00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
HABERLER
07:00
5 dk
HABERLER
08:00
6 dk
ÖZEL HABER
08:11
39 dk
HABERLER
09:00
5 dk
HABERLER
11:00
5 dk
DÜNYA HABERİ
11:10
11 dk
PARANIN HAREKETİ
11:30
8 dk
HABERLER
12:00
5 dk
HABERLER
13:00
4 dk
HABERLER
15:00
4 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
12 dk
HABERLER
18:00
11 dk
HABERLER
19:00
8 dk
HABERLER
07:00
6 dk
HABERLER
08:00
5 dk
HABERLER
09:00
6 dk
HABERLER
11:00
4 dk
HABERLER
12:00
5 dk
YAPAY ZEKA GÜNLÜĞÜ
14:06
54 dk
HABERLER
16:00
5 dk
HABERLER
17:30
7 dk
SESLİ HABER
Ronaldo ile selfie çekildi, turnuvadan men edildi
17:43
2 dk
SESLİ HABER
Canan Karatay 'kelliğe yol açıyor' diyerek uyardı
17:51
2 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
18:00
1 dk
ÖZEL HABER
Türkiye’nin plaj haritası
18:14
39 dk
HABERLER
Saat başı başlıkları
19:00
1 dk
SESLİ HABER
AYM’den emeklileri ilgilendiren karar
19:09
1 dk
SESLİ HABER
AB’den vize açıklaması: Daha ağır bir boyuta evrilebilir
19:20
2 dk
SESLİ HABER
İşverene 'ücret farkı' uyarısı
19:33
3 dk
SESLİ HABER
Wikileaks sayesinde dünya neler öğrendi?
19:47
5 dk
MÜZİĞİN EFSANELERİ
'Kar Beyaz' şarkısıyla adını duyurmuştu
20:32
5 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye, 1920
EKSEN
Ceyda Karan’ın hazırladığı Eksen’de her gün dünyanın farklı bölgelerine dair gelişmeler masaya yatırılıyor.

‘Bakan Fidan’ın Çin ziyareti treni kaçırmamak bakımından önemli bir ziyaretti’

Ceyda Karan'la Eksen
Abone ol
Gökhun Göçmen, Türkiye’nin yatırım ve sıcak para ihtiyacı sürerken, Bakın Fidan’ın önce Çin ardından Rusya’daki BRICS toplantısına katılmasının önemine dikkat çekti. BRICS’in artık ‘oyun kurucu’ hale geldiğine işaret eden Göçmen, Batı’ya karşı koz hesabı yapılmaması halinde BRICS ilgisinin Türkiye’nin hayrına sonuçlar verebileceği görüşünde
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın geçen haftaki Çin Halk Cumhuriyeti ziyaretindeki temasları, BRICS’a katılma yönündeki alakayı yansıtan beyanatlar ve 10-11 Haziran’da Rusya Federasyonu’nun Niyniy Novgorod’da BRICS genişletilmiş bakanlar toplantısına katılması dikkatleri Ankara’nın üzerine çekti. Türkiye’deki ekonomik kriz ve Batı’dan para bulma hamleleri öne çıkarken, Ankara’nın çok kutupluluğa yönelen dünyadaki pozisyonu ve eğilimleri izleniyor. Özellikle ABD yönetiminin Ukrana çatışması nedeniyle hegemonyasındaki sarsılmanın devam ettiği ve diğer ülkeleri yaptırım sopasıyla ‘dize getirmeye’ soyunduğu bir dönemde…
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Çin ve Rusya ziyaretleri ile BRICS tartışmalarını gazeteci yazar Gökhun Göçmen ile konuştuk.

‘Türkiye’nin yatırıma ve sıcak paraya ihtiyacı var. Bu ziyaretin en önemli gündem maddelerinden bir tanesi buydu’

Gökhun Göçmen’e göre, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Pekin ziyaretinin zamanlaması dikkat çekici. Türkiye’nin kısa vade ve uzun vade olmak üzere ekonomik çözüm arayışında olduğunu anımsatan Göçmen, ziyaretin Türkiye’nin Çin ile ticari ilişkileri dengeleme doğrultusunda yaptığı hamlelerin devamı olarak okunabileceğini dile getirdi:

“Hakan Fidan’ın Çin ziyaretinin zamanlaması çok önemli. Neden? Birincisi ve en önemlisi, içinde bulunduğumuz maddi durum sebebiyle Türkiye’nin Çin’den olan ticari beklentileri. Malum, Türkiye ve Çin arasında 50 milyar dolara yakın bir ticaret hacmi var fakat burada ithalat ve ihracat arasındaki makas inanılmaz derecede Çin lehine. Türkiye’nin yatırıma ve sıcak paraya ihtiyacı var. Bu ziyaretin en önemli gündem maddelerinden bir tanesi de gelenekselleşmiş olduğu üzere ekonomik ilişkileri daha dengeli hale getirip ilerletmek meselesiydi. Aslında son zamanlarda Türkiye’nin yaptığı hamlelerin bir devamı olarak okunabilir. Onun öncesinde Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır da Çin’i ziyaret etmişti. Uzunca bir süredir yatırım için Çin ile çeşitli toplantılar düzenliyoruz. Bunları nihayete erdirmek amacıyla Bakan Fidan’ın bir ziyareti oldu. Fidan burada ‘Biz, aradaki ticari farkı kapatmak istiyoruz’ dedi.

Bu kısa vadede mümkün gözükmüyor ama atılabilecek kritik adımlar var. İlki, tarım ürünlerindeki kısıtlamaların kaldırılması konusuydu. Hemen o hafta Çin, Türkiye’den tarım ürünü alımını artıracağını söyledi. Turizmi artırabiliriz. Kısa vadede geçici çözüm olarak turizmden gelecek sıcak para durumu dengeleyebilir. Hakan Fidan Çin’de iken, Çin’in Kültür ve Turizm Bakanı da Türkiye’deydi. İyi niyet işareti olarak okunabilir. Taraflar, Türkiye ve Çin Kültür Turizm Bakanlıkları iyi niyet beyannamesi imzaladı. Daha iri yatırım maddelerine geçecek olursak örneğin nükleer enerjide bir işbirliği olabilir. Trakya’da kurulması planlanan nükleer santralde, Çin’in yüzde 90 ve hatta daha fazla oranda imzasını göreceğiz. Bu da nihayetlendirilmeye yakın bir gelişme olarak kayda geçti.”

‘Çin’de hava elektrikli araçlarda yatırım konusunda Türkiye’den yana esmiyor’

Çin elektrik araç üreticilerine yüzde 40 vergi ile gündeme gelen tartışmaları değerlendiren Gökhun Göçmen, kısa vadede Çin’in bu alanda Macaristan’ı tercih ettiği ve Türkiye’nin yatırım çekme çabasında olduğu görüşünde:
“Türkiye’nin bir diğer önemli beklentisi yatırımlar. Elektrikli araçlarda özellikle yatırım beklentisi var. Bakan Fidan ‘yeni enerjili araçlar’ dedi ama yatırımın özellikle elektrikli araçlara yönelmesini istediklerini biliyoruz. Fakat Çin’de hava bu noktada Türkiye’den yana esmiyor. Şi Cinping, Macaristan’ı ziyaret ettiğinde bu konu gündeme gelmişti. Uluslararası basından anladığımız kadarıyla çinliler bu bağlamda Macaristan’ı tercih etmeye çalışıyor. Türkiye ‘Biz de AB Gümrük Birliği üyesiyiz, coğrafi olarak her yere ulaşabiliyoruz’ dese de bu anlamda bence kısa vadede istediğimizi alabilecek gibi gözükmüyoruz. Bu son yüzde 40’lık vergi ise bir anlamda Çin’i yatırıma ikna etmenin adımı oldu. Gel çağrısı yapıldı gibi düşünebiliriz.”

‘Türkiye de orta koridorun daha önemli hale geldiğini söyleyerek Çin’den yatırım beklediğini söylüyor’

Türkiye’nin Ukrayna’daki çatışmalar sebebiyle orta koridor vurgusunu güçlendirdiğine dikkat çeken Göçmen, Çin’den bu alanda yatırım istendiğini anımsattı:
“Diğer taraftan Türkiye’nin ekonomik anlamdaki beklentilerini son dönemde artıran bir başka hadise de Ukrayna krizi. Çin’den Avrupa’ya uzanan üç ticaret yolu var. Biri, merkezinde Rusya’nın yer aldığı kuzey koridoru. Diğeri, İran’ın yer aldığı güney koridoru. Sonuncusu ise Türkiye’nin, Orta Asya ülkeleriyle birlikte yer aldığı orta koridor var. Türkiye diyor ki, Ukrayna krizinden sonra Avrupalı pek çok firma, yaptırımlar sebebiyle Rusya’nın içinde yer aldığı hattı kullanmak istemiyor. Bu istatistiklere de yansıdı. Türkiye de orta koridorun daha önemli hale geldiğini söyleyerek Çin’den yatırım beklediğini söylüyor. Çünkü orta koridor üzerindeki Orta Asya ülkelerine muazzam yatırımı var Çin’in. Biz de o beklentilerimizi dile getirmiş olduk. Ekonomi alanında durum böyle.”

‘Türkiye ve Çin’in buluşturan başlıklar Filistin ve Ukrayna’

Türkiye’nin Filistin davasında Çin ile aynı noktada buluştuğunu ve paralel olarak benzer çabalar içerisinde bulunduğunu kaybeden Gökhun Göçmen’in değerlendirmesine göre, Türkiye’nin Ukrayna krizinde Batı’yı eleştirdiği noktalar ile Çin’in Batı’ya tepki gösterdiği konu başlıkları da birbirine oldukça yakın:
“Uluslararası anlamda da Türkiye-Çin buluşması önemliydi. Türkiye’nin Filistin konusunda Çin ile ortak görüşte olduğunu biliyoruz. Ukrayna’da ise aynı sayfada değiller fakat birbirlerini yakınsayan görüşler olduğunu söylemek mümkün. Filistin’de zaten Türkiye ve Çin, kısa vadede ateşkes, esir takası ve insani yardımların ulaştırılmasını savunuyor. Uzun vadede ise iki ülke de başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırlarına dayanan Filistin devletinin inşasını savunuyor. Peki bu Filistin devleti nasıl inşa edilecek? Bu sorunun iki ön koşulu var. Birincisi, ABD ve İsrail’in ikna edilmesi. İkincisi, Filistinli örgütlerin birleşerek devlet haline getirilmesi. Bu konuda koordineli mi bilinmez fakat her iki devletin de paralel olarak attığı adımlar var. Çin burada başı çekiyor. Hamas ve El-Fetih görşümelerine artık resmen Çin ev sahipliği yapıyor. İlk görüşmeyi 30 Nisan’da yaptılar. İkinci görüşme de yakında Pekin’de olacak. Tabii Türkiye’nin de Hamas ve El-Fetih üzerinde etkinliği var. Türkiye oyun kurucu bir aktör. Bu bağlamda akut hale gelen Filistin krizine nasıl bir çözüm bulunabilir? Bu önemliydi. Ukrayna krizinde de her iki taraf da yaptırım siyasetine karşı. Türkiye, NATO üyesi olmasına rağmen yaptırımlara büyük oranda katılmıyor. Müzakerelerde Rusya’nın yer alması gerektiğini savunuyor. Bu gibi noktalarda Çin’i yakınsayan görüşlere sahip Türkiye.”

‘Treni kaçırmamak bakımından önemli bir ziyaretti’

Göçmen’e göre Türkiye, Orta Asya ve Ortadoğu ülkelerine nispeten birkaç yıl geç kaldığı Çin ile kurumsal ilişkilerin geliştirilmesi aşamasında “geç olsun güç olmasın” felsefesiyle hareket ediyor ve açığı kapatmaya çalışıyor:
“Küresel anlamda Çin ile bütün bölge ülkeleri kurumsal düzeyde işbirliği yapıyorlar. 2022’den bu yana Türkiye’nin ilgi alanındaki Orta Asya ve Ortadoğu ülkeleri, Çin ile ilişkilerini kurumsal anlamda yükseltti. Ziyareti çok önemli gibi duyuruyoruz ama biraz geç kaldığımız için bunları tartışıyoruz. 2022’de Şi Cinping’in Suudi Arabistan’a gitmesinden sonra, Arap ve Çin devletler zirvesi düzenlendi. Stratejik düzeyde bir toplantıydı. Uzun zamandır Çin-Arap stratejik zirveleri düzenleniyor. İslam İşbirliği Teşkilatı, Filistin turuna çıkınca yine dışişleri bakanları seviyesinde önce Çin’i ziyaret ediyorlar. Bu anlamda birçok ülke hem ekonomik hem de siyasi anlamda angajmanlarını artırdı. Orta Asya ülkeleri de 2022’de ilk kez devlet liderleri seviyesinde toplanıp ortak kader birliği kurma kararı aldı. Biz ise kurumsal işbirliğini yükseltmek için iki adım attık. Birincisi, hükümetler arası koalisyon kurulması. Başına Mehmet Şimşek getirilecek. Diğeri de kabul ederse Şi Cinping’in Türkiye ziyaretinden sonra olabilecek potansiyel işbirliği adımları. Yani biraz geç oldu ama güç olmasın noktasındayız. Treni kaçırmamak için önemli bir ziyaretti. Fakat kurulacak yüksek düzeyli mekanizmalarla bunun işler hale getirilmesi öneli.”

‘Bakan Fidan’ın BRICS açıklaması Washington’u rahatsız etici nitelikteydi’

Türkiye’nin BRICS’e duyduğu ilginin 2017’de Yeni Kalkınma Bankası ile başladığını hatırlatan Gökhun geçmişte bizzat Mehmet Şimşek ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beyanatlarını anımsattı. Göçmen diğer yandan Ankara’nın geçmişte BRICS’ten ziyade Yeni Kalkınma Bankasıyla alakadar olduğunun altını çizdi:

“Bu BRICS meselesi aslında bizim gündemimizde iki aşamalı, yeni değil. 2017 yılında dönemin Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, BRICS’in kurduğu Yeni Kalkınma Bankası’na üye olmak istediğini belirtti. O dönem Şimşek bunu söyleyince kamuoyunda tartışmalar başladı. Tıpkı bugünkü gibi bilgi eksikliği nedeniyle yanlış anlaşıldı. 2017’deki ilgimiz, BRICS’in kurduğu Yeni Kalkınma Bankası’na üyelikti. Bu bankaya üye olmak için BRICS üyesi olmanıza gerek yok. Nitekim Bangladeş, Yeni Kalkınma Bankası üyesidir ama BRICS üyesi değildir. 2024’ün başında BAE ve Mısır, BRICS üyesi oldu fakat Yeni Kalkınma Bankası’na 2021’de katıldı. Zaten bunu bildiği için Mehmet Şimşek ‘BRICS’ demedi, Yeni Kalkınma Bankası dedi. Yeni Kalkınma Bankası için tabii BRICS kurucu üyeleriyle aranızın siyaseten bozuk olmaması gerekir. O dönem Mehmet Şimşek doğrudan BRICS’i kast etmedi.

2018’e gelince Cumhurbaşkanı Erdoğan, BRICS liderler zirvesine davet edildi. Fakat altını çizelim bu davetin sebebi, Erdoğan’ın o dönem İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olmasıydı. Erdoğan da orada yaptığı konuşmada BRICS’i önemsediğini belirtti. Ama yine aynı bağlamda ‘Bizim Türkiye’deki kurumlarımız ile Yeni Kalkınma Bankası arasındaki işbirliği olanaklarını umarım yakında neticelendiririz’ dedi. Yine ticari perspektifinden baktı. Ama şunu da ekledi: ‘BRICS gibi statüko dışı oluşumlar’ dedi.”

‘Bugün BRICS statüko dışı olmaktan çıkıp oyun kurucu hale geldi’

Göçmen’e göre Hakan Fidan’ın Pekin’de yaptığı açıklamalar ve Çin lideri Şi Cinping’in söylemlerine paralel cümleler, ABD’yi ciddi anlamda rahatsız etti. Türkiye’nin artık uluslararası sistemde reform istediği için BRICS’e duyduğu ilgide artış yaşandığının altını çizen Göçmen, bunun Batı’ya karşı havuç-sopa diplomasisi değil de samimi bir irade olması halinde, Türkiye’nin stratejik vizyonunda zenginleşme yaşanacağı görüşünde:

“Bugün geldiğimiz noktada ise BRICS, statüko dışı olmaktan çıkıp oyun kurucu hale geldi. Bugün dünyadaki üretimin yüzde 31’ini temsil ediyor. Diyeceksiniz ki G7 ülkeleri, yüzde 45’i temsil ediyor. Onun karşısında az bir oran gibi dursa da esasında son 20 yılda G7, yüzde 65’ten 45’e geriledi. BRICS sürekli arttı. Dünyadaki en büyük 10 petrol üreticisinden altısı BRICS’te. Dünya nüfusunun yüzde 46’sı da BRICS’te. Muazzam bir iş gücü. Dolayısıyla BRICS artık oyun kurucu hale gelmiş durumda.

Bakan Fidan’ın açıklamalarından şunu anlıyorum: BRICS artık ekonomi artı uluslararası düzenin reforme edilmesinin bir aracı olarak görülüyor. Fidan konuşması bağlamında dünyada bir güç transferi yaşandığından bahsetti. ‘Eski sömürgeci güçler pazarlarını kaybederken bunu adil biçimde kabul etmek zorundalar’ dedi. Yani dünyada bir güç transferi yaşanıyor, bu Çin’e kayıyor ve bu savaşla neticelenmemeli uyarısında bulundu. Aslında Bakan Fidan’ın açıklaması tarihi önemde ve Washington’u rahatsız edici nitelikteydi. Hatta bir yerde Şi Cinping’in Biden ile girdiği münasebetlerde sıklıkla dile getirdiği ‘Dünyada herkese yetecek kadar refah var’ sözünü kullandı. Muhtemelen Pekin’deki Çinli yöneticilere bir iltifat yapmak istedi diyebiliriz. Ama önemliydi.

Söylem olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan da ‘Dünya beşten büyüktür, uluslararası sistem sorunlara çözüm bulamıyor, biz gücümüz ölçüsünde BM’de sesimizi çıkartamıyoruz’ diyor. Türkiye bunu diyen ülkeler arasında. Dolayısıyla artık gündemimizde sadece ekonomi odaklı değil, biraz daha küresel sistemin reforme edilmesine vesile olacak şekilde BRICS’i ele alıyoruz. Hakan Fidan Rusya’ya gittiğinde de küresel sistemin çeşitliliği açısından da BRICS’e vurgu yaptı. BRICS’e bakış açımızın zenginleştiğini düşünüyorum. Ama hep dediğim gibi bunlar Batı’ya karşı koz olarak kullanılmıyorsa önemlidir. Kendi ayakları üstünde duran fikirlerse önemliler. Ama ABD’den havuç ve sopa misali istediğimizi almak için bu tespitleri retorik olarak dile getiriyorsak, bu zenginlik için sorunlu olur diye düşünüyorum.”

‘Bugün dünyadaki hiçbir ülke, yumurtalarını tek başına ABD’nin sepetine atmak istemiyor’

Türkiye’nin BRICS’e katılması halinde Batı ile ilişkilerinde itibarının artacağı değerlendirmesinde bulunan Göçmen’e göre, ABD Büyükelçisi’nin Reuters’a verdiği demecin ve Foreign Affairs’de yer alan Türkiye konulu makalenin zamanlaması da dikkat çekiciydi:

“ABD Büyükelçisi Reuters’a da bir röportaj verdi. Orada ‘Türkiye’nin BRICS’e üye olmayacağını umuyorum ama yine Batı ile ilişkileri devam eder’ dedi. Kimi gazeteler, ABD Büyükelçisi’nin bu uyarısı sebebiyle diplomaside küçük bir değişim olabileceğinden bahsetti. Bu küçük değişimden kasıt ne ben bilmiyorum. Herhangi bir yerde Türkiye’nin BRICS üyesi olamayacağı yazmıyor. Kanaatimce Türkiye’nin BRICS üyesi olması, Ankara’nın Batı karşısındaki itibarını azaltmaz aksine artırır. Bugün dünyadaki hiçbir ülke, yumurtalarını tek başına ABD’nin sepetine atmak istemiyor. Bütün ülkeler yatırımlarını ve ilişkilerini çeşitlendirmekten yana. Büyükelçi’nin kalkıp da ‘Üye olmayacağını ummuyorum’ demesi bile ülkelerin neden BRICS üyesi olmak istediğinin bir göstergesi.

Bütün ülkeler, Washington’ın doları, yaptırımları vs. silah olarak kullanmasından bıktı. Bugün G7’de gördük. Rusya’nın dondurulan mal varlıklarına el konuluyor. Ülkeler artık kendilerine ABD karşısında bir oyun alanı arıyor. Dolayısıyla BRICS’e yöneliyorlar. Batı ile kurdukları ilişkilerde de itibarları azalmıyor, artıyor. Hindistan bugün BRICS kurucu üyelerinden birisi ama ABD’nin Asya Pasifik’te en çok iletişim kurduğu aktörlerden birisi. Veya BRICS denilince akla Çin geliyor çünkü BRICS’in ekonomik anlamda ana motoru. Peki Avrupa’nın en büyük ticari ortağı kim? Çin. ABD ile tartışsa da diplomatik kanalları açık tutmada da en başarılı ülke Çin. Suudi Arabistan var güncel bir örnek. Yeni katıldılar. ABD, güvenlik anlaşması yapmak için kapısında bekliyor.

Dolayısıyla Türkiye’nin BRICS’e üye olması, hiçbir birlikten atılacağı anlamına gelmiyor. Aksine ortaklıklarını şekillendirmiş, göz hizasında temas kurmasının yolu açılmış olur. Tabii tesadüf değil: Tüm bu Bakan Fidan’ın ziyaretleri ve açıklamaları sonrasında Reuters’a verilen demeç tesadüf değil. Zamanlama açısından ‘manidar’ geldi bana. ABD’nin en önemli dergilerinden Foreign Affairs’ta Aslı Aydıntaşbaş’ın bir yazısı vardı. ‘Washington, Türkiye’nin hırslarını kullanabilir. Bakmayın Türkiye’nin stratejik tutkularına. Washington bunları kullanabilir’ gibi cümleler var. Onlar da sanırım başka yönden hesaplar içerisinde.”

Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала