00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
7 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:07
13 dk
PARANIN HAREKETİ
11:21
16 dk
HABERLER
12:00
6 dk
HABER MASASI
13:30
35 dk
HABERLER
15:00
5 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
4 dk
HABERLER
19:00
5 dk
ARAMIZDAN AYRILANLAR
20:30
15 dk
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
4 dk
HABERLER
12:01
5 dk
YAPAY ZEKA GÜNLÜĞÜ
14:05
54 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
3 dk
YOL ARKADAŞI
MHP neden mıntıka temizliği yapıyor
17:33
87 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
19:00
1 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
GÖRÜŞ

Türk eğitim sistemini uzmanı değerlendirdi: 'Üniversite diploması almak yeniden prestijli hale getirilmeli'

© İHAYÖK- Üniversite
YÖK- Üniversite - Sputnik Türkiye, 1920, 18.09.2024
Abone ol
Özel
OECD'nin 'Bir Bakışta Eğitim' raporunda, Türkiye ile ilgili çarpıcı bir veri paylaşıldı. Rapora göre, 18-24 yaş arasındaki gençlerin yaklaşık üçte biri ne eğitim görüyor ne de istihdam ediliyor. Peki veriler ne söylüyor? Türkiye'de eğitim ne durumda? Eğitim sistemindeki sorunlar nedir ve bu sorunlar nasıl çözülür? Sputnik'in özel haberinde.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün OECD “Bir Bakışta Eğitim” raporundan Türkiye için öne çıkan verileri bir araya getirdi. Buna göre 2023'te 25-64 yaş aralığındaki her 2 yetişkinden birinin en fazla lise mezunu olduğu görülürken, 25-34 yaş aralığındaki genç yetişkinlerin yüzde 30’u ise lise mezunu değil. OECD ülkelerinde Türkiye’den daha yüksek orana sahip üç ülke Güney Afrika Meksika ve Kosta Rika görünüyor. OECD raporuna göre eğitim seviyesi en yüksek ülkelerden biri olan Hollanda’da en düşük gelir grubunun çocuklarının okul öncesi eğitim alma oranı yüzde 60’a yakın yakınken, en üst gelir grubu yüzde 100’e yaklaşıyor. Peki OECD'nin bu verileri ne söylüyor? Türkiye'de eğitim ne durumda? Eğitim sistemindeki sorunlar nedir ve bu sorunlar nasıl çözülür? Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu Sputnik'e özel anlattı.

OECD raporu: 18-24 yaş arası her üç gençten biri ne eğitimde ne de istihdamda yer alıyor

OECD'nin raporuna göre Türkiye'de 18-24 yaş grubundaki her üç gençten biri (yüzde 31.1) ne eğitim alıyor ne de istihdam ediliyor. Bu oran, OECD ülkeleri genelinde çok daha düşük, yüzde 13.7 olarak gözlemleniyor. Türkiye'de bu yaş grubunda ne eğitimde ne de istihdamda olan kadınların oranı yüzde 41.4 iken, erkeklerde bu oran yüzde 21.4. OECD ortalamasında ise, ne eğitimde ne de istihdamda olan kadınların oranı yüzde 1.4, erkeklerin oranı ise yüzde 1.1 olarak belirlenmiş durumda. 2016 yılında lise mezunu olmayanların oranı yüzde 45 iken, bu oran 2023'te yüzde 30'a düştü. Türkiye'de, en az bir ebeveyni üniversite mezunu olan 25-64 yaş grubundaki bireylerin yüzde 81'i üniversite diplomasına sahipken, her iki ebeveyni de lise mezunu olmayan bireylerin aynı yaş grubundaki sadece yüzde 18'i üniversite mezunu.

'Bu veriler Türkiye'nin eğitim sisteminin gençleri iş hayatına hazırlamadığını gösteriyor'

Türk Eğitim Derneği (TED) Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu OECD'nin "Bir Bakışta Eğitim” raporunun verilerine ilişkin "Bu veriler, Türkiye'nin eğitim sisteminin gençleri yeterince hayata ve iş gücü piyasasına hazırlayamadığını gösteriyor" diyerek şöyle anlatıyor:
"Eğitimde fırsat eşitsizliği, mesleki eğitimin yetersizliği ve üniversitelerin iş gücü talepleriyle uyumlu olmaması gibi sebepler, gençlerin eğitimden ve iş gücünden kopmasına yol açıyor. Ancak sebep her ne olursa olsun her üç gençten birinin işgücünün ve eğitimin dışında kalması ülkenin beşerî sermayesi açısından ciddi bir kayıptır. Bu durum, genç nüfusun potansiyelinin tam anlamıyla kullanılamamasına ve ülke ekonomisinin büyüme hızının yavaşlamasına neden oluyor."

'Üniversite diploması almak yeniden prestijli hale getirilmeli'

Raporda yer alan sorunların önüne geçmek içinse çözüm önerilerini şöyle sıralıyor:
Lise diploması” sahibi olmak hayata etkin katılım için yeniden “yeterli” ve anlamlı, “üniversite diploması” sahibi olmak yeniden “prestijli” hale getirilmelidir.
Üniversite kapılarında gerçekçi olmayan yığılmaların önlenmesi için yükseköğretime devam etmek istemeyen ve liseden sonra istihdama katılmak isteyen öğrencilere 11. sınıfın sonunda “standart lise diploması” verilmelidir. Bu öğrencilerin not ortalamalarına göre sınavsız biçimde meslek yüksekokullarına, ön lisans programlarına ve açıköğretim programlarına geçiş yapabilmelerine imkân tanınmalıdır.
Sistemdeki sınav baskısını ve okul dışı kaynaklara bağımlılığı azaltmak için 12. sınıf üniversite sınavına hazırlık yılı olarak yapılandırılmalıdır. 12. Sınıfın sonunda öğrencilere “ileri lise diploması” verilmelidir.
Mesleki eğitim, nitelik odaklı ve bütünsel bir yaklaşımla ele alınmalıdır.

'Eğitimde temel sorunlardan biri, eğitimde fırsat eşitsizliği'

TED Genel Başkanı Pehlivanoğlu, Türkiye'nin eğitim sisteminin temel sorununun "fırsat eşitsizliği" olduğunu söyleyerek konuya ilişkin düşüncelerini şu sözlerle aktardı:
"Türkiye'deki eğitim sistemi son yıllarda özellikle sayısal göstergeler açısından önemli gelişmeler kaydetmesine rağmen hâlâ ciddi yapısal sorunlarla karşı karşıya. Temel sorunlardan biri, eğitimde fırsat eşitsizliği. Eğitimde fırsat eşitliği, öğrencilerin eğitim sistemi içindeki başarı farklılıklarının, içine doğduğu ailenin koşullarından, anne-babasının mesleğinden, eğitim seviyesinden, zengin ya da fakir oluşundan bağımsız olması demektir. Ama ülkemizde öğrencilerin Liselere Geçiş Sınavı (LGS) başarıları ile sosyo-ekonomik düzey arasındaki güçlü ilişki bu eşitliğin sağlanamadığını göstermektedir."

'Eğitim ve istihdam boşluğu' neye işaret ediyor?

Pehlivanoğlu bu sorunun yanıtını şöyle veriyor:
"Bu noktada hem eğitim sistemine hem de iş dünyasına çift taraflı bakmak iyi olabilir. Eğitim sistemi gençlerin yaratıcılık, eleştirel düşünme, problem çözme ve dijital okuryazarlık gibi becerilerini geliştirip iş dünyasına hazır hale getiriyor mu? İş dünyası da bu becerilere sahip gençlere uygun iş imkanları sunuyor mu? Eğitim ve iş dünyası arasındaki bu karşılıklı uyum, gençlerin iş gücüne etkin bir şekilde katılmalarını sağlayarak bahsettiğiniz bu boşluğu doldurabilir."

"Gerekirse, öğretim programlarının beceriler odağında yeniden şekillendirilmesi, öğretmen yetkinliklerinin beceri pedagojisi bağlamında geliştirilmesi, uygulamalı eğitimlerin artırılması ve iş dünyası ile eğitim kurumları arasında daha güçlü iş birliklerinin kurulması önemlidir. Aynı şekilde, iş dünyasının da gençlere daha fazla staj ve işbaşı eğitim imkânı sunarak onların iş tecrübelerini geliştirmesi, eğitim-istihdam boşluğunu daraltmada etkili olacaktır."

'Sorunların temelinde sınav odaklı eğitim sistemi büyük rol oynuyor'

Pehlivanoğlu, sorunların temelinde sınav odaklı eğitim sisteminin büyük rol aldığını belirtirken konuya ilişkin şunları söyledi:

"Sınavlar, bireyin eğitim yolculuğunda sadece bir araç olması gerekirken, eğitim sisteminin neredeyse tamamını şekillendiren bir unsur haline gelmiştir. Çocuklarımızın eğitim süreçleri, iyi insan ve iyi vatandaş yetiştirmek amacından çok, "sınavı kazanma" hedefi doğrultusunda yönlendirilmektedir. Bu sınav odaklı anlayış, son 25 yılda sınav sistemi 15 kez değişmesine rağmen, esaslı bir zihniyet değişikliği sağlanamamasıyla sonuçlanmıştır. Sınavlar hem aileler için maddi hem de manevi olarak büyük bir yük haline gelmiştir ve fırsat eşitsizliğini derinleştiren bir mekanizma olarak varlığını sürdürmektedir."

'Üniversite diploması sahibi olmak iş sahibi olmaya bile yetmiyor'

Türk Eğitim Derneği (TED) Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, eğitim sisteminde son yıllarda okullaşma oranları, sınıf mevcutları gibi konularda nicelik açısından önemli mesafeler kat edildiğini ancak nitelik için aynı şeyi söylemek ne yazık ki mümkün görünmediğini söylüyor ve ekliyor "Çocuklarımız için okula gitmek öğrenmek anlamına gelmiyor. Benzer şekilde lise diploması sahibi olmak hayata etkin katılmaya, üniversite diploması sahibi olmak bir iş sahibi olmaya yetmiyor."

'Mevcut sorunların çözümü, bütüncül ve kapsamlı bir yaklaşım benimsemektir'

Pehlivanoğlu mevcut sorunların çözümünün bütüncül ve kapsamlı bir yaklaşım benimsemekten geçtiğini söylerken "Eğitimin her kademesinde niteliği öncelik haline getirmek, fırsat eşitliğini sağlamak, öğrencilerin temel becerilerini güçlendirmek ve sınav merkezli anlayıştan uzaklaşmak Türkiye'deki eğitim sisteminin niteliğini artıracaktır. Bu adımlar, sadece bireylerin gelişimine değil, aynı zamanda toplumsal ilerlemeye de önemli bir katkı sağlayacak, ülkenin uzun vadeli sosyal ve ekonomik kalkınmasına zemin hazırlayacaktır" diyerek sözlerini tamamlıyor.
Bakan Yusuf Tekin - Sputnik Türkiye, 1920, 13.09.2024
POLİTİKA
Milli Eğitim Bakanı Tekin: Türkiye eğitim anlamında sessiz bir devrim gerçekleştirdi
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала