Avrupa Birliği Büyükelçisi, ‘tehdit değil, gerçek’ diyerek konuştu: Batı Gürcistan'da darbe mi planlıyor?
22:25 18.10.2024 (güncellendi: 18:42 09.11.2024)
© AFP 2023 / GIORGI ARJEVANIDZEAvrupa Birliği Gürcistan
© AFP 2023 / GIORGI ARJEVANIDZE
Abone ol
Avrupa Birliği'nin Gürcistan Büyükelçisi Herczynski, Gürcistan'da yaklaşan parlamento seçimlerine ilişkin yaptığı açıklamada, hükümetin gidişatının değişmemesi halinde Gürcistan'ın çok daha fazla şeyler kaybedeceğini dile getirerek bunun 'tehdit' olmadığı öne sürdü.
Avrupa Birliği'nin Gürcistan Büyükelçisi Pawel Herczynski gazetecilere yaptığı açıklamada, Gürcistan'da 26 Ekim'de yapılacak parlamento seçimlerinin en yüksek uluslararası standartlara göre yapılmaması ya da halkın Avrupa entegrasyonuna karşı oy kullanması halinde Avrupa Birliği'nin vizesiz rejimin askıya alınması ve mali yardımın kesilmesi de dahil olmak üzere tedbirler alacağını ve bunun bir 'tehdit değil gerçek' olduğunu söyledi.
“Avrupa Birliği, Gürcü yetkililerin üst düzey temsilcilerinin karar ve eylemlerinin Gürcistan ile AB arasındaki ilişkileri bu kadar düşük bir noktaya getirdiğini çok açık bir şekilde söyledi” diyen Herczynski, AB'nin Gürcistan'daki seçimleri beklediğini ve nasıl yapılacağını izleyeceğini dile getirdi.
Herczynski konuşmasında şu cümleleri dile getirdi:
Seçimlerin en yüksek uluslararası standartlara göre yapılmasını umuyoruz. Eğer bu gerçekleşmezse, farklı seçenekler sunmaya hazırız. Bu bir tehdit değil, bir gerçekliktir. Geçmişte seçimlerin özgür ve adil olmadığı örnekler yaşadık. Yaptırım uygulamak da dahil olmak üzere farklı tedbirler almaktan başka seçeneğimiz yoktu. Yaptırım uygulamak zordur, oybirliğiyle karar almayı gerektirir.
AB'nin Gürcistan'ın sıradan vatandaşlarını cezalandırmak istemediğini iddia eden Herczynski, “Kimse sıradan vatandaşları cezalandırmak istemez, ancak yetkililerin eylem ve açıklamalarına göre hareket etmek zorundayız. Hükümete mali yardımı askıya almaya karar verdik bile" dedi.
'Hükümetin gidişatı değişmezse Gürcistan daha fazlasını kaybedecek'
Gürcistan halihazırda 121 milyon dolarlık Avrupa yardımını kaybettiğini dile getirek Herczynski, bu durumun sadece 'hükümetin' mevcut yardım programları için geçerli olduğunu dile getirdi.
Avrupa Birliği'nin Gürcistan Büyükelçisi Herczynski konuşmasını şu cümleler ile sürdürdü:
Gürcistan hükümetinin gidişatı değişmezse, Gürcistan daha da fazlasını kaybedecek. Eğer siz Gürcüler oylarınızla Avrupa Birliği'ne devam etmemeye karar verirseniz, Gürcistan üyelik öncesinde aktarılan tüm mali yardımları kaybedecek ve Gürcistan AB'ye yeni üye olan ve ekonomik kalkınması düşük olan ülkelerin aldığı tüm parayı kaybedecek.
Herczynski, Gürcistan'daki 'hedefe yönelik eylemlere, kararlara ve mevzuata' cevaben 27 AB ülkesinin liderlerinin Haziran ayında Gürcistan'ın Avrupa entegrasyon sürecini askıya alma kararı aldığını dile getirerek Kasım 2023'teki ilk AB genişleme raporuna göre Gürcistan'ın temel gerekliliklerinden birinin, Batı ve Avrupa Birliği'ne karşı propagandaya son vermesi gerektiğini hatırlattı.
Herczynski, “Ne yazık ki geçtiğimiz yıl boyunca Batı karşıtı, Avrupa karşıtı dezenformasyon durmadı. Bu kesinlikle kabul edilemez. Avrupa Birliği'ne katılmak isteyen bir ülke için bu kabul edilemez” diyerek son birkaç aydır Gürcü hükümet yetkililerinin Avrupa Birliği'ne kimin daha fazla hakaret edeceğini görmek için kendi aralarında yarıştıklarını öne sürdü.
Yaklaşan parlamento seçimleriyle ilgili olarak da konuşan Herczynski, seçimin Gürcistan vatandaşlarına bağlı olduğunu belirterek konuşmasını şu cümleler ile sonlandırdı:
Gürcistan'ı tek partili bir devlete dönüştürmeye, tüm muhalefet partilerini yasaklamaya, sivil toplum örgütlerini sınır dışı etmeye, Gürcistan'ın özgür ve bağımsız medyaya yer olmayan bir yer haline gelmesine ve Gürcistan'da tüm insanların haklarının korunmadığına karar verirseniz size açıkça söyleyeyim: Gürcistan bugün, yarın ve 2030'da Avrupa Birliği üyesi olmayacaktır.
Batı, Gürcistan'da darbe mi planlanıyor?
Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR), ABD'nin Gürcistan'da iktidarı değiştirme planları yaptığını açıklamıştı.
SVR'den yapılan açıklamaya göre Rus istihbaratçıların elde ettiği veriler, Washington'un 26 Ekim'de Gürcistan'da yapılacak parlamento seçimleri sonucunda iktidar değişikliği hedefine ulaşmakta kararlı olduğunu gösterdiği ifade edilmişti.
SVR'den yapılan açıklamaya göre Rus istihbaratçıların elde ettiği veriler, Washington'un 26 Ekim'de Gürcistan'da yapılacak parlamento seçimleri sonucunda iktidar değişikliği hedefine ulaşmakta kararlı olduğunu gösterdiği ifade edilmişti.
SVR, ABD'nin planladığı kampanya sürecinde başrolde Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili'nin olacağının altını çizerek, ABD basınına röportaj verecek olan Cumhurbaşkanı'nın Gürcistan'ın AB'ye üyelik müzakerelerinin bozulmasının suçunu hükümete yükleyeceğini ve 'Rusya'yla yakınlaşmanın feci sonuçları olacağı' konusunda uyarılarda bulunacağını aktarmıştı.
Gürcistan'da, ‘yabancı ajan yasa tasarısı’ olarak da nitelendirilen yabancı etkinin şeffaflığı konulu yasa tasarısına karşı muhalefetin giderek şiddetlenen protestolarını değerlendiren Medvedev de, Telegram kanalında yaptığı açıklamada, “Başkent Tiflis'te yabancı ajanlar yasasıyla ilgili tartışmalar sokak çatışmalarına ve parlamentodaki kavgalara dönüştü. Her kim bu tür eylemleri spontane protestolar olarak adlandırıyorsa, kendi aynasına ilk taşı atandır. Tüm bu mitinglerin arkasında deneyimli ve tanıdık bir Hollywood eli görebiliriz" diye yazmıştı.
ABD'den Gürcistan'da 2 darbe girişimi
Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze, ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi Danışmanı Derek Chollet ile yaptığı görüşmede, Gürcistan'da 2020-2023 yıllarında eski bir ABD büyükelçisinin yanı sıra yabancı destekli STK'ların desteğiyle iki darbe girişiminden duyduğu hayal kırıklığını dile getirmişti.
Gürcistan Başbakanı Irakli Kobakhidze Nisan ayında düzenlediği bir basın toplantısında STK'ların Gürcistan'da 2020 ve 2022 yıllarında iki kez nasıl devrim yapmaya çalıştıklarını anlatmıştı.
Kobakhidze açıklamasında, 2020 parlamento seçimleri sırasında, Uluslararası Adil Seçim ve Demokrasi Derneği (ISFED) adlı STK'nın paralel bir oy sayımı ile sonuçlarını tahrif ettiğini ve bunu ancak beş hafta sonra kabul ettiğini belirtmiş ve ayrıca protokollerdeki fazlalıklar ve Seçim Kurulu'nun sonuçları geç açıkladığı iddiaları hakkında da yanlış bilgiler yayıldığını dile getirmişti.
Kobakhidze, “Tüm bunlara dayanarak, bu seçimlerin sözde tarihteki en kötü seçimler olduğuna dair yanlış bir sonucu kamuoyuna duyurdular” cümlelerini kaydetmişti.
Radikal muhalefeti bu hususları parlamentoyu sabote etmek için bir bahane olarak kullandığının altını çizen Kobakhidze, seçimler sonucunda parlamentoda görev alan muhalefet üyelerinin, seçimlere hile karıştırıldığını iddia ederek yasama organında çalışmayı reddettiğini vurgulamıştı.
Tüm bu hadiseler neticesinde, Kobakhidze'nin de belirttiği gibi, 19 Nisan 2020'de yetkililer Avrupa Konseyi başkanı tarafından yapılan ve 'Charles Michel Anlaşması' olarak adlandırılan imzalamak zorunda kaldılar. Bu anlaşma Gürcistan'da 'anayasaya aykırı ve esaret altında bir siyasi anlaşma' olarak nitelendirilmişti.
Anlaşma uyarınca yetkililer, o yılın sonbaharında yapılacak yerel seçimlerde oyların en az yüzde 43'ünü kazanamamaları halinde erken parlamento seçimlerine gitmeyi taahhüt etmiştiler. Ancak Gürcü Rüyası bu engeli aştı.
Kobakhidze açıklamasında bu sürecin amacının halkın iradesine karşı hükümeti değiştirmek olduğunu ancak gerçekleşmediğini dile getirmişti. Kobakhidze bunun ilk darbe girişimi olduğunu dile getirmişti.
Kobakhidze, sivil toplum kuruluşlarının ikinci devrim girişiminin Haziran 2022'de olduğunu söylemiş ve Uluslararası Şeffaflık Örgütü Gürcistan Başkanı Eka Gigauri'nin de aralarında bulunduğu bazı büyük STK başkanlarının 'Home to Europe' adlı hükümet karşıtı mitingde sahneden yaptıkları konuşmayı kanıt olarak göstermişti.
Bu hususa ilişkin açıklamasında Kobakhidze, “İlgili kaynaklardan fon alan bu STK'lar doğrudan sahneye çıktı, hükümetin istifasını talep etti. Kendi katılımlarıyla bir hükümet kurulmasını istediler. Bu, darbe sürecine doğrudan bir katılımdı” cümlelerini zikretmişti.
Kobakhidze yaptığı açıklamada sivil toplum örgütlerinin başarıya ulaşacaklarını umdukları için her şeyi göze aldıklarını ancak planlarının başarısız olduğunu belirterek, “Eğer ‘Yabancı Nüfuzunun Şeffaflığı’ yasası o zaman işleseydi, inanıyorum ki STK'lar tüm bunlara cesaret edemez ve bağışçıların itibarına daha fazla özen gösterirdi” cümlelerinin altını çizmişti.