İran Büyükelçisi'nden Mesnevili veda: Türkiye'yi hayal peşinde koşturuyorlar

Görev süresi sona eren Bikdeli, Ankara'da gazetecilerle veda buluşması gerçekleştirdi. Türkiye'de görev yapmış olmaktan memnuniyet duyduğunu ve üç yıllık görev süresinin sonunda Türk halkına sevgisi artmış bir şekilde Türkiye'den ayrıldığını ifade eden Bikdeli, İran ve Türkiye arasındaki ilişkileri geliştirmek için çabalarını sürdüreceğini belirtti.

ERDOĞAN VE RUHANİ 2016'NIN İLK YARISINDA ANKARA'DA GÖRÜŞECEK

Bikdeli, İran Dışişleri Bakan Yardımcısı İbrahim Rahimpur'un Çarşamba günü Ankara'da yaptığı görüşmelerde iki ülke arasında 2016'da yapılacak görüşme takviminin belirlendiğini bildirdi. Belirlenen takvime göre, Başbakan Ahmet Davutoğlu, 2016'nın ilk altı ayı içinde Tahran'a bir ziyaret gerçekleştirecek. İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif'in daha önce ertelenen Türkiye ziyareti de yine 2016'nın ilk yarısında gerçekleşecek.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin katılımıyla gerçekleşecek Türkiye-İran Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği üçüncü toplantısı da 2016'nın ilk yarısında Ankara'da gerçekleşecek. Bikdeli, 2016'nın ilk altı ayındaki ziyaretlerin kesin tarihlerinin henüz belirlenmediğini ifade ederken Türkiye-İran-Azerbaycan dışişleri bakanları arasında üçlü mekanizma görüşmelerinin de Tahran'da bu yıl içinde yapılacağını duyurdu.

'NE MUTLU Kİ AK PARTİ İSRAİL KONUSUNDA İRAN'IN TUTUMUNA YAKLAŞTI'

Bikdeli, Türkiye'nin Suudi Arabistan ve İsrail ile yakın ilişkilerini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine dost ülkeler olan İran ve Türkiye'nin "İslam dünyasına ait ülkeler" olduğunu dile getirirken "Dolayısıyla iki ülke dış politika tutumlarında bu tarihi ve dostane ilişkileri göz önünde tutarak ayarlamalıdır. Bildiğiniz gibi biz siyonizm rejimini gaspçı bir rejim olarak görüyoruz ve  İslam ülkelerinin bu rejimle ilişki içinde olmamaları gerektiğini düşünüyoruz. Ne mutlu ki AK Parti hükümetlerinin kazanımlarından biri de bu konuda İran'ın tutumuna yaklaşmak idi. Biz bu eksen üzerine bu konuyla ilgili İran ve Türkiye halkı yan yana yer almaktadır diye düşünüyoruz" diye konuştu.

'MÜSLÜMAN BİR ÜLKENİN ZARARINA TAVIR İÇİNE GİRMEYELİM'

Türkiye'nin Suudi Arabistan veya diğer Müslüman ülkelerle ilişkilerini geliştirmesinden memnuniyet duyduklarını belirten Bikdeli, şunları söyledi:

"Esasen İran ve Suudi Arabistan arasındaki gerilim de giderilmesi gereken bir konudur. Biz bölgemizde gerilimi yok etmeye çalışıyoruz. Bizim ikili ilişkilerimizde dikkat etmemiz gereken en önemli hususlardan biri şudur ki üçüncü bir Müslüman bir ülkenin zararına bir tavır içine girmeyelim, tam tersine  birlik oluşturacak bir tavır sergileyelim. İran büyükelçisi olarak vurgulamak istediğim diğer bir konu da Türkiye ve İran arasındaki dostluk, bölgemizde  barış ve istikrar üzerinde etkili olmalıdır. İhtilaflar söz konusu olduğunda bu ihtilafları çözmek adına yapıcı bir tutum içine girmemiz lazım."

Bikdeli, Türkiye, Suudi Arabistan ve bazı Körfez ülkelerinin Suriye'ye kara operasyonu yapacağı haberlerini yorumlarken "Öncelikle Türkiye ile Suudi arabistan arasındaki ilişkiler için şunu söyleyebilirim ki biz Türkiye'yi  ve Türkiye'nin İran hakkındaki bakış açısını çok iyi biliyoruz. Dolayısıyla Türkiye'nin herhangi bir girişiminden endişe duymuyoruz" dedi.

'BÖLGEDE NEREDE KRİZ VARSA ORADA SUUDİ ARABİSTAN'IN ELİ VAR'

Müslümanların kıblesinin Suudi Arabistan'da bulunduğunu ve Suudi Arabistan halkıyla ilişkilerinin iyi olduğunu belirten Bikdeli, "Fakat ne yazık ki bu ülkenin politikaları bölgemize gerilim getirmiştir ve biz bölgemizde nerede kriz ve gerilim görsek muhakkak orada Suudi Arabistan'ın elini görüyoruz. Suudi Arabistan, bölgemizin gerçeklerini kabul etmesi ve bölge ülkelerini birbirine yaklaştırmak için çaba göstermesi gerekiyor, onları birbirinden uzak düşürmek için değil" dedi.

İran ve Türkiye'nin bölgede köklü tarih ve kültüre sahip iki ülke olduğunu belirten Bikdeli, "Dolayısıyla bu iki ülke hiçbir şekilde başka ülkelerin kendi aralarındaki tarihi ilişkilerini ve dostluklarını zedelemelerine izin vermeyeceklerdir. İran ve Türkiye'de yönetimlerin, halklarının oyuyla iktidara geldiğini kaydeden Bikdeli, "Bu iki ülke bu özelliğiyle bölgedeki diğer ülkelerden ayrılıyor" diye konuştu.

'TÜRKİYE'NİN PYD ENDİŞESİNİ ANLIYORUZ AMA DETAYLARLA VAKİT KAYBETMEYELİM'

ABD ile Türkiye arasında PYD'nin "terör örgütü" olarak tanımlanıp tanımlanmayacağıyla ilgili yaşanan tartışmaya ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Bikdeli, "Suriye'deki gelişmeler ve PYD ile ilgili Türkiye'nin endişelerini biz anlıyoruz. Şuna inanıyoruz ki Suriye'nin sorununun çözümü için ve bu ülkeyle ilgili endişeleri gidermek adına gösterilen çabalar, Şam'da güçlü bir hükümetin başa geçmesi için büyük destek olacaktır. Suriye'de çeşitli grupların faaliyete geçmesi bu ülkedeki güç boşluğundan kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla bizim detaylarla vakit kaybetmek yerine Suriye sorununu, o ülkenin halkının isteği doğrultusunda çözüm bulması için yardımcı olmamız lazım" diye konuştu.

İRAN ELÇİSİNDEN TÜRKİYE'YE MESNEVİ'Lİ MESAJ

Gazetecilerin sorularını yanıtladıktan sonra Mevlana'nın Mesnevi'sinden bir rivayet anlatmak istediğini dile getiren Bikdeli, "Esasen bu rivayet de bölgemizdeki durumu bir nebze bize anlatıyor" dedi.

Mesnevi'de de bahsedilen Leyla ile Mecnun hikayesinden bir alıntı yapan Bikdeli, güzelliği dillere destan olan Leyla'yı gören o zamanki halifenin Leyla'ya "Leyla, Leyla dedikleri sen miymişsin? Senin güzelliğin başka güzellerden çok da farklı değil" dediğini, buna karşılık Leylan'nın halifeye "Senin beni o şekilde görmen için ancak Mecnun olman lazım. Mecnun olmadıkça benim güzelliğimi göremezsin" dediğini anlattı.

'ETRAFINDAKİ GERÇEKLERİ GÖRMEYENLER HAYALE KAPILIRLAR"

Bikdeli, "Ben bölgemizdeki gerçekleri de bu hikayelerden çıkartıyorum kimi zaman. Etrafındaki gerçekleri görmeyenler  hayallere kapılırlar. Dolayısıyla bizler de bugüne kadar aramızda gereken ilişkiyi ve irtibatı kurmadıysak bunun tek nedeni etrafımızdaki gerçekleri olması gerektiği şekilde görmemiş olmamızdır" dedi.

'BİZİ VE TÜRKİYE'Yİ BİR HAYAL PEŞİNDE KOŞTURUYORLAR'

Mevlana'nın Mesnevi'de bu konunun devamında bir örnek verdiğini, bir avcının gökyüzünde uçan kuşun gölgesini vurmanın peşine düştüğünü, bu uğurda bütün oklarını harcadığını dile getiren Bikdeli, şöyle konuştu:

"Bir hayalin peşine düşen biri elindeki bütün okları bu hayal için harcar. Dolayısıyla onun bütün enerjisini ve gücünü bu şekilde elinden alırlar. Bugün bizim bölgemizde de benzer bir durum söz konusu. Bölge ülkelerini, bizi, Türkiye'yi bir hayal ve hayalcilik peşinde koşturuyorlar ve bir şekilde gücümüzü bizden almaya çalışıyorlar. Nasıl ki Irak'ın bütün kapasitesini yok ettilerse, Suriye'yi yerle bir ettilerse, Kuzey Afrika'daki Müslüman ülkeleri yok ettilerse bölgede İran ve Türkiye'nin bütün gücünü o hayaller peşinde harcamalarını istiyorlar. Bu hayali ürünleri ve düşünceleri de esasen aramızda mevcut olan sorunlardan yaratıyorlar, bu açık ve net görünüyor. Aramızda etnik, mezhepsel ve ekonomik sorunlar vardır. Ve  düşmanlar da bunları aramıza nifak sokmak için kullanıyorlar. Mevlana bu konuyu çok güzel anlatıyor. Diyor ki ne kadar uyanıksa bir insan bir tuzağa düştüğünde o kadar çok kandırılıyor. Ne kadar uyanıksa aslında o kadar uykuya dalmış oluyor insan, çünkü uyumuş olsaydı en azından gölgeye oklarını fırlatmamış olurdu. Ben umut ediyorum ki İran ve Türkiye bu gibi oyunlara inşallah gelmeyeceklerdir. Kesin olan şudur ki İran ve Türkiye arasındaki dostane ilişkiler hem bizim için hem bölgemiz hem de İslam dünyası için büyük önem arz etmektedir."