ANKARA'DAN HABER VAR

Doğa bilimci Kantarcı: Akbelen’in toprağa kavuşması ancak bin yılda mümkün olur

Doğa bilimci Kantarcı, Akbelen Ormanı’ndaki ağaç kesiminin orman ekosistemini, zeytinlikleri uzun sürede yok edeceğini ve tüm bunların köylünün göç etmesine neden olacağını söyledi. Bir taşın 1 santimetre kalınlığında toprağa dönüşebilmesi için 100 sene geçmesi gerektiğini bildiren Kantarcı, “Akbelen'in topraklaşması 1000 yıl sürer” dedi.
Sitede oku
Radyo Sputnik’te yayınlanan Aysel Alp’le Ankara’dan Haber Var programının konukları; Doğa bilimci Prof. Dr. Doğan Kantarcı ve Kalkınma Ekonomisti, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Eski Müdürü Bartu Soral oldu.

‘Ne yeraltı suyu kaldı ne de köylünün tarlası’

Kömür çıkarırken ‘açık ocak’ kullanılmasının yer altı sularından tarlalara birçok şeyi olumsuz etkilediğini bildiren Kantarcı, şunları kaydetti:

Kömür yatağı çok derinde. 200 metre. Bunu yeraltı işletmesi ile işletirseniz çok pahalıya mal oluyor. Açık ocak olarak işletirseniz bu sefer elinizde geride koca bir kayalık ve de o kayalığın üzerine yığılmış taş parçaları kalıyor. Ağaçlandırılabilir bir yer kalmıyor. Bütün bu orman ekosistemlerini, zeytinlikleri, tarım alanlarını uzun sürede yok edecektir ve köylünün buradan göç etmesine sebep olacaktır. Kömürün üzerinde 2 farklı kireç taşı tabakası var. En üstteki çatlaklı. Yağış suları bu çatlaklı sistemden aşağı doğru sızıp yeraltı suyunu oluşturuyor. Alttaki kireç taşı da killi kireç, kil suyu aldığı için şişince yukarıdan gelen yer altı suyu daha derine sızmıyor. Dolayısıyla dereleri, kaynakları besliyor. Bunlar onu kesip de kocaman bir çukur oluşturunca ne yeraltı suyu kaldı, ne köylünün tarlası kaldı, ne köy kaldı, orman zaten mahvoldu gitti. Bu geldiğimiz nokta astarı yüzünden pahalı bir işletme.”

‘Yapılan kamu yararına aykırı’

Akbelen Ormanı’nda yapılanın kamu yararına aykırı olduğunu dile getiren Kantarcı, “Bir ekonomik değeri kazanmak için ekolojik olarak maliyeti nedir diye bakmak lazım. Halkın beslenmesi, geçinmesi ve devamlılığı bakımından da. Kamu yararına aykırı olan şeyi yapamazsınız. Buradaki işlem kamu yararına değil, kamuya karşı olan bir işlem. Birileri cebine para koyacak, ona karşılık da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin filanca yerindeki altın madenine girilecek ortalık rezil edilecek; falan yerdeki orman yok edilecek, kömür çıkarılacak… Bunlar doğru işler değil” dedi.

‘Türkiye yüksek dış ticaret açığı veriyor’

Aysel Alp’in sorularını yanıtlayan Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Eski Müdürü Bartu Soral ise Türkiye’nin dış ticaret açığına dikkat çekerek, şunları söyledi:

“Türkiye’nin en büyük sorunu yüksek dış ticaret açığı veriyor olması. 2002 öncesine baktığımızda da bu dış ticaret açığı vardı. Yaklaşık yıllık 12-15 milyar dolardı. AKP geldikten sonra sıcak paraya bağlı, ülkeye yüksek döviz girişi sağlayacak biçimde kur ve faiz dengesini kurdu ve Türkiye iyiden iyiye olmayan üretim gücünü kaybetti. Dış ticaret açığı 2002’den itibaren 30 milyar dolar, 40 milyar dolar, 70 milyar ve 2013’te 100 milyar dolara geldi. Demek ki biz sürekli dış ticaret açığına bağlı bir büyümeye sahibiz.”

'Yurt dışından alınan borç ile yatırım yapılmalıydı’

Türkiye’nin yurtdışından aldığı borç ile yatırım yapmadığını savunan Soral, “Türkiye bu borçla teknolojiye, eğitim sistemine, imalat sanayiine, tarıma yatırım yapmadı. Bunları planlı bir biçimde kar eden ve her sene üretimini artıran aynı anda katma değerini de artıran bir ekonomik model uygulamadı. Yurt dışından borçlandı ve bunu harcadı” diye konuştu.
Yorum yaz