Rusya'nın çıkışının arkasında neler yatıyor? Moskova neyi hedefliyor? ABD'de seçimler yaklaşırken Suriye krizinin uluslararası aktörleri kendini nası konumlandırıyor? Ortadoğu uzmanı gazeteci ve yazar Fehim Taştekin ile konuştuk.
'ABD'NİN DOĞRUDAN MÜDAHALE PLANI GÜNDEMDE'
Fehim Taştekin’e göre, Rusya'nın S-300 füzeleri ile ilgili açıklamasıyla ABD ve Türkiye'nin Suriye'deki güvenli bölge arzularını dile getirmesini birbirini etkileyen ve tamamlayan gelişmeler. Taştekin, ABD’nin de desteklediği Türkiye’nin Suriye sahasına girme planına onay veren Rusya'nın bir noktada ‘fren yapma’ ihtiyacı hissettiği söyledi.
Taştekin, durumu şöyle değerlendirdi: “Hem Rusya'yı tehdit hem de Halep'in düşmesini engellemek için zamanlama açısından kritik bir dönemde 'yanlışlık yaptık' kılıfıyla Suriye ordusunu Deyr ez Zor'da hedef alıyor. Yani burada gidişatı etkilemeye çalışıyor. Ama Beyaz Saray'ın artan oranda bu çizgiye yaklaştığını, Dışişleri Bakanı John Kerry'nin de bunu engellemeye çalıştığını, daha doğrusu hala 'Rusya ile bir diyaloğa zaman tanıyalım' şeklinde ağırlığını koyduğunu görüyoruz."
'BİRDEN FAZLA KART ÇEKİLİP, ÖNE SÜRÜLÜYOR'
ABD'nin Halep'teki durumun Suriye ordusu lehine evrildiği bir ortamda sürdüregeldiği tüm politikaların çökeceğini gördüğünü vurgulayan Taştekin, "Ateşkes aslında biraz da bir oyun oldu. Tam da Rusya ve Suriye, İran desteğiyle yürüttüğü bu savaşta kazanan taraf olmaya yakınken ABD buna izin vermek istemedi. Kısa süre içinde, bir ayda, ardı ardına gelen çok fazla olayla, birden fazla kart çekiliğini, birden fazla kartın öne sürüldüğünü görüyoruz. Burada ABD yönetiminin bundan sonraki tavrı önemli" yorumunda bulundu.
'RUSYA DİYALOG KAPISINI DA AÇIK TUTUYOR'
Taştekin şöyle dedi: "Rusya, bu nedenle çift makaslı bir mekanizma geliştirdi ve bunu başarılı bir şekilde de yürüttü, yütürüyor. Bir yanda S-300'leri gösteriyor, ki burada hava sahasını tamamen kapatılabileceği uyarısının birincil hedefi koalisyon ve ABD'dir, diğer taraftan da hala siyasi süreçle ilgili bir alternatif arayışını devam ettiriyor. Bu Rusya'ya uluslararası platformlarda da yürüttüğü bu savaşın meşruiyetini artıran bir rol veriyor. Rusya, BM'de çok daha rahat oyun oynuyor uluslararası aktörlerle. Suudi Arabistan, İsrail gibi savaşın diğer taraflarındaki ülkelerle de diyalog kapılarını açık bir diplomasi yürütüyor."
'TÜRKİYE HEP BİR FIRSAT ARAYIŞINDA'
İktidarın bir yandan 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ABD'den gelen geciken mesajları bir koza dönüştürdüğünü, bir yandan da Rusya'dan özür dileyip Moskova ile geliştirdiği ilişkiyi ABD'ye bir alternatifmiş gibi olarak gösterdiğini belirten Taştekin, "Bu, Türkiye'ye farklı oyunlar oynama fırsatı verdi. ABD'nin Irak ve Suriye'de Türkiye ile birlikte çalışma ihtiyacı, Rusya'nın Türkiye'yi yanında görüp Suriye'de farklı bir çizgi tutturulabilir mi bekleyişi, Ankara'nın ikili-üçlü oyunlar oynamasına fırsat verdi. Ama bu oyun tehlikeli. Bu oyun, bir noktadan sonra duvara çarpar" dedi.
'VURUCU FREN MEKANİZMALARI DEVREYE GİRER'
Taştekin, bunun ABD, Rusya ve bölgedeki diğer aktörlerin kabul edemeyeceği bir şey olduğunun altını çizerek şu değerlendirmeyi yaptı: "Böyle bir durumda vurucu fren mekanizmaları devreye girer ve girdi de. Rusya'nın S-300 çıkışı kuşkusuz ABD'ye olduğu kadar Ankara'ya da yöneliktir. Bu hava sahasını kullanan ülkeler belli. Bu ülkeler de Rusya'nın Suriye'de yapmak istediğini tersini yapmaya çalışıyorlar. Rusya, Suriye'yi garanti almaya çalışırken, ABD ve Türkiye bu planın tersine Suriye yönetimini dize getirme gündemiyle hareket ediyor. Bu hiç değişmedi. Ben ABD'nin de bu konuda 'Tamamen bitti artık. Biz işi başaramadık' deyip bu işten vazgeçtiğini düşünmüyorum. Sonuna kadar kartlarını kullanacak. Seçimler de yaklaşıyor. Putin de kim başkan olacaksa müzakerenin başlayacağı çizgiyi şimdiden tayin ediyor. Esad'a ne olacağını hep boş bırakıyordu şimdi S-300 gibi hamlelerle ABD ile yürüteceği pazarlıkta çıtayı Suriye ve kendi lehine yükseltmiş oldu. Artık müzakerelere Kerry ve Lavrov'un başladığı müzakere noktasından değil, Rusya'nın tayin ettiği bir müzakere noktasından başlamak zorunda kalacak."