Yazılı yanıtta "Darbeyle iktidara gelenlerin Türkiye'de demokrasiyi eleştirmesi başlı başına trajikomiktir" sözlerine yer veren Aksoy, Türkiye'nin, uluslararası camianın sorumlu bir üyesi olarak, Mısır'da yaygın ve sistematik biçimde süren insan hakları ihlallerinin sona ermesine ve Mısır halkının demokrasi, adalet, eşitlik, özgürlük, hesap verebilirlik ve refah gibi meşru taleplerinin karşılanmasına yönelik çağrılarda bulunduğuna dikkati çekti.
Mısır'daki hapishanelerde vicdanlara sığmayan uygulamalar ile siyasi kararlarla yürütülen yargılama süreçlerinin uluslararası toplum tarafından gayet iyi bilindiğini vurgulayan Aksoy, bu uygulamaların çeşitli uluslararası kuruluşların eleştirilerine konu olduğunu da hatırlattı.
Aksoy, Mısır'daki yönetimin, "iyi niyetli çağrı ve telkinlere olumlu yönde kulak vermek yerine, gerçekleştirilen insan hakları ihlallerinin üstünü örtmek ve Mısır halkının temel taleplerini kaale almamak için, daha önce de müteaddit kereler yaptığı şekilde, saldırgan bir tutum benimsemeyi tercih ettiğini" belirtti.
Mısır'ın terörle mücadelede öncü bir role ve tecrübeye sahip olan Türkiye'yi bu konuda hedef alma gayretinin, söz konusu saldırgan tutumunun bir yansıması olduğunu vurgulayan Aksoy, şunları kaydetti:
"Türkiye, FETÖ'nün yanı sıra PKK/YPG, El Kaide, DEAŞ gibi terör gruplarıyla yıllardır mücadele etmektedir. Türkiye'nin sınır ötesi bir tehdit teşkil eden terörizmle bu mücadelesi, Suriye başta olmak üzere komşu ülkelerin toprak bütünlüğü ile bölgenin güvenlik ve huzurunun korunmasına da katkıda bulunmaktadır. Açıklamada açıkça gördüğümüz gibi, darbeyle iktidara gelenlerin darbecilere destek olması da şaşırtıcı değildir. Esasen bu açıklama, Mısır'daki yönetimin, zulüm ve istibdada dayanan karakterini yansıtmaktan öteye gitmemektedir. Türkiye, kardeş Mısır halkının barış ve refahı yönündeki ilkeli tutumunu sürdürecek, Mısır'da demokrasiye geri dönülmesine, hak ve özgürlüklerin tesis edilmesine ilişkin görüşlerini ifade etmeye devam edecektir".