Orban'ın açıklamaları ne anlama geliyor?
19:05 22.11.2024 (güncellendi: 10:32 25.11.2024)
Ceyhun Bozkurt'la Bölgenin Kalbi
Abone ol
Siyaset bilimci doçent doktor Mehmet Perinçek ve Ceyhun Bozkurt, Macaristan lideri Viktor Orban'ın "Batı medeniyetinin beş yüz yıllık egemenlik dönemi sona erdi. Dünya ekonomisinin merkezi Doğu'ya kaydı ve gelecek yüzyıl Avrasya yüzyılı olacak" şeklindeki açıklamasını değerlendirdi.
Siyaset bilimci doçent doktor Mehmet Perinçek ve Bozkurt, Macaristan lideri Viktor Orban'ın "Batı medeniyetinin beş yüz yıllık egemenlik dönemi sona erdi. Dünya ekonomisinin merkezi Doğu'ya kaydı ve gelecek yüzyıl Avrasya yüzyılı olacak" şeklindeki açıklamasını değerlendirdi.
Orban'ın tespitine neden olan olguların yalnızca Avrasya ülkelerinde değil, Batı ülkelerinde de dile getirildiğini belirten Perinçek şunları söyledi:
"Artık dünya ekonomisinin merkezinin Atlantik'ten Pasifik'e kaydığını kabul etmeyen batılı iktisatçı neredeyse yok. Batı çok ciddi ekonomik sıkıntı içerisinde. ABD'nin borç batağına saplandığını her gün Elon Musk'ın attığı tweetlerden bile okuyabilirsiniz. Financial Times, Washington Post, The Economist gibi yerler her gün Amerika'nın batan ekonomisinden bahsediyorlar. Ne Trump'ın, ne Harris'in bunu çözmesinin mümkün olmadığı bir batak içerisinde olduğunu söylüyorlar. Aynı şekilde Avrupa'da yaşanan ekonomik kriz var. Almanya için artık Avrupa'nın hasta adamı denmeye başlandı. İngiltere öyle, Fransa'da aynı şekilde. Batı sistemsel bir krize girmiş durumda ve dünya ekonomisindeki payı küçülürken, Avrasya ülkelerinin payı yükseliyor"
Orban'ın, Avrasya'da, batının kullandığı sistemlere alternatif oluşturacak iktisadi kalkınma modellerinin kullanılabileceğine dair cümlesini de hatırlatan Perinçek, meselenin bir de askeri boyutunun bulunduğuna dikkat çekti. Batı ve NATO'nun, askeri olarak hala ağırlığı bulunmasına rağmen bu ağırlığı kaybetmeye devam ettiğini de dile getiren Perinçek, Amerika ve Avrupa içerisinde bu başlıkta yakınmaların olduğunu söyledi. ABD donanmasının Çin Denizi'nde ve Pasifik'te artık Çin ile rekabet edemeyeceğine yönelik söylemleri anlatan Perinçek, şu ifadeleri kullandı:
'ABD'nin Pasifik donanması komutanının sözlerini okuduğumuz zaman, yakınmalarının boyutunu görüyoruz. ABD, çeşitli savaş simülasyonları yapıyorlar ve bu simülasyonlarda, olası bir konvansiyonel savaşta Rusya ve Çin birlikte olursa, ABD'nin kesin olarak kaybedeceği sonucu çıkıyor. Askeri ve teknolojik olarak da ağırlık merkezinin yine Avrasya'ya kaydığını görüyoruz. Bu durumu siyasal süreçte uluslararası arenada da görmek mümkün nokta Avrupa Birliği'nde her gün, Avrupa Birliği'nin olup olmayacağı tartışmaları yapılıyor. AB içerisinde farklı tartışmalar, kendi içlerinde bölünmeler var fakat Avrasya coğrafyasına baktığımızda BRİCS ile, Şangay İşbirliği Örgütü ile ve Türk Devletleri Teşkilatı ile bir çekim merkezi olmuş durumda. Eskiden ABD'nin müttefiki olan Körfez ülkelerinde bile bu örgütlere yönelik ciddi bir yakınlaşma söz konusu'
Perinçek, Batı'nın nüfus yapısındaki değişmelere de dikkat çekti. Nüfustaki artışın çok sınırlı kaldığını, bunun nedeninin ise batıdaki vatandaşların parlak bir gelecek görememesi olduğunu belirten Perinçek, Orban'ın tespitinin somut olgulara dayandığını, Macaristan'ın kaderinin de Avrasya coğrafyası ile birleştiğini söyledi. Ukrayna krizinden en çok etkilenen ülkelerden birinin Macaristan olduğunun da altını çizen Perinçek sözlerini şöyle devam etti:
'Macaristan, NATO ve AB ülkesi olmasına rağmen oralarda kara koyun olarak görülüyor. Öte yandan Orban'ın Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni ve Ceza Mahkemesi'nin Netanyahu'yu yakalama kararını eleştiren açıklamaları da oldu. Orada da Avrupa'daki milliyetçi hareketler içerisinde Amerika'ya bir mesafe koyma söz konusu iken İsrail konusu gündeme gelince sınıfta kaldıklarını da söyleyebiliriz'
Avrasya coğrafyasında Türk Devletleri Teşkilatı'nın yerine yönelik yorumlarda da bulunan Perinçek, sözlerini şu şekilde noktaladı:
'Türk dünyası çok ciddi yeraltı kaynakları üzerinde oturuyor. Türk dünyasının bütünleşmesi, Avrasya bütünleşmesi içerisinde bir anlam kazanıyor. Yani Türk dünyasının bütünleşmesi ve Türk Devlet Teşkilatı, Çin'e, Rusya'ya, oradaki kadim devletlere ve halklara karşı bir birliktelik değil, o bütünleşmenin içerisinde olan, onun bir parçası olarak ciddi bir anlam taşıyacaktır'