılavuzluk yapacaklar. Gördükleri küçük botlarda ya da gemilerdeki mültecilerin yakalanmasını ve de Türkiye'ye geri dönüşü sağlanacak. Avrupa ülkeleri tamamen profesyonel bir şekilde belirli bir rakamla, sus payıyla bu işleri şu anda götürmekteler."
‘TÜRKİYE MÜLTECİ POLİTİKASINI GÖZDEN GEÇİRMELİ'
"Bu işten en çok Türkiye ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları zararlı çıkacak. Çünkü gelen Suriyeli mülteciler veya diğer mülteciler o kadar kontrolsüz geliyor ki, gelenlerin içinde her türlü vatandaşın olma ihtimali var. Kontrollü girişlerin veya takip edilebilir bir mülteci sistemi olmadıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin çok daha terörle başının belaya gireceğinin ben sinyalini veriyorum. AKP hükümeti, Başbakan ve Cumhurbaşkanı bu mülteci politikasını tekrar gözden geçirmeli."
‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLARININ GELECEĞİ PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR'
Türkiye'de ekonomik sorunların olduğunu, işsizliğin arttığını, turizm giderlerinin düştüğünü anlatan Yalım, buna karşın Suriyeli sığınmacılar için çalışma kolaylığı, her işverene mülteci çalıştırma zorunluluğu getirildiğini söyledi. Yalım, "2016 gerçekten zor geçecek. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını vizesiz Avrupa'ya gönderme politikasıyla vatandaşların geleceğinin ben peşkeş çekildiği kanaatindeyim" dedi.
MHP'Lİ TOPCU: AB ÜLKELERİNİN SAMİMİYETİNİ GÖRMEK LAZIM
AB ülkelerinin mültecilerin kendilerine ulaşması ile birlikte sorunu hissetmeye başlayınca yıllarca bir kenara bıraktıkları Türkiye'nin istediği konuları gündeme getirdiklerini kaydeden Topcu, AB'nin fasılların açılıp kapanmasındaki bakışını da bu çerçevede değerlendirdi.
Topcu, "Fasıllara, vize anlaşmasına baktığınız da hep böyle problem çıkıyordu, birileri engelliyordu. Ama bu göçmen konusunu kontrol edemedikleri ortaya çıkınca bu sefer daha farklı davranmaya başladılar" dedi.
'NİHAİ KARARA KADAR SÖZLER ANLAM İFADE ETMİYOR'
Bu aşamada Türkiye'nin çok dikkatli ve tedbirli olması gerektiğini vurgulayan Topcu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Acaba orada verdikleri birkaç ülke liderinin verdiği sözler acaba bu parlamentoya nasıl yansıyacak. Bir ülkenin itirazı bile kararın çıkmamasında etkili oluyor veya kararı etkiliyor. Şu anda verilen sözlerin son karar çıkana kadar çok fazla anlam ifade etmediğini düşünüyoruz. Şimdiye kadar ki, elde edindiğimiz tecrübelerden, Türkiye'ye yönelik olarak kullandıkları söylemlerden, mesajlardan bu yorumları çıkartabiliyoruz"
‘PRENSİP ANLAŞMASI DA TÜRKİYE'NİN YÜKÜNÜ HAFİFLETMEYECEK'
Bu açıdan bakıldığında Türkiye'nin çok büyük bir sorun yaşadığını vurgulayan Topcu, "Kontrol edilemeyen bir nüfus var burada. Türkiye'nin harcadığı bir miktar var. Tabi ki insaniyet boyutu çok önemli bu işin, insani görevlerimizi yerine getiriyoruz ama bir taraftan da baktığımız da siz de devlet olarak hayatınızı idame ettirmek zorundasınız" dedi.
‘KONTROL EDİLEMEYECEK SOSYAL PATLAMALARA YOL AÇABABİLİR'
Mültecilerle ilgili şu anda sınırda yeni bir güvenlik bölgesinin oluşturulmasının gündeme getirildiğine dikkat çeken Topcu, MHP olarak bunu kendilerinin 2008 yılında söylediklerini ifade etti.
Türkiye'nin sınırda oluşturulacak güvenli bölgede tutulacak mültecilerin bütün ihtiyaçlarını karşılayabileceğini böylece mültecilerin Türkiye için büyük bir problem alanı oluşturmasının önlenebileceğini anlattıklarını kaydeden Topcu, bugünkü durumun ileride gerçekten kontrol edilemeyecek sosyal patlamalara yol açabileceğini söyledi.
Topcu, "Bunları yaşadıkça çok daha net olarak görme imkanımız var. Onun için tehlikeli bir boyut diye düşünüyoruz" dedi.
'OYALAMA TAKTİĞİ VAR'
'AB SAMİMİYET TESTİNDEN GEÇİYOR'
Topcu, Türkiye'nin burada kararlı ve tutarlı bir politika izlemesi gerektiğini vurgulayarak, "Bunu da karşıya hissettirmesi lazım. Sürekli değişen politikalarla, söylemlerle, AB'ye karşı da yöneltilen söylemlerle, sürekli iki adım ileri bir adım geri şeklindeki yorumlarla, ifadelerle bu işin içinden çıkmak biraz zor. Kararlı tutarlı politikalarla olur. Samimiyet testinden geçiyor şu anda AB ülkeleri. Bu samimiyet testini geçmeleri lazım" diye konuştu.
HDP'Lİ ÖZSOY: TÜRKİYE DİPLOMATİK KART OLARAK KULLANIYOR
HDP Genel Başkan Yardımcısı Bingöl Milletvekili Hişyar Özsoy ise Türkiye'nin mülteci sorunun bir diplomatik kart olarak kullandığı görüşünde. Türkiye'nin mülteci meselesine insani, vicdani, ahlaki bir yerden baktığını çok düşünmediklerini kaydeden HDP'li Özsoy, "Evet, Türkiye'nin üzerine mülteciler ikinci bir baskı oluşturmuş durumda. Bu Türkiye'nin Suriye politikasıyla ilgili. Aslında kendileri yaptılar biraz bunun önüne kendileri açtılar" dedi.
Avrupa'nın da mülteciler konusunda Türkiye'ye çok da yardımcı olmadığını ifade eden Özsoy, "Şu an Schengen üzerinde son derece ciddi bir baskı var mültecilerin kurmuş olduğu bir baskı. Neredeyse AB dağılacak, Schengen dağılacak. Böyle düşünülüyor, bu kadar büyük bir tehdit olarak görmüşler. Bunu gören hükümet de mültecileri son derece güçlü bir diplomatik kart olarak maalesef kullanıyor" diye konuştu.
‘HER İKİ TARAFIN TAVRI SON DERECE ÇİRKİN'
Avrupa'nın sadece 'bu mülteciler benden uzak olsun de ne olursa olsun' gibi bir mantıkla gittiğini kaydeden Özsoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak şöyle söyleyelim mesela Türkiye'de şu an alabildiğine şiddetlenmiş bir savaş durumu var. Bu baharla birlikte savaş durumunun daha da yaygınlaşıp Türkiye'nin batısına da sıçrayabilir, herkes de bunu görüyor konuşuyor. Böylesine bir durumda Türkiye'den belki milyonlarca mülteci Avrupa'ya akabilir. Onun için Avrupa çok kısa hesaplar yapıyor şu an, bu mültecileri bir şekilde baskılamaya kendi iç dengelerini demografik anlamda ve güvenlik anlamında kendilerini tutturmaya çalışıyor.
‘TÜRKİYE SAVAŞA ÇEKİLİRSE ASIL O ZAMAN GÖRÜN MÜLTECİ KRİZİNİ'
"Ama bu sorunun çözülebilmesi için Ortadoğu'nun, Türkiye'nin, Suriye'nin daha yaşanabilir bir yer olması lazım. Başka türlü siz bu konuyu çözemezsiniz. Böyle yabancı düşmanı, ırkçı, pazarlıkçı bir takım hesaplarla kitaplarla bu meseleyi. Yani derli toplu bir çözüme kavuşturmak son derce zor. Yarın öbür gün korkumuz Türkiye de Ortadoğu'daki bu savaş durumunun içine çekilirse ki buna yönelik emareler çok fazla, o zaman siz asıl görün mülteci krizini. Dolayısıyla kısa vadeli bir takım hesaplarla, diplomatik bir kart olarak kullanmak döner yine gelir Türkiye'yi de AB'yi de yine vurur."
'ORTADOĞU'NUN BU HALDE OLMASININ MÜSEBBİBİ AVRUPA'NIN KENDİSİ'
"Bakın dönüyor geliyor kendisini vuruyor. Kurduğu sistemin dağılmasıdır şu an. İnsanlar tabi ki en güvenli yer olarak gördükleri Avrupa'ya gidiyor. Yarın öbür gün buradaki şiddet daha da şiddetlenirse buradaki insanlar da çıkıp oraya gidecekler, yönlerini oraya çevirecekler. Dolayısıyla mesele sadece şu kadar mülteci sende kalsın, bu kadar mülteci için bu kadar para veririm gibi çirkin pazarlıklar yapmak yerine Avrupa'nın dışında dünyanın geri kalan yerlerinde de insani yaşam koşullarının oluşturulması için çaba gösterilmelidir orta ve uzun vadede. Eğer Suriye'de, Irak'ta, Türkiye'de belli bir istikrar durumu sağlanmazsa, insanlar hayatlarından memnun olmazsa, onlar Türkiye üzerinden gitmez de başka yollardan bir şekilde yine Avrupa'ya gitmenin yollarına bakacaklardır. Böyle ucuz hesaplarla böyle büyük krizleri atlatabilmek pek mümkün olmaz."