İnce'nin açıklamalarından satır başları şöyle:
DİDEM ARSLAN YILMAZ: Çok tartışılan bir dönemde kayyumlar meselesinde Mardin'de Ahmet Türk'e gittiniz. Destek verdiniz. Neden ihtiyaç duydunuz?
MUHARREM İNCE: Seçilmiş bir belediye başkanını ziyaret ettim. AK Parti ile çizgim neyse HDP'yle çizgim o. Açılım sürecinde sayın Erdoğan, sayın Ahmet Türk'le görüşmüştü. Ve o gün 'Başbakan sıfatımla değil AK Parti sıfatımla görüşüyorum' demişti. Sayın Bülent Arınç'ın dün Ahmet Türk'ün terörle ilişkisi olamayacağını söylemişti. Ahmet Türk'ün terör yanlısı konuşmalarına tanıklık etmedim. Bu kişiler savcılığa gitmişler, halk tabiriyle konuşayım temiz kağıdı, sabıka kaydı almışlar. Sonra YSK demiş ki, 'sizin aday olmanızda sakınca yok'. Millet de yüzde 51'in üzerinde 'gel şehrülemin ol' demişler. Siz diyorsunuz ki, 'teröre yardım ettiği gerekçesiyle görevden alıyorum'. Eğer böyleyse mahkeme kararının olması lazım. İdare, yürütme, istihbarata dayalı görevden alma yapamaz. Savcı bir sürecis başlatmış olabilir. TBMM'de uzun süre bulunmuş birisi olarak konuşuyorum. Herhangi bir konu yargıya intikal etmişse o konu hakkında soru önergesi verilemez, meclis araştırması istenilemez. Yargı süreci beklenir. Belediye yönetimine el çektiriyorsunuz. Melih Gökçek'i de el çektirdiniz. Hangi gerekçeyle öğrenemedik. Ne yapıyorsunuz, belediye meclisi biraraya geliyor, bir seçim yapıyorlar. Ahmet Türk'e gelince 'olmaz ben valiyi atarım'. Sayın Erdoğan belediye başkanı iken belediyeden uzaklaştırıldı. O gün RP, ANAP, SHP'li meclis üyeleri vardı. Sayın Erdoğan'ın yerine gelen Ali Müfit Gürtuna'ya sadece RP'liler değil SHP ve ANAP'lılar oy verdi. Seçilmiş bir belediye başkanı el çektirildi, hak RP'nindir. RP'nin önerdiği isme biz de oy vereceğiz dediler.
'OY KAYBEDER MİYİM DİYE HİÇBİR KAYGIM OLMADI BENİM'
MUHARREM İNCE: Fransız devriminde yahudiler için hiçbir şey, Salamon için her şey diyordu. Bir topluluğun hakkı olmaz, bireylerin hakkı olur. CHP'li belediye başkanı görevden alınırsa savunayım, ama HDP'li olursa Kürt olursa onu savunmayayım?
NAGEHAN ALÇI: Neden Ahmet Türk?
İNCE: Ahmet Türk yakından tanıdığım isim olduğu için gittim
ALÇI: Kayyum meselesiyle ilgili Diyarbakır'daydım. Hem görevden alınan Selçuk Mızraklı ile hem vali ile görüştüm. Sizin pozisyonunuzla ilgili CHP içinde kendini ulusalcı olarak tanımlayan çevreler içinde birtakım rahatsızlıklar olduğu söyleniyor. Ne kayyum ne HDP diye bir manşet atmıştı Deniz Zeyrek'in de yazdığı gazete. Yılmaz Özdil, 2020 yılında yumruk yediğinde 'birçok insanın yüreğine su serpmişti' diye bir yazı yazmıştı.
DENİZ ZEYREK: Ben o gazetede kayyumu savunanları sert bir şekilde yazı yazdım.
ALÇI: HDP'ye verilen destekle ilgili rahatsızlıklar var mı?
İNCE: Bu yaptığım hareketten kazanır mıyım, kaybeder miyim diye bakarsanız halk kaybeder. Fransız siyasetçileri bilim ve akılla tanıştılar ondan sonra Fransa ayağa kalktı. Acaba buradan oy kaybeder miyim diye kaygım olmadı. Ben partiye aykırı bir iş yapmıyorum. İnandığım bir şeyi yapıyorum. Ben bu kayyumları doğru bulmuyorum. Geçmişte dokunulmazlıkların kaldırılmasını doğru bulmadım. CHP yönetimi 'evet' verdi ben 'hayır' verdim. Ben ilkeli davranılmasından yanayım.'
'BUGÜN OLSA ERDOĞAN'I CEZAEVİNDE ZİYARET EDERİM'
ZEYREK: Siz Selahattin Demirtaş'ı da ziyaret etmiştiniz?
İNCE: Ettim. Bütün adayları ziyaret ettim. Hapisteydi. Yalova milletvekili sayın Şükrü Önder, 70 yaşın üzerinde adamcağız, kalp hastası. Bir tane AKP'li ziyarete gitmedi. Ben İlker Başbuğ'u, Mustafa Balbay'ı da ziyaret ettim.
SEVİLAY YILMAN: Erdoğan'ı ziyaret ettiniz mi?
İNCE: Zor koşullar yoktu. Kebap partisiyle 4 ayı geçirdi. O zaman etkili değildim. Bugün olsa ziyaret ederim. O günlerde ziyaret edecek konumda değilim.
YILMAN: O gün ne düşünüyordunuz?
İNCE: Erdoğan'ın görevden uzaklaştırmasını da doğru bulmuyordum. İster AK Parti milletvekilinin haksız hukuksuz yere 28 kişiyi bir odaya doldurarak, o sıcakta kalp hastasının bulunmasını doğru bulmuyorum. HDP'li oldukları için 'teröre destek veriyor' diyor. Size bir soru. PYD terör örgütü mü Türkiye Cumhuriyeti'nin gözünde. ABD, PYD'ye silah veriyor mu? Evet. Ama 'dostum Trump' diyor.
'YEREL SEÇİMDE 30 VİLAYETE GİDİP 85 MİTİNG YAPTIM'
GÖKHAN HACIR: Epeydir ekranlarda yoktunuz. Ne oldu da sessizliğini bozuyor Muharrem İnce? Mardin gezisi için de aynı şey akıllara geldi. İl başkanınız sayın Canan Kaftancıoğlu, geçtiğimiz günlerde 9 yıl 8 ay hapse mahkum oldu. Onun karar duruşması vardı. Oraya niye gitmediniz de Mardin'e gittiniz.
İNCE: Bazılarına yetişemiyoruz. Sözcü'nün bir duruşmasına katılabildim.
YILMAN: Bazılarına yetişememek mi, yoksa geçmişten gelen bir kırgınlık mı?
İNCE: Asla, böyle düşünülürse üzülürüm. Daha yeni görüştüm kendisiyle, 9 Eylül günü görüştük. Cumhurbaşkanlığı kampanyasında sayın Kaftancıoğlu bizim il başkanımızdı. Aynı minibüsün içinde 20 miting yaptık.
YILMAZ: Yeterli desteği gördünüz mü?
İNCE: Bu başka konu. Bence 1 yıldır nerede olduğumu medyaya niye sormuyorsunuz?
YILMAZ: Sayın İnce'yi yayına ben davet ettim. Hatta bana 'bu yayını neden yapıyorsunuz, siyasi mühendislik mi yapıyorsunuz' diye soranlar oldu. Doğrusu üzüldüm.
İNCE: Ben yerel seçimde 30 vilayete gittim 85 miting yaptık. Kaz Dağları'na gittim. Protokole oturmadım, Fazıl Say'ın önünde oturup toz toprak içinde konseri dinledim haber olmadık.
ALÇI: Ekrem İmamoğlu siyasi rakibiniz mi?
İNCE: Arkadaşım benim, siyasi akrabam benim.
HACIR: CHP kurultay sürecine hazırlanıyor. Doğu ve Güneydoğu delegasyonu var. Mardin'de o delegeye gül atmak, mesaj vermek mi istedi diye soranlar var.
'DİYARBAKIR'DAKİ ANALAR İÇİN ÖCALAN'DAN YARDIM İSTENSİN'
İNCE: Bu doğru değil.
ALÇI: Diyarbakır'da HDP il binasının önündeki anneleri ziyareti düşünüyor musunuz?
İNCE: Benim gittiğimde böyle bir eylem yoktu. Giderim tabii niye gitmeyeyim. Bu akşam her konu dahil bir tanesini ayrı tutarım, anneyi. Ama Diyarbakır ama Cumartesi annesi ama şehit annesi. Çok dikkatli konuşmayı seçerim. Bu benim hem milli hem dini görevimdir. Asla o anneleri incitmek isterim. İster HDP'nin ister CHP'nin ister AK Parti ister Cumhurbaşkanlığı'nın önünde, hiç farketmez. Bir annenin evladını aramasından daha insani, vicdani şey olamaz. Benim kendi doğrularım vardır. Doğrularım benim vicdanımdır. Ana vatan diyoruz. Ana vatanımızda analara ağıt yaktırıyoruz. Ana haber diyoruz, ana haberlerde kadın cinayetlerini anlatıyoruz. Anayasa diyoruz ilkellikleri dolduruyoruz içine. Asla eleştirmem, haklarıdır. Ama şunu söyleyeceğim. Bu çocuklar kaçırıldı ya da gönüllü gitti. Nereye gittiler? PKK'ya. Kurucusu kim? Abdullah Öcalan. Nerede? İmralı'da. Peki Nevruz'da Öcalan'ın mektubunu okuttu mu Erdoğan? Okuttu. Seçimde bir akademisyeni gönderim oy istedi mi istedi? Kardeşini televizyona çıkartıp oy istedi mi? İstedi. Şimdi aynı şeyi analar için yapsınlar. Sen oy için Osman Öcalan'ı televizyona çıkardın. Şimdi analar için yardım istesin. Binali Yıldırım'a oy isterken yapıyorsun bunu. Ben de böyle söylerim.
ALÇI: Çözüm süreci doğru bir süreçti. Yıllardan sonra barış atmosferi sağlamıştı. Sonuna kadar götürülebilse Türkiye en önemli sorunu çözmüş olacaktı.
İNCE: Bunu tarihiyle anlatmaksak eksik olur.
YILMAN: CHP 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonra 31 Mart yerel seçimler derken sizinle beraber başlayan Kürt tabanı veya HDP'ye oy verenlere yakınlık devam etti. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçtiğimiz günlerde Kürt edebiyatçılarla biraraya gelip yaptığı konuşmayı çok önemsiyorum. Kürtçe'nin ana dil olduğunu, hak olduğunu söylemesi kıymetli değerli şeyler. Geçmişte çözüm sürecinde nasıl bir tavır sergilediğinizi biliyorum. Çok sekter, dik duruşunuz vardı, karşıt bir duruşunuz vardı. Aynı çözüm sürecini başlatırsa. Siz neresinde olursunuz?
İNCE: O günlerde grup başkanvekiliydim. AKP'li Atatürk'e laf söylüyordu, HDP'li İnönü'ye laf ediliyordu. Tek partiye CHP'ye ortak saldırıyorlardı. Ben de bir ona, bir ona cevap veriyordum. HDP'lilere 'Ben sizinle Cudi dağına geleceğim, siz benimle milli maça gelecek misiniz' diyordum. Türkiye'de yüzde 5'lik kesim terörü lanetlemiyor, kınamıyor. Bir yüzde 5 de burada var. 'En iyi Kürt ölü Kürt'tür' diyor. Bunlarla uzlaşma, çözüm olmaz. Atatürk yine kırmızı çizgim.
'HDP KÜRT MESELESİNDE ORTAYA KARIŞIK BİR TAVIR KOYUYOR'
İNCE: Dokunulmazlıklar konusunda tavrımı biliyorsunuz. Demirtaş, Türk ziyaretlerimde tavrımı biliyor musunuz? Bir tavır alırken Alevi, Sünni, Türk, Kürt diye bakarsanız çözemezsiniz. Benim ilkelerim var. Hukuka, bilime, evrensel kurallara uygun mu, kamu yararı var mı, vicdanıma uygun mu? Oradaki kişi Roman, Ermeni benim için fark etmez. Benim için bir çocuğun ölümü bütün çocuklarla aynıdır. CHP'nin açılım yapmasına gerek yok. CHP Kürt sorunu konusunda kafa yoran bir parti. 1989'da o zamanki SHP rapor hazırladığında bize Kürtçü dediler. 1954'de Millet Partisi kapatılırken CHP itiraz ediyor 'irticacı' diyorlar. Açılım sürecinin başladığı gün 10 Kasım 2009'dır. Allah'ın bütün günleri kabağa girdi bula bula 10 Kasım'ı buldular. İş nerede değişti biliyor musunuz? 2015 seçimlerinde Erdoğan 'Bana 400 milletvekili verin bu sorunu çözeyim' dedi. HDP'nin seçime girmesini istemedi. Demirtaş ne dedi 'Seni başkan yaptırmayacağız' dedi. İşte Erdoğan'ın kafasındaki HDP orada başladı. Sayın Bahçeli'ye sesleniyorum, HDP Erdoğan'ın teklifini kabul etseydi, seçimlere girecekti ve 400 milletvekili ile anayasayı ne hale getirecekti?
ALÇI: Açılım süreci yanlış mı diyorsunuz? Evet sonu yanlış bitmiş olabilir. Niyet olarak çok cesur, Türkiye'nin kronik sorununu çözmeye yönelikti.
İNCE: Kürt sorunu AKP'yle birlikte başlamadı. 200 yıldır var. 1800'lerden beri var. Türkiye'nin demokratikleşme, terör ve Kürt sorunu var. Kürt sorununu çözmek ilerici bir eylemdir, gerici bir kafayla çözülemez. Bir kere demokrasiye inanmak lazım çözmek için. Çözüm yeri Büyük Millet Meclisi'dir. Halktan kaçırarak, Oslo'da 'İstediğinizi vali yaptık' diyerek bu sorun çözülmez.
ARSLAN: Kandırıldı mı diyorsunuz?
İNCE: O süreçte kandırıldı. Kürt hareketi diyelim buna. Bu talepler üçe ayrılıyor. Bir bağımsız bir Kürt devleti kurmak isteyen ayrılıkçı bir grup var. Terörle çözmek istiyor. İki federasyon özerklik isteyen grup var. Üç 'Ben Kürdüm benim sorunlarım, sıkıntılarım, dertlerim var, bunları çöz, ama beraber yaşayalım' diyen bir grup var. Bu grubu ciddiye almalıyız.
ZEYREK: HDP hangisinde?
İNCE: Ortaya karışık yapıyor. Olmaz tavır koyacak. Siyasetçiler şunu sormalı, beraber mi, yanyana mı yoksa ayrı ayrı mı yaşayacağız. Bunu çözeriz. Bir kere samimiyetle. Eğitim dili, eğitim hakkı, ana dil, bunları tartışmayacağız. Eğitim alma hakkı başka bir şey ana dilini öğrenme hakkı başka bir şey. AİHM kararları benim için esastır. Modern dünyada yaşamak istiyorsak. Ben Cumhurbaşkanı seçilseydim Türkiye'yi AB'ye sokmak için çalışacaktım.
'RESMİ DİL TÜRKÇEDİR ANA DİLİNİ DE DEVLET ÖĞRETECEKTİR'
İNCE: Aleviler için şöyle oluyor. Öğretmen diyor ki '4 mezhep haktır, diğerleri sapık mezheptir' diyor. Annesi 'Biz aleviyiz diyor' çocuk çelişiyor. Ben Türkçe eğitim aldım, ana dilim Türkçe olduğu için değil resmi dilim Türkçe olduğu için Türkçe eğitim aldım diyor. Eğitim alma hakkı başka bir şey, ana dilde öğrenim hakkı başka bir şey. Çocuğa resmi dilde eğitim yapmaya mecburuz. Büyük toplulukla ilişki kuracak. Ana dilini öğrenecek çocuk. Devlet öğretecek.
HACIR: Matematiği, fiziği hangi dilde öğrenecek?
İNCE: Ben karşı değilim ama o Kürt çocuğuna yazık ederiz. Kürt çocuğu o zaman üniversiteyi Diyarbakır'da bitirir ama gelip Yalova'da doktorluk yapamaz. Fransa'da Fransızcayı yan dil olarak öğretmezler. Bir resmi dilimizi öğreteceğiz, iki ana dili hangisi ise o dili öğreteceğiz, üç uluslararası dil öğreteceğiz.
ALÇI: Almanya'daki Türkler ile Türkiye'deki Kürtleri kıyaslayamayız değil mi?
İNCE: Almanya'da Türkler işçidir, Kürtler bu memleketin sahibidir. Toplulukların hakkı olmaz, kişilerin hakkı olur. Diyarbakırlı Memo'nun hakkı vardır, Yalovalı Ali Aga'nın hakkı vardır. Resmi dilimiz Türkçe'dir. Herkes resmi dille eğitimini görecek. Ama Pazarlı Laz derse, 'çocuğuma Laz dilini öğretmek istiyorum, edebiyatını öğretmek istiyorum' derse hiçbir sakınca görmüyorum.
ZEYREK: Bir arkadaşım aradı dedi ki, CHP 1992'den bu yana Kürtler'den ve muhafazakarlardan ciddi bir şekilde uzaklaştı. Kürtlerle barışma süreci başladı mı şimdi?
'CHP 2011 SEÇİMLERİNDE BİLDİRGESİNİ CUMA NAMAZINDA OKUDU'
İNCE: Hatayı kendimi de dahil ederek CHP'de arıyorum ama bazen de karşı tarafta arıyorum. Rahmetli babamın cenazesinde mezarın başındayız. Defnettik, aşağı inerken birisi 'abi üzüntülüsün ama bir şey soracağım, ben seni kravatlı, şapkalı taziyeleri kabul eden birisi beklerdim. Oysa sen mezara indin, tahtaları koydun, üstün başında toprak oldu. Yahu CHP'lileri neden böyle tanıdık'. Dedim ki, 'Yanılıyorsun Kılıçdaroğlu Tunceli'li bir babanın oğlu, Muharrem İnce kamyon şoförünün oğlu. Ben yer sofralarında büyüdüm, yer döşeklerinde yattım. Bizim halktan uzak neyimiz var anlamış değilim. Zaman zaman yanlışlar yapıldı. 2011 seçimlerinin seçim bildirgesini cuma namazı saatinde yaptılar. Bütün günler bitti, Cuma günü yapıldı. Olacak iş mi bu? Bu bilerek yapılmadı ama bu nedir? Bilerek yapılmadı ama böyle bir gaf olamaz. Böyle bi hata yaparsan halktan uzaklaşırsın. Türkiye'de erkeklerin yüzde 65'i cuma namazına gidiyor.
ZEYREK: Partinizde o dönemde başörtüsü meselesinde ciddi tavır ortaya konuldu. Başörtüsü aleyhinde sembolleşen isimler partiye taşındı, milletvekili yapıldı.
İNCE: Ben dersane müdürüydüm. 28 Şubat'tan sonra bir subay geldi, 'Bir öğrenci başörtüsü takıyor, onu çıkartacaksın' dedi. 'Niye' dedim ve o çocuğu korudum. Doğru olduğunu düşünüyordum.
'KÜRTÇE EĞİTİM ALAN KÜRT ÇOCUĞU İZMİR'DE DOKTORLUK YAPAMAZ'
ALÇI: Siz Kürtçe matematik dersi olmaz diyorsunuz, ancak öğretilebilir diyorsunuz. Bu temel insan haklarına aykırı.Ben mesela Almanca matematik okudum.
İNCE: Hiçbir sakıncası yok da Kürt çocuklarına yazık edersiniz. Bir kere bunu eğitimcilerin tartışması lazım. AİHM'i referans alırım dedim. Diyor ki, 'bu devletin işidir ama sen resmi dilde eğitimini yap ama ana dilini, farklı dilini öğrenmek, geliştirmek isteyen varsa onu da öğret' diyor.
ALÇI: Bu ülkede İngilizce, Almanca, Fransızca okul var.
İNCE: Ben matematiğin İngilizce anlatılmasını istemiyorum.Sömürge ülkesi mi burası? Burası devlet pazar tezgahı değil. İnsanları kandırmak adına hoşlarına gitsin diye yapamayacağım şeyleri söyleyemem. Kürt çocuğu Dicle Tıp Fakültesi'ni bitirir ama İzmir'de doktorluk yapamaz. Kürt çocuk Kürt folklorunu, kültürünü, dilini öğrensin. Yanında İngilizce, Japonsa öğrensin.
HACIR: Fransızlar veriyor mu?
ALÇI: Fransa'yı bilmiyorum ama Amerika'da ve Avrupa'da birçok ülkede mevcut.
İNCE: ABD'de sizin o beğenmediğiniz andınız var ya, her sabah Amerikalı çocukla 'ABD'ye bağlılığımı bildiriyorum, bu cumhuriyet yaşayacaktır' diyorlar.
ALÇI: ABD'de İspanyolca eğitim hakkı vardır, gidin bakın.
'HESABI BEN NİYE VERİYORUM? CHP GENEL MERKEZİ VERECEK'
YILMAN: Bir seneden fazla bir zaman geçmesine rağmen hala insanlar sizin ne söyleyeceğinizi merakla bekliyorlar. Şu an siyasetin biraz dışındasınız. Aktörler değişir, başka isimler gelir. Gündem şu anda CHP dediğinizde İmamoğlu üzerinden gidiyor, Kılıçdaroğlu üzerinden gidiyor. Ben sizi 24 Haziran'dan önce sıkı takip ettim. 24 Haziran gecesi hala birçok insanın kafasında soru işareti.
YILMAZ: Hala karanlık mı o gece?
YILMAN: Evet hala karanlık. Mahallem olduğu için CHP. Şöyle bir şey duydum. O gece yanınızda bir sürü insan 'Çık sayın Başkan açıklama yap' demesine rağmen neden inat ettiniz?
İNCE: Evet inat ettim. İlk turda 'Tayyip Erdoğan hapisteyken ziyaret ettiniz mi?' dediniz 'Ben de etkili değildim' dedim ama Erdoğan'ın siyaset yapması için oy verdim'. Ahmet Altan'la Balyoz kumpasını konuşmak isterim. Ergenekon ve Balyoz'da nasıl yanlış yaptıklarını söylemek isterim. Bir tane hatam var. Vatandaş benden duymalıydı, İsmail Küçükkaya'dan değil. Hata yaptım. Bir futbolcu kırmızı kart gördü, ömür boylu futboldan mı yasaklayacaksınız? Yenilgiyi iyi yönetemedim, özür dilerim.
HACIR: 31 Mart gecesi Ekrem İmamoğlu'nun halkta popülaritesi oluştu. O geceyi iyi yönetti.
İNCE: Ne güzel işte. Gayet güzel buldum.
ALÇI: Birtakım dedikodular oldu
ZEYREK: Bir general tarafından tehdit edildiniz mi?
İNCE: Deniz Zeyrek beni tehdit edecek adam anasından doğmadı. O gece sarhoştu, bir general tehdit etti, Tayyip Erdoğan'dan para aldı, NATO askerleri kaçırdı. Afgan askerleri kaçırdı, eşi kaçırıldı, odaya kilitlediler. Tam 11 senaryo var. Hadi biri doğru diyelim. Diğer 10'unu kim uydurdu? İtibar avcılığı. Birileri o gece düğmeye bastı. Benim hatam var, umudu tazeledik, kazanırız dedik. Meydanları doldurduk, iktidarı değiştirebileceğimize inandırdık. Partiden 8,5 puan fazla aldım. 40 sene sonra 30'u geçtik. O akşam birileri düğmeye bastı. O gece nerede kalacağım? İkinci tura kalacağımızı inanıyorduk. İkinci tura kalınca CHP'ye gidemezdim, çünkü rozeti çıkarmıştım. CHP'ye gidersem ikinci turda İYİ Partililere ne diyecektim? Üç hesabı vermesi gereken niye ben oluyorum? Benim örgütüm, bilgisayarlarım yok ki, CHP Genel Merkezi'nin bilgisayarları çökmüşse hesabı niye ben veriyorum.
'BEN İÇKİ İÇERİM AMA O GECE İÇKİ İÇMEDİM'
İNCE: Benim adaylığım açıklanınca otobüse binmek için araya insan sokanlara ne diyeyim?
ALÇI: Kırgın mısınız partinize
İNCE: Kiracıya kızarak ev yakmam. Ben ev sahibiyim. Evi yakar mıyım? Ben de yönetici olursam ben de kiracı olurum.
ZEYREK: Ekrem İmamoğlu'nun eline İstanbul'da açılmış sandıklara dair tutanak verildi.
İNCE: Muharrem İnce'nin elinde tutanak var mıydı?
HACIR: Niye İsmail Küçükkaya'ya mesaj çektiniz?
İNCE: O da benim yanlışım oldu. O mesajı ben attım. Hata mı yaptım? Evet hata yaptım.
ALÇI: Bir kadeh viski de içebilirsiniz
İNCE: Ben içki içerim ama o gece içmedim. Kimseye de hesap vermem. Haram yiyenler hesap versin.
YILMAZ: Siz hala bu isimleri açıklamıyorsunuz
ZEYREK: İzleyicilerimizden çoğu 'Ben sadece umutlandım ama o gece yalnız bırakıldım' eleştirisi
İNCE: Çok haklılar, onlardan özür diliyorum. Haklılar, keşke çıksaydım. Bugün geriye dönme şansım olsa çıkarım.
YILMAN: Eşiniz bile size çıkın demiş.
İNCE: İnsanlar bir gazeteciden değil benden duymak istiyorlardı. Umutlar çok yüksek olunca hayal kırıklıkları da çok yüksek olur. Mesele biraz da ol.
'2023'DE CUMHURBAŞKANI ADAYIYIM'
İNCE: Meydanlar dolacak Muharrem İnce aday olacak. Bu böyle yarım kalır mı?
ALÇI: Ekrem İmamoğlu aday gösterilirse bağımsız aday mı olacaksınız
İNCE: İmamoğlu benim arkadaşım. Başarılı bir seçim geçirdi. Belki seneye Kasım'da olur seçim. İmamoğlu ile ağzımdan tek kelime alamazsınız.
ALÇI: Ben of the record kuralına sadık bir insanım. Erken seçim beklentisi içerisinde olduğunuzu ifade ediyordunuz. 2020 Kasım veya 2021'de erken seçime giderse Türkiye. Siz o zaman bana 'Abdullah Gül'le, Erdoğan arasında kalsam Erdoğan'a oy veririm' demiştiniz.
İNCE: Öyle dememiştim ama öyle yazmıştınız.
ALÇI: Sayın Babacan'ı ortak aday olarak göstermek istiyoruz dense...
İNCE: Mevcut anayasaya göre bir siyasi parti grubu bir aday gösterebiliyor ya da 100 bin imza. CHP İstanbul, İzmir, Adana, Mersin, İzmir, Antalya'yı almış. Başarılı çıkmış. CHP'nin kurulması muhtemel olan aday olarak göstermesi CHP'ye yakışmaz. CHP'nin genel başkanı aday olması gerekir.
'İMAMOĞLU BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN BAŞARILI ÇIKARSA HERŞEY OLUR'
İNCE: Bir siyasi hareket başlatılabilir. Türkiye'de bir değişim, dönüşüm isteği var. Ben bunu görüyorum. İnsanlar İstanbul seçimlerinde ikinci de 800 bin oyla aldı. Kim bu 800 bin kişi? AK Partililer. Demek ki seçmen değişebilir. İsveç Sosyal Demokrat Partisi'nin tüzüğünün 1. maddesi vatandaşları değiştirmektir. Yeni bir siyasi oluşum tutar mı? Bir başlatan olabilecek mi? Ekonomi, tarım, sanayi, AB, eğitim. Başlatan olabilecek mi? Başlattığı tartışmayı güçlendirebilecek mi? Başlattığı tartışmayı yön değiştirebilecek mi? Başlattığı tartışmayı bitirebilecek mi? Bunu yapabilirse lider olur çıkar. Parti kuracak gelecek CHP'nin adayı olacak. Önce Muharrem İnce'nin hakkını ver de sonra Ali Babacan'ın hakkını verirsiniz.
'O GECE BİR ARKADAŞIM 'ÇIK' BİR ARKADAŞIM 'ÇIKMA' DEDİ'
ZEYREK: 24 Haziran gecesine ilişkin hangi saikle hareket ettiniz, ne oldu? 50 bin avukatı cübbeleri ile çağırmıştınız. İnsanlara çok yüksek motivasyon verdiniz. İlk defa insanlar iktidarın değişeceğine inanmıştı. Sonra o gece 24 Haziran'ın kayıp saatleri yaşandı. Ne hissetiniz de açıklama yapmadınız?
İNCE: Partili bir yetkili çık açıklama yap dedi. Öbürü konuşma dedi. 40 civarında insan vardı. Eşim, oğlum, gelinim, kardeşlerim, kardeşlerimin damatları, milletvekilleri, belediye başkanları. İkilemde kaldım. O anda sosyal medyayı görmüyorum. Birisi ısrarla çıkmam gerektiğini söylüyor, birisi çıkmamam gerektiğini. 6 tane kortizonlu iğne yemişim. Sesim kesilmiş. 107 miting yapmışım. Kollarım mosmordu, miting alanında kollarımı çekmelerimden. İkinci tura kalacağımdan yüzde yüz eminim. Elimde veriler yok. Veri akışı bana partiden gelmiyor. Partinin genel başkan yardımcıları ikinci tura kaldı diyor. Çıkarsınlar bakalım 188 bin sandıktan kaç tanesi ıslak imzalı tutanak. 31 Mart'tan çıkarsınlar bakalım. Getirsinler Urfa'yı, Konya'yı görelim bakalım. Ekrem İmamoğlu çıktı sen çıkmadın, evet doğru. Birisi bir il, birisi Türkiye. Ekremi'in elinde 30 bin imza olduğu için belge elindeydi. Muharrem İnce'nin elinde 188 bin belge olsaydı ben bilirdim ne yapacağımı. O gece CHP'nin temsilcisi Hademi Bey için sosyal medyada CIA ajanı dendi. Ey YSK dedim. Yanlış karar alırsan 50 bin avukatla oraya gelirim dedim. Cümlem bu. YSK'nın CHP temsilcisine sordum, 11 karar aldı YSK dedi. Peki CHP itiraz etti mi? Sen itiraz ettin mi? Tartışmalı bir karar var mı? dedim, yok dedi. O zaman YSK'ya yanlış yaptırmadım. YSK yanlış karar almamışsa ben niye avukatları oraya çağırayım.
'TAMAM ÇIKMADIK! BAYDI ARTIK! ÖZÜR DİLİYORUM! KAPATALIM'
YILMAN: Önümüzdeki sürece projeksiyon istiyorum. 2020'nin Şubat'ın kurultay var. Siz kurultayda aday mısınız? Afyonkarahisar'da sayın Kılıçdaroğlu belediye başkanlarıyla toplatı yaptı. Kulislere yansıyana göre orada şöyle bir cümle kuruyor, genel seçime giderken kritik süreci doğru değerlendirmeliyiz, tek adayla kongrelerimizi yapmalıyız diyor.
İNCE: CHP'ni geleneklerinde, genetiğinde yoktur bu. Bazı küçük illerde olabilir bu? O zaman atama yapalım. Bunu çok tehlikeli buluyorum. Bu şekilde basına yansıdı ama bunun böyle olmadığını düşünmek istiyorum.
ZEYREK: Teşkilatlar bunu sahiplenmiş ama...
İNCE: Eyvah o zaman! CHP il ilçe kongrelerinde yarışamıyorsa, yarışmayı yanlış bir şey olarak görüyorsa yazıklar olsun, ne diyeyim yani!
YILMAN: 23 Haziran tarihi bir dönüm noktası. Bu değişim, dönüşümü, rüzgarı kırmamak adına, kavgalı eve kız vermezler, biz tek adamla gidelim diye olmuş olamaz mı?
İNCE: Asıl ol zaman kırarsınız. İstanbul'a tek aday, ne demek bu? Bu partiyi böler, parçalar. AKP'den bizim ne farkımız kalır. Bir AK Parti var bir de AK CHP olur.
ALÇI: 24 Haziran'da bu anlattığnız tablo deli saçması iddia ortaya atıldı. Zor bir durumda kaldığınız anlaşılıyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun 24 Haziran'da sizi yanlız bıraktığını mı düşünüyorsunuz?
İNCE: Tamam çıkmadık, özür dilerim. Konuyu kapatalım. Baydı artık. Hikaye bu konu.
ALÇI: Kılıçdaroğlu'nun daha sonraki stratejilerini başarılı buluyor musunuz?
'BAŞARISIZ OLURLARSA EMİN OLUN BİR 30 SENE DAHA BEKLERİZ'
ALÇI: Tanju Bey'le aranız iyi mi?
İNCE: Tanju benim kardeşimdir. CHP başarılı bir kampanya geçirmiştir. 1989'da bundan daha başarılıydık. Türkiye'deki vilayetlerin yüzde 65'le almıştık SHP olarak. İstanbul, Ankara, izmir hepsi bizdeydi. Sonra ne oldu? Buna bakmamız lazım. Bizim belediye başkanlarımızın başarısız olma şansları yoktur. Mahkumlardır onlar başarılı olmaya. Hepimiz onlara yardımcı olmalıyız. Onlar başarısız olursa bir 30 sene daha bekleriz, emin olun. Onları çok zor bir görev bekliyor. Allah yardımcıları olsun. Başarısız olursa hepimizin işi zor. Başarılı olmaya mecbur. oy veren herkesin, bütün seçmenlerin yardımcı olması lazım.
TUNCAY ÖZKAN: İNCE SEÇİM GECESİ İÇKİLİYDİ DEMEDİM
Yayındaki ifadelere ilişkin açıklama yapan CHP'li Tuncay Özkan, "Nagehan Alçı yalan söylüyor. Ben hiç bir zaman M. İnce seçim gecesi içkiliydi demedim. Ben CHP Genel Merkezi’ndeydim. Tanık olmadığım bir şeyi nasıl söylerim. Bu zırvalarla CHP içinde kavga arayanlar benden sonuç alamazlar,başka kapıya" dedi.
Nagehan Alçı yalan söylüyor. Ben hiç bir zaman M. İnce seçim gecesi içkiliydi demedim. Ben CHP Genel Merkezi’ndeydim. Tanık olmadığım bir şeyi nasıl söylerim. Bu zırvalarla CHP içinde kavga arayanlar benden sonuç alamazlar,başka kapıya ...
— Tuncay ÖZKAN (@ATuncayOzkan) September 11, 2019
'CHP DELEGESİ 'GEL' DERLERSE GELİRİM DEMEZLERSE YANLARINA GİDERİM'
YILMAN: Kurultayda aday olacak mısınız?
İNCE: Aday olmazsınız, aday gösterilirsiniz. Henüz takvim başlamamış. Bu süreç ne zaman başlayacak belli değil. Doğmamış çocuğa don biçmem.
YILMAN: 2020'de Cumhurbaşkanlığa varım diyorsunuz ama...
İNCE: Mahalle delegesi dahi seçilmemiş. Kurultayın tarihi belli değil. Şekillenmemişse konuşmak yanlış olur. CHP genel başkanlığına adayım dediğimde, 2014'de ne diyordum, CHP'yi iktidar yapacağım diyordum. Peki CHP iktidar oldu mu? Hayır. Belediyeyi yönetmek başka Türkiye'yi yönetmek başka. O zaman bu iddia geçerli demektir. CHP'ni genel başkanı Cumhurbaşkanı adayı olmalıdır, doğrusu, yakışanı budur. Genel başkan başka, Cumhurbaşkanı adayı başka bir sürü aksaklık çıkıyor. Sana yakın milletvekillerini MYK doğruyor. Genel başkan bir şey söylüyor, Cumhurbaşkanı adayı başka bir şey söylüyor. Doğrusu CHP'nin adaylarla birlikte çıkması. Delegeler 'gel buraya' derse gelirim, demezlerse yanlarına giderim salona. Bu kadar...
'4 AY ÖNCE ADAY GÖSTERİLSEYDİM BUGÜN CUMHURBAŞKANIYDIM'
HACIR: Biraz parti yönetimine kırgın olduğunuz izlenimi edindim. Partinin etkinliklerine davet edilmiyor musunuz? Partiniz kuruluş etkinliğinde ön sırada göremedim sizi. Bir ihmal mi sözkonusu mu? Sayın Kılıçdaroğlu'na ve parti yönetimine kırgınlığınız sözkonusu mu?
İNCE: Seçim geçti 58 gün sonra parti değerlendirme yaptı. O toplantıya ben çağrılmadım. Kampanyayı yapan benim, aday olan benim, yenilen benim. O kampanyaya çağrılmadım. 9 Eylül'deki etkinlikte ön sırada yanda, kenarda bir yer ayrılmıştı. Bunlara kızıyor musun, gülüyorum bunlara. Ben 40 yıllık CHP'liyim. Partiyi 40 yıl sonra 30'un üzerine çıkardım. Kazanırız iddiasını, Recep Tayyip Erdoğan kaybedecek galiba, dedirttim. Böyle bir hatam var benim. Sayın Kılıçdaroğlu'nun haberi var mıdır? Kesinlikle yoktur. Kraldan fazla kralcılar vardır. Altın yere düşünce değerinden bir şey kaybetmez. Onların beni öne koymaları önemli değil millet beni yüreğine koysun yeter. Onlar beni halkın gözünde kenara koyabilirler mi? Her gün sokakta 500 fotoğraf çektiriyorum ben. Halkın sevgisine engel olabilirler mi? Partileri yönetenler iki yıllığına seçilen kiracılardır. Asıl ev sahibi sokaktakilerdir. Kiracıya kızıp evi yakmam. Onlar kapıdan kovsa pencereden gireceğim.
HACIR: Delegeler teveccühte bulunurlarsa koşa koşa giderim dediniz. Bir yerel seçim zaferi var. Kılıçdaroğlu ve yönetimi bir zafer kazandı. İl ve ilçe kongrelerinde belediye rüzgarı esecektir. Yeni seçilmiş belediye başkanları var. Buradan esen rüzgar var. Muharrem İnce akıllara gelir mi diye düşündüğünüz oluyor mu?
İNCE: Delegeler kapı kulları değildir. Özgür iradeli delegelerdir. 45 yıl önce söylendi bu. Savunduğum şey şu, CHP'nin genel başkanının Cumhurbaşkanlığına aday olmasının doğru olacağını düşünüyorum.
YILMAZ: 31 Mart'a kadar sayın Erdoğan'ın yenilebileceğini ben gösterdim dediniz. Biraz açar mısınız?
İNCE: Türk siyasetinde Recep Tayyip Erdoğan diye bir adam var. 2018'e gelmiş, herkes umudunu yitirmişken, 'Bu adamı seçimde yenemeyiz' derken, herkes elini vicdanına koymuş. Muharrem İnce diye bir adam çıkmış karşısına. Muharrem İnce'yi de yenmiş ama yara alarak yenmiş, sendelemiş. Boks maçına benzetirsek kaşı açılmış, dizi kopmuş. İyi hazırlanılsaydı bu yenilirdi. Eğer beni 4 ay önce aday yapsalardı ben cumhurbaşkanıydım. Ben yolu açtım. İmamoğlu ile beni karşı karşıya getirmeye çalışmayın. Gelmeyeceğim kardeşimle, siyasi akrabamla.
'BENİM SAYIN GENEL BAŞKANA BAL BORCUM VAR, VERECEĞİM'
İNCE: Ben sayın Kılıçdaroğlu'na aday olun ben size çalışayım dedim. Ben 51 gün kala aday gösterdiler. Fotoğraflarımı İzmir'de otel odasında çektirdim. Hiçbir hazırlık yapamadım. Zamanım yetmedi. Benim 1 ay daha sürem olsaydı, 81 gün olsaydı yüzde 37 alacaktım, ikinci tura kalacaktım ve cumhnurbaşkanı olacaktım. Beni geç açıkladılar. Kötü niyetle beni geç açıkladılar demiyorum. Yanlış yapıldı.
YILMAZ: En son Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu ile ne zaman görüştünüz?
İNCE: En yakın zamanda 9 Eylül'de görüştük. Havaalanında görüştük. Zonguldak milletvekilimizin düğününde görüştük. Bir borcum var kendisine önümüzdeki günlerde ödeyeceğim. Bal borcum var. Arılarım var. Hiçbir ticari gerekçe olmadan. Bahçemde kovanlar var. Genel başkanımız 'bize düşmez mi' dedi. Genel başkana mutlaka düşer dedim.
YILMAN: Seçimi kaybettiniz, yolu açtınız tamam. Seçimden sonraki tavrınız çok tartışıldı. Seçimden önce kaybedersem 'asla aday olmayacağım, genel başkanın karşısına çıkmayacağım' demiştiniz. Bu sözünüze sadık kalamadınız. Aday olmak istediniz. İmzalar toplandı. Bu toplumda tırnak içinde size karşı güvensizlik yarattı. Bu güvensizliğin farkında mısınız?
İNCE: Sayın Baykal genel başkanlıktan ayrılınca sayın Kılıçdaroğlu da 'aday değilim' demişti. Sayın Erdoğan da yapmıştı. Niye ben de güvensizlik yaratıyor da başkalarında yaratmıyor. Siz Muharrem İnce'ye yakın diye listeye koymazsanız bir başarılı belediye başkanını. O zaman çıldırırsınız. Bu sözleri tutmamak karşılıklıdır. Mehmet Kesimoğlu'nun ne gühahı vardı. Özcan Işıklar 10 yıl belediye başkan yardımcılığı yapmış, ondan sonra 10 yıl belediye başkanlığı yapmış. Benim çocuklarım doğmamıştı. Sonradan dünür olduysak partiden mi istifa etsin. Dünür olduğu için siyasete girmemiş ki. Siyasetin ortasındayken dünür olmuş.
'SAYIN DAVUTOĞLU SEN ZABITA ÇAVUŞU MUYDUN?'
ALÇI: CHP'nin içinde o süreçte size haksızlık yapıldığına ben de katılıyorum. Sizin yeni parti kurup yola devam etmenizle ilgili yazı da yazmıştım. Bu fikre nasıl bakarsınız. Kurultaydan mevcut sonucu değiştirmeyen bir tablo çıktı diyelim.
İNCE: CHP benim için sıradan bir parti değil. İçişleri Bakanlığı'na dilekçe verilerek kurulan parti değil. Savaş meydanlarında kurulmuş, Atatürk'ün emaneti. Kamyoncunun oğlu olarak bu parti beni aldı PM üyesi, Grup başkanvekilliği, parti sekreteri, 16 yıl milletvekilliği yaptı. Partiden ayrılamam. Ellerini ovuşturanlar varsa çok beklerler. Ben CHP'nin başarılı olmasını istiyorum. Atatürk'ün emanetini iktidar yapmak istiyorum. Türkiye'nin 1600 okulunda tuvalet yok. Yüzde 18 gerilemişiz. Kişi başına 2 bin dolar kaybetmişiz.
HACIR: MHP'nin içinde İYİ Parti çıktı. 2 parti yolda. Doğum sancısı yaşıyorlar. CHP'de böyle bir durum konuşulmuyor. İttifakın diğer partilerini ve HDP'nin de oylarını aldı. Yakın vadede CHP'yi iktidara koşan parti olarak görüyor musunuz?
İNCE: 17 yıl Türkiye'yi yönetmişler. Ali Babacan umut olacak öyle mi? Ekonomide senin sorumluluğun yok mu? Senin bunda payın yok mu? Sayın Abdullah Gül, 7 yıl Cumhurbaşkanlığı yaptın kaç yasayı veto ettin. Sayın Davutoğlu 'anlatırım ha' dedin. Sen afedersin ama zabıta çavuşu muydun? Kanunsuz şeyler yaptırdılarsa niye yaptın? Suruç'ta, Ankara Garı'nda olaylar olurken sen ne iş yapıyordun? Bu ülkenin tarımını sen mi çökerttin Ali Babacan. Muharrem İnce'yi kenara atarak, davet etmeyerek değil, herkesi bütünleşerek bu işi CHP yapacaktır.
'SAYIN BAYKAL BENİ ODASINDAN KOVDU 2 SAAT SONRA GERİ ÇAĞIRDI'
İNCE: Yanlış bulduğum başka bir şey var. Öyle ya da böyle kurabilirler mi? Evet. Kurmalılar mı? Evet. Ama şunu da yanlış buluyorum. Erdoğan'ın çıkıp 'sonucuna katlanırsınız' demesini yanlış buluyorum.
YILMAN: Sayın Babacan ve Abdullah Gül kendileri istifa ettiler. Evvelki gün sayın Babacan röportaj verdi. Davutoğlu meselesinde iş ihraca kadar vardı. Sebep, basın ve kamuoyunda partiyi küçük düşüren açıklamalar yapmak, partiyi tartıştıracak ifadeler kullanmaka. Siz şu anda Davutoğlu'nun yaptığını yapıyorsunuz? O da partisinin politikalarını eleştirdi, isim vermeden bakanlara göndermeler yaptı. Siz de yöneticileri eleştiriyorsunuz. Orada ihraç sözkonusu, sekter bir tavır sergiledi AK Parti. Bunu demokrasi adına nasıl değerlendiriyorsunuz?
İNCE: CHP ile AK Parti yanyana getirilemez. Sayın Baykal'a karşı 30'lar hareketine imza attım, tekrar milletvekili yaphtı. Sayın Kılıçdaroğlu'na karşı oldum, beni Cumhurbaşkanı adayı yaptı. AK Parti'de o kültür yok. Hiçbir dönemimde biat etmedim. Hep doğruları söyledim. Bir gün YÖK yasasıyla ilgili kapalı grup toplantısında itiraz ediyorum. Sayın Baykal, tabir yerindeyse beni fırçaladı. Odasına gittim, kovdu beni odasından. 2 saat sonra yeniden çağırdı, anlat dedi. Hak verdi. 'Ama beni kovuyorsunuz' dedim, sonra sırtımı sıvazladı 'Aile arasında olur böyle şeyler' dedi. Biz de böyle bir kültür var. Bize karşı çıkabilir, hemen onun kafasını koparmak, siyaseten bitirmek böyle bir şey olmaz. Onun için tek liste olmaz.
'HAK YERİNİ BULACAK, MEYDANLAR DOLACAK, İNCE ADAY OLACAK'
İNCE: Erdoğan bakıyor, Babacan, Davutoğlu parti kurarsa kim gidebilir. Gel diyor, sen şu kurulun üyesisin diyor. Erdoğan yeni partiye gitmesinler diye tek tek bir yere yerleştiriyor.
YILMAZ: Davutoğlu'nun aldığı pozisyonu nasıl buluyorsunuz?
İNCE: Suriye belasını başımıza kim açtı? Bu belayı stratejik derinlik diyerek sıfır sorundan sıfır komşuya bizi kim getirdi. Her Suriyeliyi görünce benim aklıma Davutoğlu geliyor. 3 saatte Şam'a gidecek. Otoban hızını bile bilmiyor. Bizim bir sürü sorunlarımız var. Eğitim, tarım, terör. Bunların hiçbirini başımıza AK Parti açmadı. Ama Suriye sorunu başımıza AK Parti, Erdoğan, Davutoğlu açtı.
ALÇI: Öngörünüzde erken seçim var. Bu senaryo doğru olursa, Ekrem İmamoğlu'nun istifa etmesi. Nurettin Sözen örneği verdiniz. Sayın İmamoğlu istifa ederse AK Partili Tevfik Göksu'nun gelmesi gündeme girer. Siz aday olursanız, yeni sisteme göre adaylıkların ittifaklarla desteklenmesi gerekiyor. Partiniz Babacan veya Davutoğlu'nun partisiyle ittifak ederse ne diyeceksiniz?
İNCE: Ankara'daki sloganımız çok güzeldi. Mansur Yavaş 5 sene önce kaybetmişti, aslında kaybettirilmişti. Hak yerini bulacak demişti. Ben de diyorum ki, hak yerini bulacak, meydanlar dolacak, Muharrem İnce aday olacak. Önümüzdeki seçimde ilk turda ittifak olmaz. Daha ortada kurulmuş bir şey yok. Siz kurulması muhtemel bir partiyi onun arkasına vagon olarak CHP'yi takarsanız ben bu eleştiriyi yaparım.
'DEMİREL'İN ÖZALIN KÖPRÜSÜ BEDAVA ERDOĞAN'IN KÖPRÜSÜ PARAYLA'
YILMAN: Ekrem Bey seçildikten kısa bir süre sonra tatile çıktı.
İNCE: Türkiye'nin genel sorunlarını sorarsınız bana. Ben İstanbul Belediyesi'nin basın temsilcisi değilim.
YILMAN: 24 Haziran'da Cumhurbaşkanı olarak seçilmiş olsaydınız tatile çıkar mıydınız?
İNCE: Erdoğan eleştiriyor da Ekrem Bey'i. Sen 15 Temmuz'da neredeydin? FETÖ'cüler seni ararken neredeydin? Sen darbe olurken tatildeydin de sel olurken tatilde olsaydı ne olacaktı. Amaca uygun olmayan harcamadır israf. Yolsuzluk başka bir şey israf başka bir şeydir. Devlet milletten vergi topluyor bunu hizmete dönüştürmesi lazım. Devlet vergiyi alırken 'Sana köprü, yol, hastane, okul yapacağım, güvenliğini sağlayacağım' diyor. Polisin parasını nereden veriyor? Benden, vatandaştan. Bizden vergi alıyor. Ama biz sitelerimizde güvenlik görevlisi tutuyoruz, özel doktora gidiyoruz, köprüden geçerken para veriyoruz. Erdoğan 'kör müsün köprü yaptık' dedi. Ben de 'kör değilim ama sen nankörsün' dedim. Demirel’in yaptırdığı köprü bedava mıydı, bedavaydı. Özal’ın yaptırdığı köprü bedava mıydı, bedavaydı. Erdoğan’ın yaptırdığı köprü niye parayla? Marmaris'te yazlık israftır, Etimesgut'ta bekleyen 12 Ocak israftır. Geçen yıl kağıt krizi yaşadık. SEKA, birini park, diğerini yandaşa sattık. Bir ceket alacaksınız, önce fiyata bakarsınız. Etimesgut Havalanı'nda 12 uçak var. Görgüsüzlük öyle bir hal almış ki. Köşkler, saraylar, TBMM Başkanlığı'na bağlıdır. Milli Saraylar Daire Başkanlığı vardır. Aldı bunları kendine bağladı. Saraylar, kasırlar, köşkler ona bağlı. Kendine saray yapıyor yetmiyor. Dolmabahçe, vahdettin Köşkü, Marmaris, Ahlat'ta istiyor, bu ne doymaz saray safasıdır.
ALÇI: Bahsettiğiniz kasırlar özel işletmelerdi.
İNCE: Marmaris'te 300 odalı saray var. Yaklaşabiliyor musunuz? Özal'a 4 odalık yer için haksızlık yapmışız.
'SAYIN İMAMOĞLU'NU ARADIM 'AMAN DİKKAT' DİYE KONUŞTUM'
YILMAZ: Sayın İmamoğlu'na bugün Beştepe'de kırık sandalye denk gelmiş.
İNCE: Misafirin hangi sandalyede oturacağı misafiri üzmez, ev sahibinin şanıdır o. Ben de gittiğimde kendisi koltukta oturuyordu beni kanapenin ucuna oturttu. Benim evime geldiğinizde sizi baş köşeye oturturum.
YILMAZ: Sayın Cumhurbaşkanı bütün söylenenleri not almış. 'Belediye başkanlarının görevi devri sabık peşinde koşmak değil' diyor.
İNCE: Eskiyi fazla karıştırma diyor. Oralara girme diyor. Asıl karargah burası. İstanbul.
ZEYREK: Ekrem İmamoğlu'na şöyle eleştiri yöneltiliyor. Bazı araçları iade ederek tasarruf etmişler. İstanbul'da 50 milyon tasarruf edildiği söyleniyor. İmamoğlu arabaları Yenikapı'ya dizerek işi siyasi şova dönüştürmek istiyor diyorlar. Buna katılıyor musunuz? İnsanlar israf yapabilir. Ama devletin parasıyla ihtiyacınız olmayan aracı kiralarsanız. Araç kiralayan şirkete hak etmediği haksız kazancı sağlarsanız israfın ötesine geçer yolsuzluk olur. 1200 küsur araçtan söz ediliyor. Bunu israf diye geçiştirmek doğru değil. Onları Yenikapı'ya dizmek yerine adli süreç başlatılabilirdi. Bu eleştirilere katılıyor musunuz?
İNCE: Ben şundan da korktum. Dedim ki araçları oraya toplayınca eyvah dedim. O araçların kirasını şu anda belediye ödüyor. Kamu zararı çıkartıp, İmamoğlu'na sana bunu rücu ederiz derler miydi? Kendisini aradım 'aman dikkat et' dedim. Mülteciler diyor. Geliyorlar ey AB diyor görevinizi yapmazsanız kapıları açarım diyor. Havuz gibi sanıyor. Sanki buradan açtık Kapıkule'den çıkıp gidecekler. İdlib'dekiler genç, eğitimli, silah kullanan insanlar. Bunlardan 10 bini geçmezse İpsala'dan Türkiye'de kalırsa başımıza ne gelir bizim?
ALÇI: İdlib'de 4 milyon insan yaşıyor, kadın, çocuk, yaşlı.
YILMAZ: İdlib'e gittim, çok karmaşık bir yapı var orada.
İNCE: Sabah ABD açıklıyor bize güvensizliği akşam biz açıklıyoruz ABD'ye güvensizliğimizi. Akıllı tahtalar ne oldu? Gitti.1600 okulumuzda tuvalet yok. Türkiye'de anket olayını ilk tanıştıran kişi Özal. Bir anket yapıyor, soru şu: Gece evdesiniz karı koca. Acil işiniz çıktı. Çocuğunuzu aşağıdakilerden hangisine bırakırsınız. Öğretmen, polis, din görevlisi, doktor. 84'de yapılan bu ankette din görevlisi birinci sıra çıkıyor. 2019'da bu anket yapılmış ilk 10'da din görevlisi yok. Din görevlileri bunu sorması lazım. Bu ülkede. Onları aşağılamak için söylemiyorum, korumak için söylüyorum.
'BU ÜLKEDE DEMİREL'İN MİZAHININ GERİ GELMESİ LAZIM'
ALÇI: Siz sık sık rahmetli Özal'ı hayırla yadettiniz. Ancak Özal'ın kucaklayıcı tavrını göremedim yorumlarınızda. Bugün sayın Erdoğan'la sıcak diyaloglar oldu. Bu tabloyu güzel bir tablo olarak yorumlamadınız mı?
İNCE: Gayet güzel tablo. Bu bizim geleneklerimizde vardı. Cumhurbaşkanı siyasi liderleri davet ederlerdi. Şimdi partili cumhurbaşkanı olmasa da. Türkiye'nin akla ihtiyacı vardır. Daha geniş bakabilen, herkesi kucaklayabilen cumhurbaşkanı. Bugünkü toplantı doğru olmuştur. Özal'ı hayırla yadettiğimizi söylediniz. Bizim geleneğimiz böyledir. Atatürk, İnönü, Celal Bayar'ı, Fevzi Çakmak'ı, Erbakan'ı da hayırla yadederiz. Atatürk'e küfreden insanlarla aynı gelenekten gelmiyoruz biz. Ben bu gelenekten geliyorum. CHP'yi çok ağır eleştirerek Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak ayrılmıştır. Bu onların kahramanlıklarını azaltmaz. Onlar kurtuluş savaşının kahramanlarıdır. Bugünkü buluşma doğru bir iş olmuştur. Siyasette olması gereken bir şeydir. Siyaset yeniden mizahı kazanmalıdır. Son yıllarda Meclis'te gördüğüm mizah duygusunu yitirdi Türkiye. Demirel'in üslubu geri gelmelidir bu ülkeye. Demirel'e sandıktan ne çıkar sorusuna 'Sandığa ne girdiyse o çıkar' demişti. Ecevit'in nezaketine ihtiyaç var. Siyaseti mizahı yeniden hatırlamalıdır. Mizahtan otokrat düşünceler hoşlanmaz. Onların ellerinde devletin gücü vardır. Mizahla baş edemeyecekleri için mizahtan hoşlanmazlar. Bir espri de biz yapalım. Binali Yıldırım siyasetin renkli simalarından birisi. İzmir'i kaybetti Başbakan oldu, İstanbul'u kaybedince Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak. Bir daha kaybederse ne olacak? Hakimler Savcılar Kurulu. Ne diyor? 3’te birini Cumhurbaşkanı, 3’te birini Meclis, 3’te birini Adalet Bakanı atar. Bu ne demek? 3’te birini Recep atar, 3’te birini Tayyip atar, 3’te birini Erdoğan atar demek Parlamentoda kürsüde birisi konuşurken 'kes sesini, in oradan aşağı' demek laf atmak değildir. Erdoğan bir gün kürsüde, sayın Baykal'a 'başörtüsüne karşı çıkıyorsun, Bosna'ya gittin yazma dağıttın' dedi. Ertuğrul Günay'la Bosna'ya gitmişlerdi. Ben de dedim ki, 'O yazma değil yaşmaktır, temizliğin, saflığın ürünüdür' dedim. Yaşmak deyince Erdoğan'ın kimyasının bozuldğunu hissetmiştim.
'ÜST ASTTAN EMİR ALIRSA BU DEVLET ÇÖKER'
İNCE: İmamhatipliler bu memleketin evladı. Bazıları cüzzamlı bazıları Oxford'lu olarak görüyor. Şunu söyleyeyim, İmam Hatiplerde ben öğretmenlik yaptım. Onlara bir davayı yüklemek, siyasi partinin organı gibi göstermek. Devletin okulu bir davanın parçası olamaz. Ne onlar öcüdür ne de özel yetişmiş elemanlardır. Fen liseleri neyse İmam-Hatipler'de öyledir. Kürsüde sormuştum bunu. Dedim ki, 'İmam hatip diye savunuyorsunuz, parmaklarınızı kaldırın kaç kişinin çocuğu İmamHatip'de' dedim. 3 parmak kalktı. Kendi çocukları özel okullara giderken, fakir fukaranın çocukları İmam Hatiplere gitsin istiyorlar. İnsanlara İmam-Hatip açılmasın demiyorum. Onu açan CHP'li. Zorla dayatma yaparsan en büyük zararı İslam dinine verirsiniz. Şu anda İmam Hatiplerdeki deist tartışması buradan geliyor.
YILMAZ: Bir yandan cemaatlerin şeffaflaşması tartışması yaşanıyor. Cemaatler şeffaflaşabilir mi?
İNCE: Cemaatlar sosyolojik bir gerçek. Cumhuriyetle birlikte varolmadılar. Padişahlar da bu cemaatlerden çekti. Türkiye'de şunu biliyoruz. Bayındır Kaymakamı var İzmir Valisi var. İzmir Valisi'nin Bayındır Kaymakamı'nı ziyarete gittiğini biliyoruz. Onun tarikat içerisindeki mertebesinin daha yüksek olmasından vali ziyaretine gidiyor. Bu devlet çöker. Yabancı istihbaratın bir numaralı karargahı oluruz. Amiri varken astından emir alırsa bu devlet çöker.
YILMAZ: Siz onlarla görüştünüz mü?
İNCE: Cemaat adı altında görüşmedim. Bu tartışma eğer general astsubaydan emir alırsa, bu Türkiye'nin güvenlik sorunudur. Dini topluluk diyorsunuz adına hastane, holding, okul kuruyor. Vali ataması için lobi yapıyor. Kaymakam ataması için lobi yapıyor. Böyle bir devlet yaşayabilir mi? Biz 15 Temmuz yaşadık. Üç tane belge getirdim size. 2004 MGK kararında 'Türkiye'de nurculuk faaliyetleri izlensin' diyor. Peki Başbakan Yardımcısı, 'Biz bu kararı uygulamadık' diye övünüyor. Yalçın Akdoğan bu Başbakan Yardımcısı.
ALÇI: Burada mesele nurculuk faaliyetin izlemek midir?
İNCE: İzlemezsen 15 Temmuz gelir. 2005 CHP'li 72 milletvekili araştırma önergesi veriyor. Fetullah Gülen okullarıyla ilgili. AKP oylarıyla reddediliyor. Terörle Mücadele Kanunu değiştiriliyor 2006'da. Silahlı, silahsız terör örgütü. Karşı oy yazısında terör örgütü olması için silah şartını koşuyorlar. Türkiye'de vali atamasına karışırım, bakan için kulis yaparım, holding kurarım, yanmaz kefen satarım, cennete gidecek terlik satarım.
ALÇI: Siz Süleymancılarla biraraya geldiniz seçim öncesinde
İNCE: Nereden biliyorsunuz biraraya geldiğimi? Ben kimseyle kapalı kapılar arkasında biraraya gelmedim. Basında böyle bir haber çıkmadı. Ben bilemem bana kim oy verdi. Belki siz oy verdiniz.
ALÇI: Ben Nagehan olarak oy verebilirim
İNCE: Tayyip Erdoğan İstanbul seçimlerinde genelevden oy istedi. Yanlış mı yaptı? Cemaatin de oy, çöpçünün de oy. Ben bilmiyorum. Verdilerse teşekkür ederim.
'KAFTANCIOĞLU'NA CEZA İYİ PARTİ'Yİ CHP'DEN UZAKLAŞTIRMAK'
HACIR: Kendinizle ilgili bir anket yaptırdınız mı? Kurban Bayramı'ndan önce Ankara'da 15 arkadaşınızla toplantınız vardı
İNCE: Doğru değil. Bir araya geliyoruz da toplantı değil. Eylül ayında Ankara'ya yerleşeceğim. Anket yaptırmadım, ama yakında yaptıracağım.
ZEYREK: Ofisiniz var mı?
İNCE: Var, herkesin bildiği bir ofisim var.
YILMAN: Şu an Türkiye'de 1600 okulda tuvalet yok dediniz. Gerçek mi bu?
İNCE: Milli Eğitim Bakanı'na sorabilirsiniz bunu. Bakanın elinde bu veri var.
YILMAZ: Halkın, size oy verenlerin güvenini tekrar nasıl kazanacağını düşünüyorsunuz diyor bir izleyicimiz
İNCE: Halkın benim için bir güven problemi olduğunu düşünmüyorum. Bazı arkadaşlar, sizin gibi gazeteci arkadaşlarımız sürekli 'o gece ne oldu' diye kaşıyınca...
YILMAZ: Sayın Canan Kaftancıoğlu 35 tweetten yargılandı. Bununla ilgili yorumunuzu merak ediyorlar. Verilen ceza 9 yıl 8 ay 21 gün.
İNCE: Sayın İl Başkanımız 'halkı kin ve nefrete sürüklemekle' suçlanıyor. Yahu o zaman il başkanı değil, tanınmıyor. 7 yıl geçmiş. Zaman aşımı var. Dalga mı geçiyorlar. Böyle bir ceza olur mu? Abdullah Öcalan'a övgüler düzen Bülent Arınç ne olacak? Bu cezanın bir tane amacı var, ittifakı parçalamak, İYİ Partilileri oradan uzaklaştırmaktır. Millet yolsuzluğu sandıkta aklıyor da tweetleri aklamıyor mu? Haksızlık, hukuksuzluk. CHP'yi parçalamak için yapılıyor. Gönlüm, yüreğim yanındadır. Bülent Arınç, Canan Kaftancıoğlu'nun yanında yer alıyor. Bülent Turan 'doğru yapmıyor abimiz' diyor. İyi polis, kötü polis. Türkiye yönetilmiyor. İnternetten otel tutacaksın yasak. Taksi çağıracaksın, yasak. Ülke bilgisi soracaksın, Wikipedia yasak. Yakında Netflix’e de yasak geldiğinde hepimiz bunu göreceğiz.
'TÜRKİYE HUKUK DEVLETİ OLMADAN ZENGİNLEŞEMEZ'
İNCE: Siz banka müdürüsünüz. Ben şirketin sahibiyim. Burada damadım var. Damadımı finans müdürü yaparsam, banka müdürü olarak benim şirketime kredi verir misiniz? Düşünürsünüz.
YILMAN: Milli Eğitim Bakanlığı'ndan açıklama var: Muharrem İnce'nin 1600 tuvalet yok ifadesi doğru değil. Yok denilen tuvaletler bina dışındadır, nedeni kanalizasyondur.
İNCE: Ona fotoğrafı gönderirim.
YILMAN: Aslında sizi doğruluyor. Bu çağda, bu teknolojide hala köy okullarında tuvalet yoksa... Köy de olsa bunu kabul edemiyorum.
İNCE: Erdoğan sağlığımızı düşündüğü için sigaraya zam yapıldı diyor. Dışarıda olunca o tuvalet var mı sayılıyor yani.
YILMAZ: Nazlı Ilıcak'ın kızı Aslı Ilıcak, ifade özgürlüğü kapsamında konuştunuz ama diyor...
İNCE: 270 bin kişi hakkında tek tek konuşamam. Genel olarak konuştum. Özel olarak kişileri tek tek saymamın anlamı yok.
YILMAN: Nazlı Ilıcak'ın ifade özgürlüğü değil. Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak'ın cezaevlerinde olmaları değil ama ifade özgürlüğü kapsamında değil.
İNCE: Adliyelere sandık koysak. Hakim ve savcılara oy kullandırsak. 'Siz sanık olarak adliyeye düşseniz, adil yargılanacağınıza inanıyor musunuz?' dense yüzde 70 inanmıyoruz çıkar. Türkiy hukuk devleti olmadan zenginleşemez. Hukuk karın doyurur, zenginleştirir, refah içinde yaşatır. Türkiye hukuk devleti olmadan bunları başaramaz.
'HABERTÜRK İVMESİNİ YÜKSELTTİ'
İNCE: Ekonomiyi ideolojik saplantılarımızla yönetmemeliyiz. Kaynaklar üretim ekonomisine yönelmeli, israf ve talan yok edilmelidir. Hiçbir avukatla konuştuğunuzda mahkemede işler iyi gidiylor demiyor. Bunu çözemezsek Türkiye'nin sorunlarını çözemeyiz. Önce adalet. Adalet yoksa burasının vatan olduğu tartışılır. Bu Erdoğan'ın da yararınadır. Onun ailesinin de benim ailemin de yararınadır. Tohumlarımız doğurgan değil, gençlerimizin gözü dışarıda. Kadınlarımız sokakta öldürülüyor. Sokakta çok gezdiğim için bazı çocuklar bana gelir. Bir tanesinde 'Ben matematik profesörüyüm dedim, senin bu umudundan sonra burada kalacağım' dedi. Çok teşekkür ederim.
ZEYREK: Rap şarkısını dinlediniz mi? Proje olabilir mi?
İNCE: Çok, muhteşem. Hatta paylaştım bile. Ne projesi, bunu söyleyenler proje.
ZEYREK: Milletvekilliğini özlediniz mi?
İNCE: Özlemedim, Cumhurbaşkanı adayı olmayı özledim. Eğitimdeki problem şu. Bu ülkenin televizyonlarında çocuklarımız tartışılsın. Ne yazık ki son yıllarda televizyonlar pek izlenmiyor.
ALÇI: Habertürk hariç
İNCE: Habertürk yükseltti ivmesini. Görmesem söylemem.
YILMAN: Haberturk.com da öyle...
İNCE: Eğitimi niye tartışmıyoruz. 500 yıl önce Avrupa'da yapılan tartışmayı bugün yapamıyoruz. Çocuk kimin? Erdoğan gelecek ben dindar nesil yetiştireceğim, ben geleceğim matematik bilen nesil nesil yetiştireceğim. Bir çocuk ailenin, toplumun ve devletin değildir. Ama görevleri vardır. Didem Hanım'ın kızı var. 'Ben kızıma trafik ışıklarını öğretmeyeceğim' diyebilir mi? Deniz Bey, 'oğlumu köpek ısırdı, kuduz aşısı yaptırmam' diyebilir mi? Çocuk kimin? Dindar nesil yetiştireceğim, hayır senin böyle görevin yok. Cübbeliye göre mi, Tayyip Erdoğan'a göre mi, bana göre mi? Böyle bir şey yok. Bizim tuvalet yapmak diye bir görevimiz yok.
ALÇI: Kemalist nesiller de yetiştireceğiz diyemez
İNCE: Evet denemez. Kurucuları empoze ederim. Matematiği öğretmek, Türkçe'de okuduğunu anlamak gibi görevim var. Matematik bilmezse, o cep telefonunu yapamazsa onun torununun da yoksul olacağını anlatmak gibi bir görevim var benim.
'CUMHURBAŞKANI OLSAYDIM SİZLE DEĞİL ÖĞRENCİLERLE OLURDUM'
İNCE: Maltepe'de miting yaptık. '150 bin kişi vardı' diyor. İngiliz uydudan bakıyor görüyor. Sen yarın enflasyon, dış ticaret rakamlarını açıkladığında sana inanır mı adam? Türkiye'nin itibar kazanması hukukla olacak. TÜİK'in görevi rakamları ayarlama enstitüsü mü? Türkiye günübirlik, ayaküstü yönetilemez.
YILMAN: Türkiye'de birçok sorun var. Önümüzdeki 50 yıla damgasını vuracak en büyük sorun Suriyeliler. Bu sorunu çok önemsiyorum. Siz yetkili, etkili olsanız. Şu an mevcutta 4 milyon Suriyeli var bu ülkede. Siz ne yapardınız?
İNCE: Vardiya usülü siyaset yapmaktan vazgeçerdim. Türkiye ABD'ye bağımlı bir ülkeydi. Şu anda hem ABD'ye hem Rusya'ya bağımlı ülke. 12 saat ABD ile 12 saat Rusya'yla. Suriye merkezi yönetimle diyalog kurmalıdır. Kesinlikle, çaresi yok bunun. Merkezi yönetim kim? Esad. Türkiye Ortadoğu'da model ülkeydi. Şu anda sadece sünni bloğunda işe yarıyoruz. Şiiler bize çok kötü bakıyor artık. Libya'yı, Mısır'ı kaybettik. Suriye merkezi hükümetiyle ilişki kuramıyoruz. Suriye halkının yarısı bizden nefret ediyor. ABD ile Rusya ile ilişkileri flört ederek geçiştiremeyiz. S-400 konusu bizim burada tartışacağımız konu değil. Televizyonda ilk kez söylüylorum. Seçim çalışmalarında dünyanın 30 ülkesinin büyükelçileriyle iftarda buluştum. Bana bir büyükelçi daha geçen sene, daha hiç kriz yokken, 'Sayın İnce, Cumhurbaşkanı seçilirken S-400'leri ne yapacaksın' dedi. Ben de soruya soruyla karşılık verdim: Müttefik miyiz, değil miyiz? Soru şu: Siz PYD'ye silah verecek misiniz vermeyecek misiniz? Türkiye'nin güvenliği sağlama hakkı vardır. Hükümeti o konuda eleştirmem. Beni zorunlu arayışlara yöneltebilirsiniz dedim büyükelçiye.
ZEYREK: Tayyip Erdoğan da aynı cümleleri kuruyor
İNCE: Ben giderdim Suriye merkezi yönetimiyle ilişki kurardım.
ZEYREK: Esad'la el sıkışılsa da 4 milyonun sorunu çözülmüyor. Türkiye insan haklarını mı öncelemeli, yoksa güvenlik politikalarına mı ağırlık vermeli? Le Pen 'Ben Araplara karşı değilim ama Paris'te yaşamalarına karşıyım' diyordu. Kendisi ırkçı yaklaşıyordu. Şimdi bunu nasıl hallederdiniz?
İNCE: Benjamin Franklin'in sözünü söyleyeyim, 'güvenlik için özgürlüğü kısanlar bir gün ikisinden de olurlar'. Güvenlik için özgürlük kısılmaz. Ben Cumhurbaşkanı olsaydım sizle çıkmayacaktım bu programa. Üniversite öğrencileriyle çıkacaktım. Tabii ki sizinle de çıkacaktım ama. Üniversite öğrencilerine 'Herşeyi sor' diyecektim. Davalarının hiçbirine gitmemezlik yapmayacaktım. Düğmemi ilikleyecektim, 'Buyrun sayın yargıç' diyecektim. Geçtiğimiz günlerde gittim mahkemeye, 'Buyrun sayın yargıç' dedim. 2012 yılında sayın Kılıçdaroğlu ile Birinci Meclis'e gidiyorduk. Önümüzü kestiler, barikatı yıktık ve geçtik. Kamu görevlisine mukavemet. Orada Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamak için ne sizin mahkemenizden ne Tayyip Erdoğan'dan izin almak zorunda değilim dedim. Hakim bana 'avukatınızın yanına geçebilirsiniz' deyince 'hayır' dedim. Gazeteci herşeyi sorabilir bana.
'KILIÇDAROĞLU'NU YENMEK DİYE DERDİM YOK AMA ERDOĞAN'I VAR'
İNCE: Ben Cumhurbaşkanı seçilseydim bugün dolar 5.80'de değildi inanın. Gidecektim mahkemeye, düğmeleri ilikleyecektim, 'buyrun sayın yargıcım' diyecekti. Dünyada 'yargısından korkmayan cumhurbaşkanı' olacaktım.
ALÇI: Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu eleştiriliyor. Siz adli yıl açılışında külliyeye gitmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
İNCE: Doğru bulmuyorum. Sayın Cumhurbaşkanı yürütmenin başıdır. Yargının temsilcileri açılış gününde yürütmenin emrinde olan bir salonda toplanmaları doğru bulmuyorum. Hakan Şükür milletvekiliydi. TRT'de maaşlı spor yorumculuğu yapıyordu. Ben de eşimin okuluna gittim. Ders boş geçiyordu. Ben geleyim sabah fizik dersini anlatayım, ücret de istemem dedim. TBMM Başkanlığı'na yazı yazdım. Ben şu lisede fizik derslerine ücretsiz girmek istiyorum dedim. Bana verilen cevap, siz yasamanın temsilcisiniz dendi. Ben ücretsiz okulda ders veremedim. Hakan Şükür parayla yorum yaptı.
ZEYREK: Tanju Bey, Muharrem Bey'e yakın siyasetçi. Onun Suriyelilere karşı çok sert giden politikası var. Tasvip ediyor musunuz?
İNCE: Hayır etmiyorum, kendisini de aradım söyledim nokta.
YILMAN: Suriyeliler ne olacak?
İNCE: 1923'de bu yana Türkiye Cumhuriyeti'nin iki ayıbı vardır. Biri Cezayir diğeri Suriye'dir. Cezayir'de işgalcilerle Fransa'yla bir olmuştur. İkinci ayıbımız da Suriye konusudur. Şimdi olan oldu. Bir güvenli bölge çözüm değildir. Gelmeden olsaydı olurdu. Türkiye Doğu Akdeniz'de zayıflamış, İsrail güçlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti halkını 82 milyonu bu konuda aynı yöne yönlendirmeliyiz. AK Parti seçmeninin Erdoğan'dan ve hükümetten en rahatsız olduğu konu Suriye'dir. Suriyeliler Türkiye'den dönmeyecektir. Göç hareketlerini çok iyi bilen birisine sordum. 'Dünyada bunun örneği yok, yüzde 80'i dönmeyecek' dedi. İyi yönetemezseniz kesin sorun oluşturur.
ALÇI: İyi yönetirseniz zenginlik olur mu?
İNCE: Tartışılır. Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunmalıyız. Türkiye barışın taraftarı olmalıdır. İdlib konusunu enine boyuna tartışmalıdır. Türkiye Soçi'de, Astana'da verdiği sözü tutamadı. Kapıları açarım işe yaramayacaktır.
HACIR: Herkes soruyor, yüzlerce mesaj aldık. CHP kongrelere bizzat Muharrem İnce olarak gidecek misiniz? Bazı adayları destekleyecek misiniz? Sayın Canan Kaftancıoğlu herhalde aday olacak. Karşısına Cemal Canpolat çıkacak.
İNCE: Teknik olarak kongre kongre gezmek mümkün değil. Bir Pazar günü 15 kongre olabiliyor. Ben İstanbul kongresinin üyesi olmayacağım. Arkadaşlarımıza başarılar dileriz. İyi olan kazansın. Bu süreçte şekillensin, hele bir takvim ortaya çıksın. Şu anda CHP tüzüğüne göre 1 yıl erteleme hakkı da var.
YILMAZ: Tanju Bey, ben Suriyeliler konusunda söylediklerimin ve yaptıklarının tamamen arkasındayım diye mesajı var.
İNCE: Ben de Tanju'nun yaptıklarını doğru bulmuyorum.
YILMAZ: Torununuz Meriç hayatınızda neleri değiştirdi?
İNCE: Çocuk kültür değildir, torun kültürdür. Matematiği nasıl anlatırım diye düşünüyorum Meriç'e. Fiziği anlatırım.
YILMAZ: Tamamen Ankara'da mısınız artık
İNCE: Belediye başkan arkadaşlarımı ziyaret edeceğim. Onları kutlayacağım. Ben bu partiyi iktidar yapmak istiyorum dedim. 51 günlük kampanyayla bu partiyi 30'un üzerine taşıdım. Beceremedik ama başlattık. Şimdi iddiam ortada delege delege gezmeyeceğim. İsterlerse ben buradayım, istemezlerse salonda yanlarındayım.
HACIR: Sayın Kılıçdaroğlu'nu güçlü görüyor musunuz?
İNCE: Türkiye'de bütün genel başkanlar güçlüdür. Benim Kılıçdaroğlu'nu yenmek diye bir derdim yok. Kılıçdaroğlu bizim genel başkanımızdır, abimizdir. Ama Erdoğan'ı yenmek gibi bir derdim var. Bu maç bitmedi, bu böyle yarım kalmayacak. 'Bana bak Muharrem' diyordu ya, 'E sana baktım Recep' diyordum ya. Birbirimize bakacağız bir daha. 4 yıllık diplomam var, aday olmaya hakkım var. Olmayanların canı çeker diye daha fazla diploma konusunu tartışmıyorum.