Güney Kore'de '4 Hayır'cılar: Flört yok, ilişki yok, evlilik yok, çocuk yok

Gökçe Çalışkan

Asya'nın en gelişmiş ülkelerinden olmasına rağmen kadınların aile içinde ve iş hayatında ikinci planda kaldığı muhafazakar toplumların başında gelen Güney Kore'de erkek egemen normlara tepki büyüyor.

Ülkede '4 Hayır' (Four Nos) adı verilen radikal feminist akımı benimseyen kadınların 'peri masallarında' erkeklere yer yok. Flörte, cinselliğe, evliliğe ve çocuk yetiştirmeye hayır diyen bu akımın boyutuna dair resmi bir veri olmasa da en az 4000 kadının yaşam tarzını buna göre şekillendirdiği sanılıyor.

'Evliliğin kadınlar için avantajdan çok dezavantajı var'

AFP ajansına konuşan Bonnie Lee bir erkek arkadaş bulmakla ilgilenmeyen ve kendi 'sonsuza kadar mutlu yaşadı' hikayesini yazmak isteyenlerden: "Artık erkeklerle ilişki yaşamakla ilgilenmeyen heteroseksüel bir kadınım. Bir kadın olarak hep evliliğin avantajdan çok dezavantajı olduğunu hissetmişimdir."

'Kadının eğitimli olması eksi puan'

İki yüksek lisans derecesi bulunan 40 yaşındaki Lee, "Evlilik piyasasında o zamana kadar neler yapmış olduğunuz ve iş deneyiminiz önemini kaybediyor" dedi, "Anlayamadığım bir şekilde eğitim seviyesi yüksek bir kadın olmak eksi puan demek. Potansiyel eş adayında önemli görülen şey kocanla ve kocanın ailesiyle ilgilenebilme kapasitesine sahip olup olmadığın" diye devam etti.

Evlilik oranının düşüşte olduğu Güney Kore'de kadınlardan hem çalışmaları, hem çocuk veya çocuklarına bakmaları hem de kocalarının aileleriyle ilgilenmeleri bekleniyor.

Güney Kore'nin tartıştığı film: Kim Ji-young, Born 1982

23 Ekim'de vizyona giren ve 'erkeklere karşı fazla cinsiyetçi' olduğu gerekçesiyle çokça tartışılan aynı adla kitaptan uyarlanan 'Kim Ji- young, Born 1982' filminde Güney Koreli kadınların baş etmeye çalıştığı bu sorunlar ele alınıyor. Filmde işinden istifa etmek durumuna kalan bir kadının çevresinden ve devletten hemen hemen hiç destek olmadan çocuğunu büyütmeye çalışması konu ediliyor. Ülkenin en büyük arama motoruna göre kadınlar filme 10 üzerinden 9.5 verirken erkek izleyiciler 2.8 puanı layık gördü.

Evliliğin gerekli olduğunu düşünen kadınların sayısı düşüşte

10 yıl öncesine kadar bekar ve hiç evlenmemiş Güney Koreli kadınların neredeyse yüzde 47'si evliliğin gerekli olduğu görüşündeydi. Ancak bu oran geçen yıl yüzde 22.4'e kadar geriledi. Evlenen kadınların sayısı ise 1996'da 434 bin 900 iken 257 bin 600'e düştü.

Öte yandan AFP'nin konuştuğu isimlerden Lee, Güney Kore'nin katı güzellik standartlarına karşı çıkan 'Escape the Corset' (Korsenden Kurtul) akımını da hayatına dahil etmiş durumda.

'Kendini memnun etmek için başka yöntem ve yollar var'

'Molka' denilen gizli kamera pornosunun bir salgın haline geldiği ve kadına taciz ve tecavüz vakalarının eskiye oranla daha gün yüzüne çıkmaya başladığı ülkede, Lee için bardağı taşıran son damla kendini feminist olarak tanımlayan erkek bir siyasetçinin, kadın yardımcısına tecavüzden hüküm giymesi olmuş.

İçinde yaşadığı toplumun bir kadın olarak rıza gösteremeyeceği bir sistem olduğunu fark eden Lee, "Bu sebeple erkeklerle herhangi bir ilişki kurmak -evlilik ya da flört olsun- bana anlamsız geliyor" ifadesini kullandı.

Eski partnerinin kendisini uzun saçlı görmek istediğini ve bu feminist hareketlerini desteklemediğini anlatan Yoon bir erkekle çıkmayı ya da cinselliği özlemediğinin altını çiziyor: "İnsanın kendini memnun etmesi için başka seçenekler ve yollar var."

Yoon'un erkeklerden uzak durmak istemesinin bir nedeni de 20'li ve 30'lu yaşlarındaki çoğu Güney Koreli erkeğin gizli kamera videoları veya intikam pornolarını izlediğinden emin olması.

ABD'deki Standford Üniversitesi'nden sosyolog Shin Gi-wook'a göre 'Dört Hayır' ve 'Korsenden Kurtul', Güney Kore'nin gördüğü en radikal feminist akımlar: "Bu dört kategori -evlilik, annelik, flört ve seks- kadınları genelde erkek karşısında itaatkar bir konuma oturtuyor. 'Korse'nin temsil ettiği şey de hemen hemen aynı: Kadınların erkeklerin hoşuna gitmek için belli bir görüntüye sahip olmaları gerektiği."

Evlilik yeniden gözde olacak mı?

Ülkenin doğurganlık oranı, yani bir kadının sahip olması beklenen çocuk sayısı, geçen yıl 0.98'e düştü. Nüfusu sabit tutmak için bunun 2.1 olması gerekiyor. Resmi tahminlere göre 55 milyonluk nüfus 2067'ye gelindiğinde 39 milyona düşecek, halkın yarısı 62 yaş ve üstü kişilerden oluşacak.

Yetkililer yeni evli çiftlere ev sahibi olma imkanları ve düşük faizli mortgage kredileri gibi tekliflerle evlilik kurumunu eski şaşalı günlerine döndürmeye çalışıyor.

Ancak Lee'ye göre gelecek tamamen kadınlara ait: "Hayalim evlenmeyi kesinlikle düşünmeyen kadınlar için konaklama alanları inşa etmek."