TACS (Turkish-American Cultural Society/ Türk-Amerikan Kültür Toplumu) tarafından organize edilen ABD'de yerleşik Türk STK'ların katıldığı toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Türk-Amerikan ulusal yönlendirme komitesinin faaliyetlerinden duyduğum memnuniyeti dile getirmek istiyorum. ABD'deki Türk-Amerikan derneklerini esnek bir çerçeve içinde ortak bir paydada birleştirmeyi hedefleyen bu komiteyi hep birlikte desteklemeliyiz. Türkiye'de olan bitenleri sizlerin de buradan çok yakından takip ettiğini biliyorum. Son olarak 15 Temmuz gecesi milletçe darbe girişiminde bulunan teröristlerle mücadele ederken sizlerin de burada kalben bizimle beraber olduğunuzdan şüphem yok.
'GÜÇ SİLAHLARDA DEĞİL'
- Türkiye 17-25 Aralık'ta yargı ve emniyet bürokrasisi içindeki örgüt mensuplarının darbe girişmine muhatap olmuştu. 15 Temmuz'da ise TSK içindeki askeri üniformaya bürünmüş bir azınlık terörist grubunun darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı. Can alan, kan döken gözü dönmüş teröristler hüsrana uğradılar. Aziz milletimiz sokaklarda, caddelerde darbecileri kovalamış ve dünyayı onlara dar etmiştir. Dünyada bunun benzeri başka bir millet yok. Dolayısıyla milletimle iftihar ediyorum. Güç silahlarda değil. Onların tankları, topları helikopterleri varsa, benim milletim de 'benim imanım var' dedi.
'ARAZİLER, ARSALAR VERDİK, NORMAL ŞARTLARDA GERİ ALABİLİR MİYDİK?
Biz bunlara araziler verdik, arsalar verdik. Ne diye verdik? Gelin bu ülkede eğitim için okul yapın dedik. Ülkenin ekonomisine katkı olsun diye verdik. Normal şartlarda bunları geri alabilir miydik? Alamazdık. Ama şimdi KHK ve OHAL ile bunların hepsini toparlayarak bu okulları devlete teslim ettik.
İhanet şebekesinin üzerindeki mal ve mülk varsa devlet el koymaya başladı. Bunlar kendilerini akıllı zannettiler. Buradaki bir meczubun, şarlatanın arkasına takıldılar. Zannettiler ki biz gideceğiz. Hayır gidemeyeceksiniz. Hesapların üzerine bir hesap vardır o da Allah'ın hesabıdır. Bunun için milletimle ne kadar iftihar etsem azdır. Bu ihanet teşebbüsünü milletimizin destansı direnişi, siyasi partilerimizin ve medyamızın ilkeli duruşu sayesinde bertaraf ettik.
'AMERİKALI DOSTLARIMIZA ANLATAMADIK'
15 Temmuz darbe girişiminin arkasında FETÖ ve Pensilvanya'da yaşayan kişi var. Biz bunun Amerikalı dostlarımıza hala anlatamadık, kabul ettiremedik. Hala yargı vesaire vesaire. 85 koli dosya gönderdik. Ama bu dosyalar onun size iadesini gerektirmiyor. Bizden 10 teröristi yakalamamızı istediler. 9'unu yakaladık teslim ettik. Kendileri hala bu teröristi saklıyorlar.
Ne yaparlarsa yapsınlar. Bu şahsın iadesini veya tutuklanmasını kendilerinden istedik. Aramızdaki suçluların aidesi sözleşmesine göre tutuklamaları gerekir. Ama bunlar bunu hala temin ediyorlar. Bu ilişkilerimize er veya geç zarar verecektir. Biz stratejik ortağız. NATO'da beraberiz, birçok ikili bağlantılarımız var ve hala bu konuda gerekli adımların atılmasını sabırla bekliyoruz.
'FETÖ'CÜLERİ KONGREDE KONUŞTURUYORLAR'
ABD'deki FETÖ unsurları tarafından özellikle kongre nezdinde ülkemiz aleyhinde karalama faaliyetine girişileceği anlaşılıyor. Orada FETÖ'cüleri konuşturuyorlar. Biz ABD düşmanı birisini çıkartıp parlamentomuzda konuştursak ABD yönetimi buna nasıl bakacak? Herhalde pek de memnun olmayacaklar. Bize kendileri anti-Amerikancılık yaygın diyorlar. Kusura bakmayın. Bu milletimizin kararıdır. 15 Temmuz'u darbeye maruz kalan milletimizden değil, bizzat darbeyi yapanlardan dinleyecek kadar siyasi iradelerini kaybetmişler. Böyle bir şey olamaz.
Sizlerden terör örgütü elebaşının ve FETÖ bağlantılı kuruluşların ülkemize karşıt çabalarına engel olmanızı bekliyorum. Dik durmanız lazım. Dik duracağız eğilmeyeceğiz. Bu bizim şanımızdandır. Milletimizin şanındandır. 15 Temmuz gecesi gördüğünüz millet neyse inanıyorum ki siz de o'sunuz. Yapmanız gereken her yerde, her pozisyonda doğruyu anlatmanızdır. Yalan yanlış anlatmanıza gerek
'GÜNEYE DOĞRU İNİYORUZ'
Suriye'de yaşanan trajedi dünyanın gözü önünde yaşanıyor. Hep sabrettik, ne oldu? Gaziantep'te 14 yaşında bir çocuğun gövdesine bombaları bağladılar ve çocuğu bir kına törenine saldılar. Çocuğa da Messi'nin formasını giydirmişler. Daha sonra bomba patlatıldı 56 kişi öldü, 100'e yakında kardeşimiz yaralandı. Bu ölenlerin 29'u çocuk ve genç. Dedik artık bitti. Şimdi biz ılımlı muhaliflerle Cerablus'a gireceğiz dedik ve girdik. DAEŞ'i oradan attık. Rai'den de girdik. Bitmedi, daha ineceğiz dedik. Şu anda güneye doğru iniyoruz. Azez'le Fırat'ın arasını birleştirdik. Buradaki hat artık terör koridoru olmayacak. Biz istiyoruz ki Suriyeli kardeşlerimiz ülkelerine dönsünler.
'UÇUŞA YASAK BÖLGEYE YANAŞMIYORLAR'
Hedefimiz şu: 95-45 km hesabıyla 4 bin, 5 bin km karelik güvenli bölge ilan edelim. Buna da bizler mülteci kardeşlerimizi yerleştirelim. Bize iltica etmek isteyenleri ve iltica edenleri buraya yerleştirebiliriz. Yerli mimariyle buralarda konutlar yapalım ve Suriyeli kardeşlerimiz de burada yerleşmiş olsun. Kendi topraklarımızda konutlar yapmaya da hazırlanıyoruz. Vakit kaybına tahammülümüz yok. Uçuşa yasak bölge ilan edelim diyoruz yaklaşmıyorlar. Karayla ilgili adım atalım diyoruz işi gevşek tutuyorlar. Öyle veya böyle, bu işi başaracağız.
'PYD'YLE, YPG'YLE DAEŞ'İ BİTİREMEZSİNİZ'
Koalisyon güçlerinin içinde 65 ülke var. Bir DAEŞ'i halledemeyeceğiz öyle mi? DAEŞ'in şu an Suriye'de 10 bin rakamı var. Irak'ta orda da bi 10 bin var. Ben kendilerine defaatle söyledim. Verelim el ele, bu DAEŞ'i bitiririz, kaçacak delik ararlar. Yine söylüyorum. Ama siz kalkar da bir başka terör örgütüyle pazarlığa girerseniz, PYD'yle, YPG'yle bitiremezsiniz. Çünkü onlar da terör örgütü. Hepsi terörist, hepsi kötü. El Nusra da DAEŞ'e karşı savaşıyor. Ona iyi demiyorsunuz. Ama YPG, PYD'ye iyi diyorsunuz. Gelin bunu kendimiz yapalım.
'ABD TERÖR ÖRGÜTLERİNE SİLAH İNDİRDİ'
Terör örgütlerine Kobani'ye silah indirdi ABD. Dün de sayın Biden'e söyledim, 'haberin var mı?' dedim, 'yok' dedi. 'Benim haberim var' dedim. Aynı şey daha önce de oldu. Yine Kobani'ye 3 uçak indirdiler, silahların yarısı DAEŞ'e yarısı PYD'ye gitti. Ortada böyle acı bir tablo var. Sağlıklı şekilde ABD ile el ele vermek suretiyle bu bölgedeki sıkıntıyı aşmamız lazım. ABD'den samimiyet bekliyoruz. Türkiye'nin hassasiyetlerine yeteri kadar dikkat gösterilmediğini biliyoruz. Daha önce de böyle oldu.