Ankara Üniversitesi (A.Ü) Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi ve A.Ü Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATAUM) Müdürü Prof. Dr. Çağrı Erhan, stratejik açıdan bakıldığı zaman Şah Fırat operasyonunun Türkiye açısından bir gereklilik olarak ortaya çıktığını vurgularken, uluslararası hukuk açısından çok ayrıksı bir örnek olduğunu, bilim adamları ve hukukçular tarafından çok tartışılacağını söyledi. Erhan, Türkiye'nin eylemleri ile PYD'yi zaten bir taraf olarak tanıdığını belirtti.
ABD'nin Türkiye'nin füze savunma sistemini Çin'den almasına yönelik itirazının tamamen parasal nedenlerden kaynaklandığını kaydeden Prof. Dr. Erhan, Türk Akım'ı projesinde ise hem Türkiye hem de Rusya'nın temkinli olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Erhan, enerji terminali haline gelmesi durumunda Türkiye'nin bölgesel önemini artıracağını, bu durumun Türkiye-AB sürecinin tekrar hızlanmasına da katkı sağlayarak vazgeçilmez bir ülke haline getireceğini vurguladı.
Prof. Dr. Çağrı Erhan'ın açıklamaları şöyle:
OPERASYON STRATEJİK BİR GEREKLİLİKTİ
ALGI OPERASYONU DA YAPILDI
ŞAH FIRAT'IN ULUSLARARASI HUKUK BOYUTU TARTIŞMALI
Bugün Suriye'nin kuzeyinde kimin nerede hakimiyet sahibi olduğu tartışmalı bir durum. Bir bölgede Kobani ve civarında Rojava dedikleri bölgede YPG hakimiyetini ilan etti. IŞİD, Suriye'nin bir bölümünü Irak'ın neredeyse dörtte birini kontrol eder duruma geldi. Suriyeli muhaliflerin elinde bulunan çeşitli yerler var. Suriye rejimi Şam ve Laskey çevresinde sıkışmış durumda. Ve nakledilen bölgenin bulunduğu yer de hiçbir şekilde Suriye rejiminin kontrolü elinde değil. Böyle olunca da Türkiye'nin bu eylemi gerçekleştirirken uluslararası hukuku bir tarafa bıraktığını, açıkçası buna ihtiyaç duymadığını görüyoruz. Ama bu demek değildir ki bu tartışılmayacak. Dediğim gibi bilim adamları tarafından uluslararası hukukçular tarafından çok tartışılacak. Çünkü çok ayrıksı bir örnek.
TÜRKİYE PYD'Yİ BİLGİLENDİRDİĞİNİ AÇIKLADI
Operasyonun YPG ile birlikte yapıldığı iddiaları var, türbe ve karakol PYD'nin kontrolünde olan Suriye Eşmesi'ne taşındı. Bunun anlamı nedir? Bu gelişme Türkiye önümüzdeki süreçte PYD'yi tanıyacağı anlamına gelir mi? Türkiye'nin PYD'ye bakışı da belli, önümüzdeki süreçte PYD ile ilişkiler nasıl olur?
Türkiye'nin zaten PYD lideri Salih Müslim ile epeydir devam eden bir diyalogu var. Bu operasyondan önce Salih Müslim'in Ankara'da olduğunu, kendisinin Şah Fırat operasyonuyla ilgili bilgilendirildiğini ve kendisinden beklenenin de kendisine deklare edildiğini biliyoruz. Bu açıklandı. Dolayısıyla Türkiye resmen 'taraf olarak tanımıyorum' dese de demese de zaten eylemleri itibariyle PYD'yi bir taraf olarak tanımış durumda. Baktığınız zaman bir Salih Müslim ile yapılan görüşmeler, iki Kobani olayları sırasında Kuzey Irak'tan Barzani'ye ait birliklerin Türkiye üzerinden geçişi gösteriyor ki, Türkiye aslında özelikle IŞİD'e karşı dünya kamuoyunda, Batı kamuoyunda bir güçlü birliktelik oluştuğundan itibaren, IŞİD'e karşı savaşan bütün güçlere olduğu gibi bunlara da bir şekilde destek veriyor.
GELECEKTEKİ İŞBİRLİKLERİ İÇİN ÖRNEK OLABİLİR
Ama tabi büyük soru işaretleri var. Suriye'nin yeniden dizayn edilmesi söz konusu olacak mı? Olacaksa kuzeyde Kürtler kendi özerk bölgelerini mi kuracaklar, veyahut Irak'ın kuzeyindeki bölgeyle birleşerek bir daha geniş Kürdistan mı kurulacak? Barzani ile bunlar arasındaki ilişkiler ne olacak? Bunlar bugünkü bilinmezler. Şah Fırat operasyonu belki de Kobani'de beri en güçlü işbirliği oldu.
ABD İSTEDİ DİYE TÜRKİYE 6 MİLYAR DOLARDAN VAZGEÇMEZ
Füze savunma sistemi projesinde Türkiye Çin'e yönelmiş durumda, sözleşme görüşmeleri sürüyor. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ında bir açıklaması oldu, sistemin milli sistemlere entegre edileceğini, NATO'ya entegre edilmeden kullanılacağını söyledi. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu karar bölgesel güç dengelerini etkiler mi, etkilerse nasıl etkiler?
TEKNOLOJİ TRANSFERİ TEMEL BELİRLEYİCİ UNSUR OLDU
GÜNEY AKIM KARARININ NEDENİ TÜRKİYE DEĞİL
Bilindiği gibi Rusya, Güney Akım projesini iptal etti. Rusya Devlet Başkanı Putin, Ankara ziyaretinde Türk Akımı projesini gündeme getirdi. Rusya'nın, Güney Avrupa ülkelerine gaz taşıyacak böylesi stratejik bir proje için Türkiye'yi seçmiş olması nasıl bir öneme sahip?
RUSYA'NIN HEDEFİ VE PUTİN'İN MISIR ZİYARETİ
Halihazırda Kıbrıs Rum kesiminin ve İsrail'in bulduğu ve yavaş yavaş işletmeye çalıştığı, ihaleler açtığı ciddi bir rezerv var. Aynı zamanda Kıbrıs adasıyla Girit adası arasında da Yunanistan'a veyahut Türkiye'ye ait alanda, tam olarak kimin kıta sahasında olduğu henüz tespit etmiş değil, ciddi bir doğalgaz rezervi olduğu söyleniyor.
Putin geçenlerde Mısır'la çok önemli bir anlaşma yaptı. Peki Mısır ile niye birden bire böyle bir anlaşma yapıyor? Birden bire değil çünkü Mısır da söz konusu o Güney Akdeniz, Kıbrıs, İsrail, üçgeninin parçalarından bir tanesi. Doğu Akdeniz enerji rezervlerinde payı olan ülkelerden bir tanesi. Kendi doğal gazı var aynı zamanda, ama bunu çıkaracak kendi teknolojisi, gücü yok. Ancak bir ülkeden yardım alabilir. Amerika, Fransa zaten sırada bekliyor, bu pazara dalabilmek için. Ama Putin de diyor ki, 'ben de yaparım.' Şimdi eğer Putin'in kafasındaki bu görüş ki ben bunu Türk makamlarıyla da paylaştıklarını düşünüyorum, eğer gerçekleşirse o zaman Mısır'dan Rusya'ya kadar uzanan bir eksende bütün bu enerji alanında Batı ülkelerini ve AB dışarıda bırakan yeni bir paket ortaya çıkacak. Yani Mısır'dan başlayıp, İsrail, Türkiye üzerinden Rusya'ya kadar uzanan çok ciddi bir alan.
Ama burada bunun böyle oluşturulmasında ciddi sıkıntılar var. Mesela İsrail, Batı'yı ne ölçüde gözardı ederek bu alandaki gazı Rusya ile ortaklaşa dışarıya transfer edebilecek? Ya da Mısır, ABD'den gelen askeri yardımları ne ölçüde gözardı ederek Rusya'ya bu kadar yanaşabilecek.?Sisi bunu riski edebilir mi? Daha da önemlisi, hadi Mısır ile İsrail'in arası iyi ama Sisi iktidara geldikten sonra, Türkiye'nin hem Mısır'la hem İsrail'le arası kötü. Kıbrıs adasında henüz bir çözüm sağlanabilmiş değil. Dolayısıyla bunlar nasıl olacak?
PUTİN VİZYONU ORTAYA KOYARSA TÜRKİYE DE GÜÇLÜ DESTEK VERİRSE…
DOĞU AKDENİZ'DE ENERJİ İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ KURULABİLİR Mİ?
Eğer böyle bir örgüt oluşturulacaksa Türk-Rus işbirliği temelini oluşturacak ve Mısır da İsrail de buna eklemlenecek. Hatta ve hatta Suriye'ye barış gelmesi bile bununla ilgili olabilir. Yani ileride Suriye'deki sorunun hatta Filisin meselesinin sona ermesi sürecinde buradan elde edilecek zenginlik paylaştırılarak bu yeni düzene halkların destek vermesi sağlanabilir. Ama sonuçta bu enerji alanının kontrol edilmesi şimdilik hayal ürünü. Böyle örgütün kurulması öyle sadece bölge ülkelerinin dinamiklerine bırakılacak şeyler değil. Bu bölgeden menfaati olan ABD'sinden İngiltere'sine kadar, pek çok ülkenin bunun olmaması için çaba göstereceğini de unutmamak lazım.
TÜRKİYE TOZ DUMANIN DAĞILMASINI BEKLENİYOR
Biliyorsunuz en fazla tartışmalardan bir tanesi Türkiye'nin Rusya'dan aldığı gazın fiyatı. Yani 1987 yılında rahmetli Turgut Özal zamanında bu işler başladığında Türkiye aldığı gaz karşılığında mal satmayı anlaşmaya koydurtmuştu. Yani biz para vermiyorduk, malla ödüyorduk bunu. Fakat tabi aldığımız miktar arttı, Mavi Akım vs yapıldı. Bununla birlikte ticari sır olduğu söylenen o rakam, uzun süre Türk kamuoyundan gizlendi. Sonra bir yerlerde çıktı ki Rusya'nın pek çok ülkeye sattığından çok daha pahalıya doğalgazı alıyoruz. O dönemki hükümetler biraz da herhalde boru hattının inşa maliyetlerinin yansıtılmasıyla bu fiyatı kabullenmişler. Fakat günümüzde Türkiye bunun düşürülmesini istiyor. Çünkü hem Türkiye'deki doğalgaz genel kullanım miktarı arttı hem de biliyorsunuz Türkiye'de sanayide kullanılan elektriğin çok büyük bir bölümü doğalgaz çevrim santrallerinden geliyor.
Enerji bu kadar pahalı olduğu zaman da yabancı yatırımcı gelip Türkiye'de üretim yapmıyor. Bunun bir şekilde ucuzlatılması lazım. Bu hattın inşası konusu elbette fiyatıyla beraber değerlendirilmesi gereken bir şey. Çünkü aksi taktirde o kadar büyük yatırımı yapmak yerine kalkıp gazı başka bir yerden alabilirsiniz. Artık Türkmen doğalgazının da bir şekilde entegre edilerek Türkiye'ye üzerinden Avrupa'ya hatta Türkiye'ye doğrudan sevk edilmesi gibi bir takım projeler konuşuluyor. İlk kazmayı vurabilmeniz için evvela ciddi bir yatırım yapmanız lazım. Ama şu an Rusya'nın acaba böyle bir yatırım yapmak için yeterince sermayesi var mı? Biraz toz dumanın dağılmasını bekliyor Türkiye. Yoksa tek taraflı bir ağırdan alma olduğunu düşünmüyorum. Rusların da şu an bu işe pek vakit ayıracak durumları yok, Ukrayna meselesi, özellikle son birkaç aydır yaşanan bu petrolün ve enerji fiyatlarındaki düşüşe bağlı yaşanan ekonomik problemlerle uğraşıyorlar. Ama bu dönem geçip de nispi bir istikrar sağlandığında hala başlangıçtaki kararlığı sergiliyorlarsa masaya oturup bir anlaşmaya imza atacaklarını düşünüyorum.
RUSYA DA TÜRKİYE DE TEMKİNLİ
Türkiye'nin temkinli davranmasında böyle yorumlar yapılıyor çünkü, acaba AB yürütülen müzakereler, ABD başta olmak üzere batı ülkeleriyle birlikte NATO kampında yer alması Türkiye'nin temkinli davranmasının bir gerekçesi olabilir mi?
TÜRK AKIMI ÖNEMLİ KATKI SAĞLAR
Peki, Türk Akımı projesi, size göre Türkiye'nin enerji transiti ülke konumuna nasıl bir katkı sağlar?
TÜRKİYE'Yİ AB'NİN VAZGEÇİLMEZİ YAPAR