Türkiye'deki başkanlık sistemi referandumu için siyasi propaganda faaliyetinin Avrupa’ya taşınmak istemesinin yarattığı kriz dinmiyor. Siyasi söylemde polemik devam ederken, Türkiye’de de gelişmelerin ekonomik bedelleri tartışılıyor. AB, Türkiye ekonomisinde çok önemli bir yer kaplarken, meseleyi TÜSİAD Yönetim Kurulu üyesi ve Avrupa Birliği Temsilcisi Bahadır Kaleağası ile konuştuk.
'TEST EDİLMİŞ DİNAMİKLERİN KAYBOLMASININ SIKINTISI'
“Her şeyden önce Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin çok önemli bir dinamiği vardır ve bu dinamiğin kaybolmuş olması, her iki tarafa da kaybettiriyor” ikazı yapan Kaleağası, şu anki sorunun altında da daha önce test edilmiş bu dinamiğin kaybolmasının yattığı görüşünde. Kaleağası bunları ‘1995’te Gümrük Birliği Antlaşması’nın tamamlanmasıyla başlayan 1999’da Türkiye’nin aday ülke olarak kabul edilmesi, 2002-2003 dönemi Türkiye’nin artık Kopenhag Siyasi Kriterleri’ne yeterince uyan bir ülke olarak ilerlemesi ve bunun sonucunda 2005’te müzakerelerin resmen başlaması’ diye tarif ederek şu görüşü dile getirdi:
'BİR TARİH LABORATUARINDAN GEÇTİLER'
2005’ten sonra önce Avrupa’da başlayan ve kendisini Kıbrıs konusu, Sarkozy’nin tutumu gibi örneklerle gösteren sorunları anımsatan Kaleağası, Türkiye’nin de kendi iç siyasetinde bir takım sorunlar yaşadığını vurguladı. “Yavaş yavaş daha önce kurulan bu denklem bozulmaya başladı” diyen Kaleağası bu bozulma hızlandıkça her iki tarafın da kaybettiği bir sürece girildiğini söyledi. Kaleağası’nı göre bu sürece karşın Suriye ve sığınmacı krizi ile Gümrük Birliği’nin yeniden güncellenmesi başlıkları süreci toparlayıcı fırsatlar sundu.
'HEM KARŞILIKLI ÇIKARLAR HEM DOSTLUK İLİŞKİSİ'
"Türkiye’ye gelen doğrudan yatırımlarda Hollanda 12 yılda 21 milyar dolarlık pay ile ilk sıralarda yer alıyor. Türkiye’de yaklaşık 2800 e yakın Hollandalı şirket var ve yine ihracatın %2.5'i Türkiye’den Hollanda’ya yapılıyor. Hollanda’dan yapılan ithalatın gelen ithalat içindeki payı ise yaklaşık %1.5 seviyesinde. Öte yandan Hollandalılar Türkiye’yi sıklıkla ziyarete geliyor. Örnek vermek gerekirse 2012 yılında 1 milyona yakın Hollandalı Türkiye’ye gelmiş ve bu rakam son dönemi terör meseleleri sebebiyle dışarıda bırakırsak, her sene artmış durumda."
'SÖZ KONUSU OLAN SADECE HOLLANDA DEĞİL AB PAZARI'
Buna karşın siyasi krizde hükümet cephesi ve kamuoyu tarafında verilen tepkilerin güven sarsılması yarattığına dikkat çeken Kaleağası, “Kamuoyunda Hollanda ineklerini ve portakallarını kesme gibi örneklerle kendini açığa vuran tepkiler Türkiye’yi dünyada yükseltmiyor, tam tersi Türk insanının onuru ve gururu açısından da olumsuz bir algı yaratıyor” dedi. Kaleağası benzeri tepkilerin Hollada’da aşırı sağ tarafından da verildiğine vurgu yaparken, bunların ötesinde diplomasinin akıl, mantık ve sağduyu zamanının ilişkilerde geri gelmek zorunda olduğuna vurgu yaptı.
'KRİZİN UZAMASI HAZİN OLUR'
'OLAĞANLAŞMA OLABİLİRSE…'
'GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN ÜZERİNE GİDİLMELİ'
'TÜRKİYE KENDİ POLİTİKALARIYLA ÇELİŞİYOR'