Eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargıcı Rıza Türmen, 16 Nisan’da yapılacak anayasa referandumunda Türkiye’nin demokrasiyle yönetilip yönetilmeyeceğinin oylanacağını ifade ederek “Referandumun konusu sadece Türkiye’de demokrasi olup olmayacağıdır. Bu anayasa önerisine baktığımızda şunu görüyoruz; tüm güç yürütme, yasama, yargı tek bir elde toplanmaktadır. Güçler ayrılığı ortadan kaldırılmaktadır. Buna karşılık hiçbir denge denetim mekanizması mevcut değildir. Bu keyfi bir rejime yol açacaktır” dedi.
Prof. Dr. Cem Eroğul da “Bu metin bir anayasa değişikliği değildir. Çünkü değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek ilk üç maddeye açıkça aykırıdır. Bu metin, hukuk devleti, güçler ayrılığı, demokratik devlet, insan haklarına saygı ilkesine aykırıdır” dedi.
'ANKARA ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLGİLER VE İLETİŞİM FAKÜLTELERİ KHK İLE CİDDİ KAN KAYBETTİ'
'BİZLER İRİLİ UFAKLI ODALARIMIZDAN BAŞIMIZ DİK ÇIKIYORUZ'
Sevinç, sözlerini “İlerde ne olur ne biter, ne yaşarız, bu tuhaf Türk tipi başkanlık geçer mi geçmez mi, bunun bize yansımaları ne olur, bizim üniversitemizin yöneticilerinin bu garip ve anlaşılması güç cevvalliklerinin altından ne çıkar, bunu bilemiyoruz. Ama şunu biliyoruz, bizler irili ufaklı odalarımızdan başımız dik çıkıyoruz, bu da onlara dert olsun” dedi.
Sempozyumun ilk oturumunda Prof. Dr. Cem Eroğul, Prof. Dr. Selin Esen ve eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargıcı Rıza Türmen konuştu.
‘ANAYASA MAHKEMESİ, KHK’LARI DENETLEMEYEREK HUKUK DEVLETİ İÇİNDEKİ SON ÇAREYİ ORTADAN KALDIRDI’
‘ANAYASA DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ HUKUK DEVLETİ, GÜÇLER AYRILIĞI İLKELERİNE AYKIRI’
Meclis’te kabul edilerek referanduma sunulan Cumhurbaşkanlığı sistemine ilişkin anayasa değişikliğini ‘garabet’ olarak nitelendiren Eroğul, “Bu metin bir anayasa değişikliği değildir. Çünkü değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek ilk üç maddeye açıkça aykırıdır. Bu metin, hukuk devleti, güçler ayrılığı, demokratik devlet, insan haklarına saygı ilkesine aykırıdır” dedi.
‘HUKUK DEVLETİ ALTINDA YAŞAMA HAKKIMIZ GASP EDİLECEK’
Anayasa değişiklik teklifinin kabul edilmesi durumunda Türkiye’nin daha kötü günlere gideceğini savunan Eroğul, “Toplum yaşamının ne hale geldiğini görüyoruz. Reina saldırısı öncesi Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 80 bin camide okuttuğu hutbeyi biliyoruz. Gerçi saldırıdan sonra hutbeyi hemen kaldırdılar, saldırıyı kınadılar. Ama hava bir kez zehirlenmişti. Yakın gelecekte sokakta tesettüre girmeyen kadınlara saldırıların başlaması beni hiç şaşırtmayacaktır. Ağır bir olay olduğunda resmi makamlar hiç kuşkusuz bunu hemen kınayacaklardır. Ama laik ve özgür bir ülkede korkusuzca yaşama hakkımız çiğnenmiş olacaktır” diye konuştu.
‘AKADEMİSYENLERİN ATILMASININ BEDELİNİ TOPLUM ÖDEYECEK’
‘KEYFİ BİR REJİME YOL AÇACAKTIR’
Teklifle cumhurbaşkanının aynı zamanda partili olmasının öngörüldüğünü ve büyük bir olasılıkla cumhurbaşkanının aynı zamanda parti genel başkanı olacağını ifade eden Türmen, “Bütün gücün tek bir elde toplandığı bir rejim, gücü elinde toplayan bir parti başkanı. Bu güç çok açık ki o parti için kullanılacaktır. Bu çok ürkütücü bir şey” diye konuştu.
‘TEKLİFİN GEREKÇESİNDE DEMOKRASİ, HUKUK DEVLETİ KAVRAMLARI HİÇ YOK’
Türmen, cumhurbaşkanına kararname çıkarma yetkisiyle yürütme gücünün, yasama gücüne de sahip olacağını ifade ederek “Meclisin safdışı kalacağı otoriter bir tek adam yönetimi getirilmektedir. O tek adam aynı zamanda kanun koyucudur. Kendi koyduğu kanunları kendisi uygulayacaktır. Kanunların meşruiyetinin kaynağı bu tek adamın kendisidir. Böyle bir sistemde yasama organına hiç gerek kalmamıştır. Kanun koyuculuk rolü o tek adama devredilmiştir” dedi.
‘LATİN AMERİKA’NIN BAŞKANLIK SİSTEMLERİNİ BİLE ARATIR BİR SİSTEM’