Hakan'ın yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Halife Abdülmecid Köşkü'nde modern sanat eserleri sergilenmiş.
Eserlere baktığımda aklıma gelen tek cümle şu:
Üryanlığın yalın ve müstekreh vurgusu!
*
Üryanlık deyip geçmeyelim hemen.
Öyle böyle üryanlık değil.
Sevimsiz. İrrite edici. Rahatsız edici. Kusturucu. Mide bulandırıcı. Bağlamsız. Anlamsız. Amaçsız.
Bir gazete köşesinde yayınlanamayacak kadar berbat şeyler.
*
'Amaçsız' dedim ama kim bilir belki de bu eserleri yapanların amaçları, benim gibiler üzerinde işte tam da böylesi bir etki uyandırmaktır.
Bilmiyorum, bilemiyorum.
Neyse… Neyse…
*
Abdülmecid Köşkü'ndeki sergi ve bu sergiye gösterilen tepkiler bağlamında asıl söyleyeceklerim bunlar değil.
*
Asıl söyleyeceklerimi şu beş maddede sunuyorum:
*
- İKİ: Hatta kırıp dökmeden, zorbalık yapmadan, kaba kuvvete yaslanmadan medeni bir şekilde protesto etmek de haktır.
- ÜÇ: Hak olmayan tek şey vardır: Kışkırtmak ve bilip bilmeden kışkırmak… Kışkırmak, yani sergi basmaya kalkmak, yani kaba kuvvet uygulamaya kalkışmak.
- DÖRT: 'Halife Abdülmecid Efendimizin köşkünde böyle şeyler yapılmaz' diyenlere ise söylenecek tek şey var: Senin Abdülmecid Efendin nü tablolar yapardı evladım.
- BEŞ: 'Ceddimin köşkünde böyle şey olmaz' diyen (Abdülhamid'in torunlarından Nilhan Osmanoğlu) Nilhan Sultan'a not: Dedeniz Abdülhamid, nü tablolar yapan Abdülmecid Efendi'yi resme özendiren isimdir."