'KARIŞIK DUYGULARLA BEKLİYORUM'
Avrupa Komisyonu Başkanı Juncker, basın toplantısında AB-Türkiye zirvesi ile ilgili açıklamalar da yaptı.
Juncker, ''Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ihtilaflı sorunların artmaya devam etmesi nedeniyle, bu buluşmayı karışık duygularla bekliyorum'' diye konuştu.
AB'nin aynı zamanda Türkiye ile ilişkilerin normale dönmesine ilgiyle yaklaştığını aktaran Juncker, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 'samimi bir görüşme' beklediğini dile getirdi.
'GÜNDEM ZORLU VE KARMAŞIK'
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk da basın toplantısında Varna'daki zirvenin 'kolay geçmeyeceğini' belirtti.
''Ben, Juncker ve Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, Erdoğan'la görüşmede birçok zorlu ve karmaşık meseleyi gündeme getirmeyi planlıyoruz'' diyen Tusk, bugünkü liderler zirvesinin sonuç bildirisinde Türkiye'nin Yunanistan'la Ege gerilimlerine ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Doğu Akdeniz'de petrol-gaz aramalarını savaş gemileriyle engellemesine atıfla 'Türkiye'nin devam eden yasadışı eylemlerinin en sert şekilde kınanadığına' da dikkat çekti.
'NİHAİ AMAÇ İŞBİRLİĞİNİ GÜÇLENDİRMEK'
Tusk ''Türkiye'deki gelişmeler ve ülkenin Suriye'deki faaliyetlerini de görüşeceğiz. Ne olursa olsun, biz komşuyuz ve ortak çıkarlarımız çerçevesinde birbirimizle açık bir şekilde konuşmak ve işbirliği yapmak için bir yol bulmalıyız'' dedi.
Juncker de Varna'da dürüst ve açık bir tartışma yürütmek istediğini, bu çerçevede Türkiye ile AB arasında görüş ayrlığı olan konuların da gündeme geleceğini, ancak temel amacın işbirliğini güçlendirmek olduğunu söyledi.
AB Dönem Başkanlığını yürüten Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov da AB-Türkiye zirvesinin evsahibi sıfatıyla açıklamalar yaptı. 26 Mart'ta Varna'da Erdoğan ile Tusk ve Juncker'i akşam yemeğinde buluşturacak Borisov, bunun 'iki taraf arasında diyalogun sürmesi için son fırsatlardan biri olacağı' uyarısında bulundu.
BORİSOV: DİYALOG DEVAM ETSİN İSTİYORUZ'
Gazetecilere ''Görüşme çok zor geçecek, çünkü AB ile Türkiye arasındaki ilişkiler ciddi biçimde kötüleşti'' diye konuşan Bulgaristan Başbakanı, ''Varna toplantısı diyalogun sürdürülebilmesi için herhalde son fırsatlardan biri olacak'' vurgusu yaptı. Ardından ''Bu toplantıya ev sahipliği yapmak Bulgaristan için büyük bir sorumluluk, bir güven göstergesi, ama diğer yandan büyük beklentiler de var. Bütün ülkeler, Varna'da Türkiye ile diyalogun devam etmesi gerektiğini açıkça söyledi'' mesajını verdi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile birlikte düzenlediği basın toplantısında, Varna zirvesinden memnuniyet duyduklarını ifade etti. Şansölye ''Türkiye ile iyi ilişkilere sahip olmak istiyoruz'' diyerek şöyle devam etti:
''Ancak büyük endişelerimiz var. Yine de Türkiye-AB sığınmacı anlaşmasına bağlıyız. Bu konuda ikinci 3 milyar avroluk dilimin hazır tutulması gerektiğini biliyoruz. Bu konuda da konuştuk ve buna bağlı olduğumuzu ifade ettik.''
Merkel "Afrin ile ilgili endişemizi dile getirdik. Akdeniz'de Kıbrıs'ın etrafındaki durum ve şu an Türkiye'de gözaltında tutulan 2 Yunan askeri ile ilgili olarak da'' diye ekledi.
AB zirvesi sonuç bildirisinde "AB Konseyi, Türkiye'nin Doğu Akdeniz ve Ege Denizi'nde devam eden yasadışı faaliyetlerini güçlü şekilde kınar ve Kıbrıs ile Yunanistan'la olan tam dayanışmasının altını çizer. Türkiye'ye bu faaliyetlere son verme ve Kıbrıs'ın AB ve uluslararası hukuk uyarınca egemenliğinden kaynaklanan doğal kaynaklarından faydalanma hakkına saygı duyma çağrısı yapıyor'' denildi.
'İki Yunan askeri de dahil AB vatandaşlarının Türkiye'de devam eden tutuklulukları konusunda derin kaygı' belirten sonuç bildirisinde 'bu sorunların AB üyesi ülkelerle diyalog yoluyla çabuk ve olumlu bir şekilde çözülmesi' çağrısı yapıldı.
ÇELİK'TEN 'KABUL EDİLEMEZ' TEPKİSİ
AB Bakanı Ömer Çelik ise bildiride Türkiye hakkındaki ifadeleri kabul etmenin mümkün olmadığını söyledi.
Çelik, ''Varna'daki Türkiye-AB zirvesi öncesinde AB Konseyi sonuç bildirgesinde Türkiye hakkında yer alan ifadeleri kabul etmemiz mümkün değil. Türkiye Varna zirvesini AB ile ilişkilerimizi ileriye götürecek önemli bir fırsat olarak görüyor, AB'den de aynı olumlu ve yapıcı yaklaşımı bekliyoruz'' diye tweetledi.
AVRUPALI PARLAMENTERLERLERDEN MEKTUP: TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER İNSAN HAKLARI ÇERÇEVESİNDE ELE ALINMALI
Avrupa Parlamentosu'nun (AP) 75 üyesi ise Tusk ile Juncker'e gönderdikleri mektupta AB-Türkiye ilişkilerinin insan hakları çerçevesinde ele alınması çağrısı yaptı.
'GAZETECİLER SERBEST BIRAKILMALI'
AP'de 75 milletvekilinin imzasını taşıyan mektupta Türkiye'de tutuklu bulunan gazetecilerin serbest bırakılması için AB liderlerinden Türk hükümetine baskı yapılması istendi. Türkiye'yi eleştiren AP üyeleri, "Türkiye'de haksız şekilde tutuklanan her bir gazeteci ülkenin demokrasisine zarar veriyor. Bu kişilerin durumları AB-Türkiye zirvesinin ana gündemini oluşturmalı'' dedi.
'BAĞIMSIZ YARGI KALMADI'
''Türkiye'de bağımsız yargının çökertilmesinden dolayı derin üzüntü duyuyoruz'' diyen Avrupalı parlamenterler ''Erdoğan OHAL'in arkasına saklanıp haksızlıkları örtbas etmeye son vermeli'' çıkışını yaptı.