Suriye'ye operasyonun eli kulağında mı?
Yunanistan, Trump’ın başkan seçilmesini nasıl karşılayacak
'Yunanistan'a ciddi yığınak yapılıyor. 2019'da karşılıklı savunma ve işbirliği anlaşması revize edildi. Bu revize sürecinden sonra ek protokol yapıldı. Bu protokolde Yunanistan'ın Girit Adası'nda bulunan Souda Askeri Üssü'nün modernize edilmesi, Larisa Havalımanı'nın yenilenmesi, Volos ve Larisa Havalimanı arasında bulunan hava üssünün askeri tahkimat açısından güçlendirilmesi vardı. Bu çerçevede 2019'dan bugüne Amerikan üslerinin geliştirilmesi ve modernize edilmesine öncelik verilmişti. Bu üsler, özellikle de Souda Deniz Üssü, Amerikalı üst düzey yetkililerin ziyaretlerinin merkezi olarak bir sembol haline geldi. Bu kapsamda Trump'ın bir Amerika ve Yunanistan politikası var. Amerika Yunanistan'a binlerce zırhlı araç ve asker getirdi. Onlarca helikopter getirdi. F-16 ve F-22 savaş uçakları gönderdi. Bakıldığı zaman Yunanistan şu anda açık bir Amerikan üssüne dönüştü. Trump bundan vazgeçecek gibi durmuyor çünkü Amerika'nın burada amacı şu; Rusya'nın ticari ve güvenlik anlamında dünyaya açılan en önemli deniz bölgesi Karadeniz Bölgesi. Ve bu çerçevede Rusya ile Türkiye olası bir gerilime karşı başka ülkeleri sokmak gibi bir planlama işine girmiyor. Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni harfi harfine uyguluyor ve bu kapsamda Karadeniz'e sınırı olan bölgelerle iyi ilişkiler geliştiriyor. Rusya ve Türkiye'nin ciddi bir mutabakatı var. Bu noktada Amerika Birleşik Devletleri Rusya'yı, Karadeniz'e sıkıştırıp Akdeniz'e açılmadan, hem ticari olarak hem askeri olarak darbelemek istiyor. Yunanistan'daki üsler bu açıdan önemli çünkü Girit Üssü, Karadeniz'den Akdeniz'e inerken kapıyı tutuyor. Artı Türkiye'yi de baskılayan bir süreç. Yunanistan, 'Fırsat bu fırsat. Ben burada Türkiye'ye de yönelik hedeflerimi de gerçekleştiririm, kıta sahanlığımı, karasularımı genişletirim' mantığı ile hareket ederek Amerikan üslerinden güç alıyor. Amerika da burada Türkiye'yi bir anlamda baskılıyor. Türkiye de, Yunanistan da NATO üyesi denebilir. Amerika'nın eski Atina Büyükelçisi Geoffrey Pyatt, yakın zamanda görev süresi dolduğunda, Yunanistan'ın önemli gazetelerinden birine verdiği demeçte 'NATO'nun 5'inci maddesi, Yunanistan'ı Türkiye'ye karşı koruyor' demişti. Türkiye'yi kontrol altına almak istiyorlar'
Suriye'ye operasyonun eli kullandı mı?
'Herkes Suriye'de bir harekat olur mu diye konuşuyor. Türkiye, harekatı istiyor. PYD'nin güçlenmesi, PYD'nin orada varlığı, Türkiye'yi, ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü, Irak ve İran'ı tehdit etmek demektir. Bunu ezmek için nasıl bir politika izlenecek? Ankara ve Şam, normalleşme sürecini izleyecek mi? Eğer yapılırsa harekat nasıl gerçekleşecek? Geçmiş harekatlarda da Ankara ve Moskova arasında iletişim sürüyordu ve Moskova, biz bir harekata karşıyız diyordu. Şam da aynı şekilde fakat bakıldığında doğrudan bir hedef alma gerçekleşmiyordu. Türkiye, Barış Pınarı'nı ve Zeytin Dalı'nı gerçekleştirdiği dönemde Moskova ile diplomasisini sürdürdü. Rusya'nın Suriye özel temsilcisi Alexander Lavrentiev, bir açıklama yaptı. Biz Türkiye'nin Suriye'de bir harekatına karşı çıkıyoruz, çünkü bölgedeki zaten sıkıntılı durumu daha da sıkıntıya sürükleyebilir dedi. Ama burada Türkiye'nin de harekat konusunda kararlılığı var mı? Var. Türkiye, 'Orada şu an PYD terör örgütünün varlığını ortadan kaldırmak gerekiyor. Şam'a ait kuvvetler bunu gerçekleştiremiyor. Ben, bu terör örgütünü istemiyorum fakat aynı zamanda uzun vadede de bu örgütün Suriye sahasından temizlenmesini savunuyorum' diyor. Bu, Suriye'nin toprak bütünlüğü açısından da önemli. Türkiye, siyasi sürece de katkı yapabilecek bir adım öneriyor. Ben diplomasinin devam ettiğini düşünüyorum. Cumhurbaşkanı operasyon sinyalini şöyle veriyor, 'Bu terörden arındırılmış bölge konusunda 30 kilometrelik derinlik meselesinde aslında Suriye'nin içinde bulunan terör örgütlerini yok etmemiz söz konusu. Diğer taraftan da amaç Türkiye'ye gelen Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü ve güvenli bir şekilde geri dönüşleri için zemin hazırlamak. Bu bölgede hala istikrarsızlık hüküm sürüyor, bizim Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygımızdan kimsenin şüphesi olmasın' diyor.'