Anadolu Ajansı'nın (AA) haberine göre, 26 Mart'ta Varna'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Junker'in liderliğinde gerçekleşecek olan toplantı öncesi bir AB yetkilisi bir grup gazeteciye değerlendirmelerde bulundu.
AB yetkilisi zirveye ilişkin, "Türkiye ile AB arasında belli konuların tartışılabileceği yeterli güven ortamı mevcut. İki tarafın da birbirini dinlemesine olanak sağlayacak bir toplantı bu. Varna'daki toplantı, Türkiye ve AB arasındaki sorunların çözümü için çok önemli bir adım" ifadelerini kullandı.
'RUSYA İLE İLGİLİ KONULAR DEĞERLENDİRİLECEK'
Erdoğan'ın geçen yıl 25 Mayıs'ta Brüksel'de AB yetkilileriyle bir araya gelmesiyle başlayan ve son aylarda karşılıklı sıklaşan görüşmelerin bir neticesi olduğunu belirten yetkili, "Bu toplantı aynı zamanda yeni temasların da başlangıcı niteliğinde" diye konuştu. AB yetkilisi, zirvede ele alınacak konulara ilişkin, "Bu liderler toplantısında ulaşım, küresel dış politika, güvenlik, terörle mücadele, Ortadoğu, Afrika ve Rusya ile ilgili konular değerlendirilecek" dedi.
Avrupa Komisyonu'nun zirve öncesi vize serbestisi dahil birçok konuyla ilgili dosyaları dikkatle incelediğini kaydeden yetkili, gündeme alınacak meseleler konusunda bir sonuca varabilmek için Avrupa Parlamentosu ve üye devletlerin de ikna olması gerektiğinin altını çizdi.
AB yetkilisi, Türkiye'ye tam üyelik perspektifi dışında başka bir model teklifinde bulunulmayacağını vurgulayarak "Türkiye’ye, AB’ye 'tam üyelik' modeli dışında 'imtiyazlı ortaklık' gibi herhangi bir başka model sunulması kesinlikle söz konusu değil" şeklinde konuştu. İmtiyazlı ortaklık, birçok AB lideri tarafından gündeme getirilmişti.
'TÜRKİYE VE AB, İKİ TARAFA DA FAYDA SAĞLAYAN BİR İLİŞKİ İÇİNDE'
İyi komşu ilişkilerini tesis etmenin önemine dikkati çeken yetkili, Türkiye ile Almanya ve Avusturya arasında son zamanlarda gelişen ilişkilerin önemli bir adım olduğunu kaydetti.
Yetkili, Türkiye ile Hollanda arasındaki ilişkilerin daha iyiye gitmesi temennisinde bulunarak "Türkiye ve AB, her iki tarafa da fayda sağlayan yakın bir ilişki içinde" ifadesini kullandı.
'TÜRKİYE, ASTANA'DA AB'Yİ TEMSİL EDİYOR'
AB üst düzey yetkilisi, Türkiye'nin aktif rol aldığı Astana süreciyle ilgili, "Biz yokuz ancak Astana’da bize en yakın taraf Türkiye. Bunu sürekli söylüyoruz, Türkiye Astana’da AB’nin de çıkarlarını gözetiyor, bir bakıma AB'yi temsil ediyor" değerlendirmesinde bulundu.
'KIBRIS'TAKİ KAYNAKLAR İKİ TARAFINDA YARARINA ŞEKİLDE PAYLAŞTIRILMALI'
Kıbrıs'taki doğal kaynakların paylaşılması konusunun iyi komşuluk ilişkileri çerçevesince çözüme kavuşturulması gerektiğini belirten yetkili, "Adadaki doğal kaynaklar her iki tarafın da yararına olacak şekilde paylaşılmalı. Tek taraflı değil" dedi.
Yetkili ayrıca Kıbrıs meselesinin çözüme kavuşturulmasının Türkiye-AB arasındaki vize serbestisi ve Gümrük Birliğinin güncellenmesi gibi birçok konuda sonuç elde etmeyi kolaylaştıracağı görüşünü savundu.
Yetkili ayrıca AB'nin Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılara maddi destek sağlamaya devam edeceğini bildirdi.
ABD’nin İsrail’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması kararıyla ilgili AB’nin Türkiye ile aynı pozisyonu paylaştığını söyleyen yetkili, zirvede AB’nin Türkiye tarafından olağanüstü halin (OHAL) ne kadar süreceği ve tutuklu gazetecilerin durumuyla ilgili bilgi alacaklarını da sözlerine ekledi. Die Welt, vize muafiyetinin tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasına bağlı olduğunu yazmıştı.
Türkiye ile AB arasında önemli konuların ele alındığı liderler düzeyindeki ilk zirve 2015'in Ekim ayında gerçekleşmişti. Mart 2016'daki iki zirveden sonra bu sene gerçekleşecek zirve iki taraf arasındaki dördüncü liderler toplantısı olacak.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına 90 güne kadar seyahatlerinde vize serbestisi getirilmesi konusundaki görüşmeler 2013 yılında başlamıştı. 2016 yılı Mart ayında imzalanan mülteci mutabakatı çerçevesinde Türk vatandaşlarına vize serbestisinin 2016 yılı sonuna kadar yürürlüğe sokulması öngörülmüştü.