‘DERDİMİZİ ANLATABİLMEK İÇİN MECLİS BAŞKANINDAN RANDEVU BEKLİYORUZ'
2012 yılında Nisan ayında vahşi bir cinayete kurban giden, 18 yaşından gün almamış bir hasta yakını tarafından bir meslektaşımız öldürüldü. O günden beri sağlıkta şiddete yönelik bir çalışma talep ettik. Yasal önlemler alınmasını istedik. O dönemde kimse bunu kabul etmedi. Ersin Arslan'ın öldürülmesiyle birlikte Türkiye'nin birçok vilayetinde tabip odaları öncülüğünde bu işi kabul etmiyoruz tepkileri çıktı. İktidar bu tepkiyi görerek bizim de destek verdiğimiz bir araştırma komisyonu kurdu. Bu araştırma komisyonu 2013 yılı başında raporu tamamladı. Raporda ‘Sağlıkta şiddet ortamı vardır ve bunu da diğer şiddet olaylarında ayırmak gerektir' deniyordu. 2013 yılında bu yasa çıkarıldı ama bizim beklediğimizden çok uzak bir metinle çıktı.
Öncelikli olarak topluma siyasal sorumluluğu olanların mesajı net vermesi gerekiyor. Sağlık bakanı bizimle beraber Haznedar'da olsaydı bu bir mesaj olurdu. Şehitlerin cenazesine gitmeleri gibi bir mesaj olurdu bu. Sağlık bakanlığını görmediğimiz gibi bürokratlar da oraya gelmedi. Biz 23 Ekim'de Türk Tabipler Birliği olarak ordaydık. Hiçbir şekilde net bir mesaj göremedik orada. Buna karşılık, sağlık çalışanları ve hekimleri hedef gösteren bir dili sürekli olarak kamuoyunda görüyoruz. Bugün hekimler iş yerlerine tedirginlikle gidiyorlar. Sağlık sistemi şiddeti üreten bir sistem haline dönüşmüş durumda. Acil olarak sağlık sistemini değiştirmemiz gerekiyor. Bu sağlık sistemi piyasacı kar maksimizasyonunu ön plana çıkarıyor. İlk istediğimiz şey sağlıkta şiddete karşı yasa tasarımızın bir an önce kabul edilmesi. Sağlıkta hekime şiddet uygulayanlara cezaların artırılmasını öneriyoruz. TTB olarak tutuklama ve cezalandırmadan yana tavır sergilemedik. Toplum için bedel ödeyen bir örgütüz. Ama sağlıkta şiddete karşı yasa tasarısını bir an önce geçirmek lazım. Bu toplumun lehinedir. Hekimlere gözünüzü meclise dikin bizimle olun diyoruz. Meclis'teki çoğu parti de bizimle aynı görüşte.