Yabancı uzmanlar, Putin’in konuşmasını değerlendirdi: ‘Biden kırmızı çizgiyi aştı’
© Sputnik / Кристина Кормилицына
Abone ol
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in açıklamasını Sputnik'e değerlendiren yabacı uzmanlar, ABD Başkanı Joe Biden'ın Kiev'e Rusya topraklarını vurmak için uzun menzilli silahlar kullanma izni vererek “kırmızı çizgiyi aştığı” görüşünde. Uzmanlar, Rusya'nın verdiği tepkinin çok daha fazla dikkat çekeceğine inanıyorlar.
ABD'nin Kiev'e Rusya’nın derinliklerine saldırılarda uzun menzilli füzeler kullanmasına izni vermesinin ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yaptığı açıklamayı Sputnik’e değerlendiren yabancı uzmanlar, ABD Başkanı Biden'ın iktidardaki son günlerinde, halefinin Ukrayna krizini çözmesini mümkün olduğunca zorlaştırmak için yeni manevraya imza attığı görüşünü dile getirdi.
‘Rusya, kendisini savunma hakkına sahip’
Puebla Özerk Üniversitesi'nde Meksika'nın SSCB ve Rusya ile ilişkileri üzerine çalışan öğretim üyesi Humberto Morales, Kiev'in Washington'un onayıyla ABD yapımı uzun menzilli füzelerle gerçekleştirdiği saldırıların, Joe Biden yönetiminin Ukrayna ihtilafında attığı çok riskli bir adım olduğunu söyledi.
Rusya topraklarına yönelik son saldırıların, “NATO'nun eylemlerinin korkunç ve suç teşkil eden doğasını” bir kez daha teyit ettiğini dile getiren Morales, Moskova'nın kendisini savunma hakkına sahip olduğu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
Başkan Putin'in cevabı oldukça net. Yasaklanmış silahlara karşı uluslararası savunma mekanizmalarının dengesi bozuldu ve sonuç olarak kendimizi küresel ölçekte her ülkenin ve her bölgenin elindeki imkanlarla kendini savunacağı bir durumun içinde bulduk.
‘Batı, tüm dünyayı eşi benzeri görülmemiş bir tehlikeye atıyor’
Venezüellalı siyaset uzmanı Dr. Vladimir Adrianza, Putin'in de belirttiği gibi ABD’nin, Ukrayna'ya Batı yapımı uzun menzilli silahlar kullanmasına izin vererek uluslararası güvenlik sistemini yıktığını söyledi.
Bu tür eylemler Rusya'nın sabrını sınamaya yönelik “uzun vadeli psikolojik saldırı” olarak değerlendirilebileceğini söyleyen Adrianza, bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
Küresel hegemonyayı kaybettiklerini fark eden ABD ve Avrupalı müttefikleri, nükleer silahların kullanılmasına yol açabilecek ve gezegenimizdeki yaşamı tehlikeye atabilecek çatışmayı tırmandırarak Rusya yönetimini tehlikeli bir şekilde kışkırtmaya çalışıyor. ABD’nin askeri, mali ve teknolojik sektörünün muazzam iştahının yol açtığı çok tehlikeli bir kavşaktayız. Bu kavgacı gündemi düşüncesizce sürdüren Batılı liderlerin sorumsuzluğu, tüm dünyayı eşi benzeri görülmemiş bir tehlikeye atıyor.
‘Ukrayna’nın saldırılarının arkasında NATO duruyor’
Emekli Brezilyalı deniz subayı Robinson Farinazzo, “Rusya, bu tür saldırıların teknik karmaşıklıkları nedeniyle ancak NATO'nun, özellikle de ABD'nin teknik desteği ile gerçekleştirilebileceğinin farkında” yorumunda bulundu.
Biden yönetiminin verdiği kararın “Vladimir Putin'in belirlediği kırmızı çizgiyi aştığını” kaydeden Farinazzo, Rusya'nın balistik füzeyle verdiği karşılığı da “NATO’ya ciddi uyarı” olduğunu vurguladı.
Brezilyalı askeri tarih portalının sahibi Ricardo Cabral da Ukrayna'nın Rusya topraklarına yönelik saldırılarının arkasında NATO'nun olduğunu kabul ediyor.
Rusya’nın her zaman orantılı ve ölçülü karşılık verdiğini kaydeden Cabral, “ABD, Kiev'e Rus topraklarının derinliklerini vurabilecek yeni silahlar göndererek, çatışmanın doğasını tamamen değiştirecek bir tırmanmaya neden oluyor” ifadesini kullandı.
‘Batı'da aklı başında tek bir kişi bile yok mu?’
Lübnanlı gazeteci ve siyaset uzmanı Hasan Hmadeh, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yaptığı konuşmanın, uluslararası arenadaki mevcut olayların, Batı'nın topyekûn imha tehdidini taşıyan intihar eğilimli ve sorumsuz davranışlarını ortaya koyduğu mesajını açıkça içerdiğini belirterek bu konuda şu değerlendirmede bulundu:
Dünyanın daha önce böyle bir şey gördüğünü sanmıyorum. Bu tür eylemler sadece sahadaki askeri eylemlerle sınırlı kalmıyor, aynı zamanda Batı'nın, özellikle de tehlikeli ve suçlu terörist gruplar tarafından yönetilen ABD'nin izlediği kışkırtma ve histeri politikasına da yansıyor. Batı kampı sınırsız kontrolünü dayatmaya çalışırken, filmlerinde yaptıkları her şey şimdi gerçeğe dönüşüyor.
Tarihin tekerrür ettiğini söyleyen Hmadeh, "Şimdi Rusya topraklarına yapılan füze saldırıları, uzun zamandır alışılageldiği üzere, büyük ve asi bir komşuya karşı gerilimi tırmandırmayı amaçlayan bir politikanın parçası. Amerikan canavarının suç ortaklığıyla Batı histerisi insanlık için gerçek bir tehdit oluşturuyor ve görünen o ki onları terbiye etmenin zamanı geldi” ifadesini kullanarak sözlerini şöyle sürdürdü:
Dünya, gezegeni yok etmeye kararlı bu kötü adamlara karşı koymalı. Bu saçmalık kabul edilemez ve verilecek yanıt onların eylemleriyle orantılı olmalı. Mantık, bu kriz durumunun devam edemeyeceğini gösteriyor. Düpedüz katil, hırsız ve yalancı olan Batılı siyasetçilerin şeytani eylemleriyle karşılaştırıldığında, Rusya ve Çin gibi devletlerin sorumlu tutumlarına dikkat çekmek gerekiyor.
Dünyanın özgür ülkelerinin, bu saldırılara karşılık verme kapasitesine sahip olan ve Başkan'ın uyardığı gibi haklarının çiğnenmesine izin vermeyecek olan Rusya'nın yanında olması gerektiğini vurgulayan Lübnanlı uzman şunu dedi:
Sormak istiyorum, Batı'da aklı başında tek bir kişi bile yok mu? Eylemlerinin, gezegenin güvenliğine doğrudan bir tehdit oluşturduğunun farkında değiller mi? En büyük nükleer güç olan Rusya'ya karşı devam eden askeri tırmanışın, dünyayı uçuruma ve insanlığın yok oluşuna doğru iterek feci sonuçlara yol açacağı gerçeğini nedense ısrarla düşünmek istemiyorlar.
‘Trump için uğursuz hediye’
Meksikalı uluslararası ilişkiler uzmanı Daniel Muñoz, ABD ve müttefiklerinin Ukrayna çatışmasında imza attıkları yeni tırmanışın, Batı'nın Kiev'in zayıflığı karşısında ve Donald Trump'ın iktidara gelmesini beklerken yaptığı acil bir manevra olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek koyla ilgili şu yorumda bulundu:
Biden yönetimi, kalan 60 gün içinde Zelenskiy'i desteklemek için bir operasyon gerçekleştirmeyi planlıyor. Batı zor bir durumda. Ukrayna'yı korumaya çalışırken çoktandır çaresizlik çığlığı atıyor, ancak çabaları birleştirmek için artık eski güç ve yeteneğe sahip değil.
Muñoz, Trump’ın, 2025 Ocak ayında başkanlık koltuğunu devraldığında, Kiev'e askeri yardımı kesme ihtimalinin olması nedeniyle “Ukrayna güçlerinin ellerindeki imkanlarla yetinmek zorunda kalacağını” kaydetti.
Venezuelalı uluslararası ilişkiler uzmanı ve eski diplomat Wilmer Depablos, Washington'un Kiev'e Rusya'ya karşı ABD yapımı füzeler kullanmasına izin vermesinin, Donald Trump yönetiminde yer alacak yetkililerin jeopolitik düzeyde kaos içinde faaliyet göstermek zorunda kalmasını sağlamayı amaçladığını belirterek şunu dedi:
Joe Biden'ın Vladimir Zelenskiy'e verdiği uzun menzilli füzeleri kullanma yetkisinin sırf Donald Trump'ın gerilimin tırmanması ile karşı karşıya kalmasını sağlamak amacını taşıdığını, yemin töreni için bir tür uğursuz hediye olduğunu tüm dünya anlıyor.
Ukrayna'nın ATACMS, Storm Shadow ve HIMARS füzelerini kullanarak Kursk ve Bransk bölgelerine saldırmasının, NATO, AB ve ABD'nin Ukrayna'daki çatışmaya doğrudan katıldığını nihayet teyidi olduğunu kaydeden Depablos, sözlerini şöyle sürdürdü:
Rusya şu ana kadar çok sabırlı davrandı. ABD'deki Demokratlar, başka bir deyişle derin devletin arkasına saklanan savaş köpekleri, Donald Trump'ı kabus gibi bir durumla baş başa bırakmak için sadece nükleer çatışmaya doğru tırmanan bir rotada ilerlemek istiyorlar. Çünkü Tump zaten Ukrayna çatışmasını sürdürmeye niyeti olmadığını ve Putin’le müzakere edeceğini ve buna bir çözüm bulacağını söyledi.
