Avukat Onur Cingil: "Hukuken izahı olmayan bir süreç yaşanıyor"

Hukuken izahı olmayan bir süreç. Birçok dosyada gizli tanık garabetini yaşamış bir avukat olarak söyleyebilirim ki siyasi davalarda delil bulunmadığı takdirde ortaya bir gizli tanık çıkar. Gizli tanıkların kim olduğu çok önemli. Savunma hakkını çok kısıtlayan bir nokta. Hukuk devletinin tartışıldığı ülkelerde güvenilirliği oldukça azdır. Gizli tanık aslında Amerikan hukukundan gelen bir yapı. Fakat gizli tanığın muteber bilgileri sarf ederken güvende hissetmesi için ortaya koyulan bir programdır. Türkiye’de gizli tanık, düşman hukuku çerçevesinde karşı tarafı suçlarken istediği gibi suçlamasına neden oluyor. Soruşturmada somut bir delil yok. Gizli tanık -miş’li geçmiş ifadeler kullanmış. Tutuklama kararı hukuksuz bir karar. Kent uzlaşısı suçlaması üzerinden tutuklama verilmemesine sevinir duruma geldik.

İçeride ya bu kadarı da olmaz diyen bir grup var ya da çok yeteneksiz savcıları var. Soruşturma tek, gözaltı tek fakat ifade iki ayrı gün alınıyor. Terör suçlamasından tutuklama talebinin reddi verildikten sonra hukuk sisteminde olmayan bir suçlamadan tutuklandı diğer suçlamadan tutuklamaya gerek yok gibi bir şey çıkardılar. Halk oyunu bozabilir net bir tavır göstererek. Çok ciddi bir anlamda halk ses çıkarıyor. Taraflı, tarafsız olarak ses çıkartılıyor ve yapılan ön seçimin de şekli değişti. Yalnızca bir ön seçim değil artık tepki verme noktasına geldi. Toplum mühendisliği yapılıyor.

Belediyelerde terör soruşturması olan yerlere bakanlığın kayyım atanması süreci yaşanıyor. Bu nedenle herkes terör suçlaması mı diye soruyor. İmamoğlu’nun terör suçlamasından tutuklanmaması bu açıdan sevindirici. Tutuklamanın olması ya da olmaması kararı bir şey değiştirmiyor. Şu an için bir kayyım riski yok. Yaşanılan sürecin unutulmaması gerekiyor. Çabuk unutuyor ve çabuk alışıyoruz. Kayyım ya da tutuklama Türkiye’de Ak Parti’nin yenemediği siyasiler üzerinde ya da toplumda demokrasi isteyen insanlar üzerinde kullandığı bir hamle.