Sosyal medyada şiddetin canlı yayınlanması nelere yol açıyor?
14:05 06.01.2025 (güncellendi: 16:11 06.01.2025)
Sosyal medyada şiddetin canlı yayınlanması nelere yol açıyor?
Abone ol
Gazeteci Serhat Ayan, Yeni Şeyler Rehberi programında bugün, şiddetin sosyal medyada yayınlanmasının sonuçlarını ele aldı. Yeni Şeyler Rehberi’ne konuk olan Sosyolog Dr. Berat Dağ, “Bireyler, bu içeriklerin desteğiyle şiddete duyarsız kalan veya bizatihi şiddet uygulamaktan kaçınmayan bir konuma gelebilir” dedi.
Sosyal medyada şiddet içerikli olaylara maruz kalmanın, toplumsal bir duyarsızlaşmaya neden olabileceğini belirten uzmanlar, şiddetin sıradan ve hatta güzel bir şey olarak gösterilmesine tepkisiz kalan veya rıza gösteren bireylerin iyi ve doğru olana ilişkin algısının değişeceğini söylüyor.
Sosyal medyadan şiddetin canlı yayınlanmasının ve bu tür şiddet olaylarının artmasının, toplumsal sürekliliğin geleceği için ciddi bir risk oluşturduğunu kaydeden Sosyolog Dr. Berat Dağ, şöyle konuştu:
“Şayet bu tür olayları önleyecek çözüm önerileri geliştirilemezse gelecekte şiddeti sıradan, iyi, doğru ve güzel olarak değerlendiren kitlelerle karşılaşmak muhtemeldir. Bireyler, bu içeriklerin desteğiyle şiddete duyarsız kalan veya bizatihi şiddet uygulamaktan kaçınmayan bir konuma gelebilir.”
Sosyal medya ve toplum arasındaki ilişkinin oldukça karmaşık olduğunun söylenebileceğini ifade eden Dr. Dağ, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bu ilişki göz önünde bulundurulduğunda sosyal medyanın toplumsal olaylara nötr, olumsuz veya olumlu bir etkisi olabileceği düşünülebilir. Dolayısıyla sosyal medya, şiddet içerikli toplumsal olayların teşhisi ve çözüm sürecine etkide bulunabildiği gibi, yine belirtilen bu olayların normalleşmesi ve yaygınlaşmasında da etkili olabilir. Bu noktada karşılaşılan sosyal medya içeriklerinin nasıl değerlendirildiği sorusu önem kazanıyor. Bireylerin sosyal medyada karşılaştığı şiddet içerikli olayları eleştirel bir farkındalıkla birlikte ele alamadığı durumlarda endişe, korku ve dehşet içinde toplumsal yaşamdan kopma ihtimali artıyor. Diğer taraftan bireyler, bu tür içeriklerin olumsuz etkilerine açık olan bir bilinç düzeyinde kaldığında mevcut şiddet ortamının öznesi haline de gelebiliyor. Bireylerin sosyal medyada sürekli olarak şiddet odaklı içeriklere maruz kalması, şiddete karşı toplumsal bir duyarsızlaşmayı da tetikleyebilir. Yani bireylerin sosyal medyada sıklıkla bu tür içeriklerle karşılaşması, söz gelimi, alelade bir çizgi film ile bir yaralama, cinayet veya katliam haberinin arasındaki farkı fark edememesine neden olabilir. Bu bağlamda şiddetin sıradan ve hatta güzel bir şey olarak gösterilmesine tepkisiz kalan veya rıza gösteren bireylerin iyi ve doğru olana ilişkin algısı değişecektir. Bugün sosyal medyanın katkısıyla birlikte dünya ölçeğinde toplumsal bir duyarsızlığın süreklileştiği ölçüde şiddetin öznesi haline gelen kitlelerin de ortaya çıkmaya başladığından söz etmek mümkündür.”