Göçmen krizi ile mücadelede Avrupalı liderler birbirlerinden farklı yaklaşımlar sergiliyorlar. Kimi göçmenlere kapılarını açma taraftarıyken, kimi de sığınmacıların özellikle Türkiye gibi üçüncü ülkelerde kalmasından yana.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu Avrupa Birliği (AB) uzmanı Fatma Yılmaz Elmas bu yaklaşım farklılıkları ve temkinli duruşun altında yatan sebepleri, RS FM'de yayınlanan Dünya Panorama programında değerlendirdi.
'AB ÜLKELERİ, ULUSAL ÇIKARLARINI ÖNDE TUTUYOR'
AB'de özellikle kriz zamanlarında ulusal reflekslerin ön plana çıktığına dikkat çeken Elmas, "Çünkü iç kamuoyuna ülkenin bu durumu kontrol altına aldığı, krizin aslında yönetilebilir olduğu izleniminin verilmesi gerekiyor" dedi.
Göç politikalarının, hem siyaseten, hem de ekonomik ‘pahalıya patlayabileceğinin’ altını çizen Elmas, Avrupa'daki aşırı sağ baskısına değinerek “Aşırı sağcılar her zaman kriz dönemlerini kullanır. Özellikle her kriz döneminde göçmenlerin üzerine gider. Dolayısıyla, diğer siyasetçilerin aşırı sağın baskısını da dengelemesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
'KRİZ, AŞIRI SAĞA OY KAZANDIRIYOR'
‘GÖÇMENLER OLMAZSA…’
AB'nin göçmenlere ihtiyacı olduğunu savunan Elmas, bu tezini ‘AB, nüfusu gittikçe yaşlanıyor. 2020-2060 yılları arasında nüfusun yüzde 50’sinden fazlası yaşlılardan oluşacak. Göçmenler olmazsa AB’nin ekonomik ve sosyal yapısını sürdürmek mümkün değil’ sözleriyle savundu.
‘AB, HANGİ DEĞERLER ÜZERİNE KURULDUĞUNU UNUTMAMALI’
Göçmenlerin gittikleri ülkelere entegrasyon sağlayamayacağı iddialarının asılsız olduğunu düşünen Elmas, şunları söyledi:
"Entegrasyon sürecinde suçu göçmenlere atmak ırkçılık ve yabancı düşmanlığından öteye gitmez. AB hangi değerler üzerine kurulu olduğunu unutmamalı. Birlik, insan hakları, demokrasi gibi kavramlar üzerine inşa edilmiş ve ‘ötekileştirmeyi’ bitirmeyi amaç edinmişti. 2015 yılına gelindiğinde bu ‘ötekileştirmeyi’ sürdürmek, AB değerlerinin zeminini kaydırır.”
'AVRUPA, TÜRKİYE İLE İŞBİRLİĞİ YAPMALI'
“Yapılan çağrı ‘Göçmenler Türkiye'de kalsın’ değil, ‘Türkiye ile işbirliği yapalım’ olmalı. Sığınmacıların nasıl daha iyi kanallarla Avrupa'ya ulaşması sağlanabilir? Türkiye'de kalmak isteyenlerin koşulları nasıl iyileştirilebilir? Konuya bu soruların yanıtları aranarak yaklaşılmalı. Topu üçüncü ülkelere atmak, hiçbir zaman AB'nin sorununu çözmeyecektir.”