Almanya- Türkiye arasında başlayan referandum kampanyası krizi diğer Avrupa ülkeleriyle olan ilişkilere de sıçradı. Hollanda-Türkiye arasındaki kriz giderek derinleşti. Rotterdam-İstanbul arasındaki kardeş şehir anlaşması iptal edildi.
Avusturya Başbakanı Christian Kern de referandum kampanyalarını engelleyeceğini açıkladı. Yaşanan krizi siyaset bilimci Samim Akgönül RS FM’de Yavuz Oğhan’dan Bidebunudinle programında değerlendirdi.
Krizin aşırı sağcı partilerin işine yaradığını belirten Akgönül “Son derece yapay bir krizden iki tarafta da sağ popülist partiler kazançlı çıktı. Peki, bu krizden en çok kim etkileniyor? Krizin kurbanı azınlıklar oluyor. Azınlıklar Erdoğancı olsun ya da olmasın, kırmızı bir damgayla damgalanıyor. İç ve dış meseleler birbirine girmiş durumda. Her iki tarafta diğerinin seçiminin sonuçlarını etkilemeye çalışıyor. Bu kriz unutulacak ama yurtdışındaki Türklerin durumunu zorlaştıracak” diyerek azınlıkların yaşayacağı sorunları işaret etti.
'CUMHURBAŞKANI’NIN TARAFSIZ OLMASI GEREKİR'
Türkiye dışındaki oyların referandum sürecini kesin bir biçimde etkilemeyeceğini söyleyen Akgönül “Türkiye’deki krizin yaratılmasının ana sebebi, bölme politikasıdır. Onlar-bizler, Hristiyanlık-İslam gibi… Şunun altını çizmek gerekir. Şu andaki cumhurbaşkanı (Recep Tayyip Erdoğan) var olan anayasaya göre seçilmiştir. Siyasal bir propaganda yapması Anayasa ile yasaklanmıştır. Tarafsız olması gerekir ama şu anda yasalar çiğneniyor” dedi.
'TÜRKİYE AVRUPA DEFTERİNİ 2007’DE KAPATTI'
Peki, yaşanan krizler sonrası Türkiye Avrupa defterini kapattı mı? Türkiye’nin Avrupa macerasını değerlendiren Akgönül, “Türkiye Avrupa defterini 2007’de kapattı. Demokratikleşme paketleri sona erdiği andan itibaren hem TC tarafından hem de AB tarafından bu işin olmayacağı anlaşıldı. Türkiye’de dostluklar ve düşmanlıklar çok çabuk yer değiştiriyor. Bu anlamda Türkiye’de ileriyi görmek çok kolay değil. Fakat şuan Avrupa meselesinin bir müddet için uzaklaştığını söylemek yalan olmaz” açıklamasını yaptı.
'SURİYE’DEN TÜRKİYE’YE GELENLER MÜLTECİ OLMA HAKKINA SAHİP DEĞİLDİR'
Avrupa ülkeleriyle yaşanan kriz zamanlarında sığınmacı anlaşmasının koz olarak kullanılmasına da değinen Akgönül “Onlar mülteci değildir. Mülteci olma hakları yoktur. Hiçbir statüleri yoktur. Çünkü Türkiye 1967 Cenevre Protokolü’nde coğrafi bir limit koymuştur. Yani Suriye’den Türkiye’ye gelenler mülteci olma hakkına sahip değildir. Bunların koz olarak kullanılması, insanların evrensel olan hakları olduğunu görmemek çok tehlikeli bir bakış açısıdır” değerlendirmesini yaptı.