İstanbul'daki başkan adaylarıyla görüştüğünü belirten Öztürk, "En çok dikkat çektikleri konulardan biri, muhalefet cephesinin motivasyonunun yüksek olduğu yönündeki tespitiydi" ifadelerini kullandı.
Öztürk ayrıca, HDP tabanıyla ilgili de araştırmalar yaptığını belirterek, incelediği bölgelerdeki başkan adaylarının da HDP teşkilat ve tabanında bir konsolidasyon gördüklerini aktardı.
'AK PARTİ KARŞITI ADAY İÇİN ÇALIŞAN HDP SEÇMENİ SAYISINDA ARTIŞ VAR'
Bunun üzerine bazı araştırma şirketleriyle de görüştüğünü aktaran Öztürk, "Son dönem anket yapanlarda, HDP seçmeninin önemli illerde yüzde 85 oranında sandığa gideceğini tespit edenler var. Murat Sarı bu durumun çok fazla değişmediğini düşünüyor. Ama sahada bulunanların kanaati öyle değil" ifadelerini kullandı ve Antalya, Mersin, Adana, İstanbul, Bursa, İzmir, gibi yerlerde sandığa gidip AK Parti karşıtı adaya oy vereceğini söyleyen ve bunun için çalışan HDP seçmeninde artış yaşandığına dikkat çekti.
'TABANI KONSOLİDE ETME STRATEJİSİNİN TAM BAŞARIYA ULAŞTIĞINI SÖYLEMEK ZOR'
"İşin ilginç yanı ise Ankara hariç, HDP'ye yönelik agresif seçim stratejisi izleyen başkan adayı pek yok. Hatta 'HDP oylarına talibiz' imasında bulunan AK Parti adayları bile var" diyen Öztürk ayrıca, 'HDP'yi düşmanlaştırmanın' sebebini ise şu sözlerle açıkladı:
"Beka meselesi üzerinden HDP'yi bu denli ‘düşmanlaştırmanın' iki amacı olabilir. Ortada duran seçmeni, kötüyü göstererek Cumhur İttifakı'na çekmek, milliyetçi muhafazakar oyları konsolide edip, tahkim etmek."
Öztürk ayrıca, Millet ve Cumhur ittifaklarına dahil olan parti seçmenlerinin ittifaka dahil diğer partinin adayına oy verme konusunda çekinceleri olduğunu aktararak "Bu tespiti sahada test etme imkanım da oldu. Bu yazıyı yazdığım Erzurum'da, Ağrı'da, daha önce gittiğim Antalya, Sakarya ve İstanbul'da birçok AK Partili aday, MHP seçmeninden oy almada ciddi endişeleri olduğunu ifade ettiler bana" ifadelerini kullandı ve seçmenler arasında ittifak kültürünün henüz oturmadığını belirtti.
'STRATEJİNİN YAN ETKİSİ'
Millet İttifakı liderlerinin HDP'yi hedef alan seçim propagandasının çeşitli yan etkileri olduğunu belirten Öztürk, HDP'nin bu denli hedef alınmasının parti tabanını ve seçmenini motive ettiğini vurguladı:
"Bunu en çok HDP tabanında görüyoruz. Saha gözlemlerine çok güvendiğim bir araştırma şirketi başkanı, şu anda İstanbul'da en sıkı çalışan örgütün HDP olduğunu söylüyor."
"Hatırlayın, aslında Cumhur İttifakı daha önceki iki seçimde de vardı ve oyları düşmemişti, hatta artmıştı. Ama o zaman Erdoğan ve Bahçeli çok dikkatli bir dil kullanmış ve HDP'yi yok saymışlardı adeta" diyen Öztürk, HDP'nin 'yok sayıldığı' bir seçim stratejisinde sonuçların çok daha farklı olabileceğini ifade etti.
'HDP'YE YÜKLENİLMESEYİ YÜZDE 10'LUK OY BU KADAR KONSOLİDE OLMAZDI'
"İki önemli araştırma şirketinin başkanıyla şöyle bir simülasyon yaptık: Eğer AK Parti, HDP'yi yok saysaydı, CHP'ye ayarında yüklenseydi ve her zamanki gibi kendi projelerini, hizmetlerini anlatsaydı ne olurdu?
İkisinin kanaati de çok önemli değişim olacağı yönünde. Ben de aynı kanaatteyim. Bir kere İstanbul böyle diken üstünde olmazdı. HDP'nin yüzde 10'luk oyu bu kadar konsolide olmazdı. CHP kendi iç sorunlarıyla daha çok uğraşırdı. Yorgun olan seçmen yüksek gerilimden bu kadar negatif etkilenmezdi. Bu simülasyonun sonucunu da yine sandıkta göreceğiz. Ancak gördüğüm o ki, Cumhur İttifakı kendi tabanını konsolide ederken, daha çok muhalefeti motive etmiş gibi."