Hürriyet'te yer alan habere göre, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde yapılan bir oturuma, Fethullah Gülen cemaati ile ilişkili olduğu iddia edilen eski emniyet amiri Ahmet Sait Yayla, son dakikada konuşmacı olarak eklendi. Alt komitenin internet sitesinde oturumdan birkaç saat öncesine kadar programa Stein, Makovsky ve Ognianova'nın katılacağı yazılı olmasına rağmen, son dakikada Yayla'nın da eklendiği görüldüğü ve sunumunda darbenin arkasında Gülen'in olmadığını savunan Yayla'nın, Türk hükümetinin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın darbe girişiminin arkasında olduğunu ima ettiği ileri sürüldü.
YAYLA'NIN TÜRK PASAPORTU İPTAL EDİLMİŞ
Oturuma FETÖ'yle bağlantılı olduğu iddia edilen ve Türk pasaportu iptal edilen Yayla'nın son anda konuşmacı olarak davet edilmesini, Washington DC'deki Türk sivil toplum kuruluşlarıda tepkiyle karşıladı. Turkish Heritage Organization (THO) Başkan Yardımcısı Ali Çınar, konuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, kendilerinin Türkiye ile ilgili bu oturuma katılmak için birkaç haftadır çaba gösterdiklerini, ancak alt komite yöneticilerinin 'sadece üç kişilik yerimiz var' mazeretiyle karşılaştıklarını belirtti.
"Daha dün programa baktığımızda üç kişi vardı, oturum sabahı Yayla'nın eklendiğini üzülerek gördük. Bu tür çabalar, Türk-Amerikan ilişkilerinin daha iyi olmasına hizmet etmiyor" şeklinde konuşan Çınar, konuyu yakından takip ettiklerini vurguladı.
'YAYLA'NIN OTURUMA NASIL DAVET EDİLDİĞİ BİLİNMİYOR'
Yayla'nın uzun yıllar emniyet amirliği yaptıktan sonra 2014 yılında mahkeme kararıyla Harran Üniversitesi'ne atandığı, 2015 yılının kasım ayında bir haftalık izin alarak ABD'ye gittiği ve sağlık sorunlarını gerekçe göstererek bir daha geri dönmediği kaydediliyor.
Yayla'nın ABD Kongresi'nin iki kanadından biri olan Temsilciler Meclisi'nin bir alt komitesindeki Türkiye ile ilgili oturuma son dakika nasıl davet edildiği henüz net olarak bilinmiyor. Haberde yer alan detaylara göre, alt komitenin başkanı California vekili Cumhuriyetçi Dana Rohrabacher'in oturumun açılışında Türkiye'yi ve Türk hükümetini hedef alan sözleri dikkati çekti.
"Darbe girişiminin arkasında FETÖ'nün olduğuna inanmadığını" vurgulayan Rohrabacher, aynı zamanda "Gülen'in iadesi için Türkiye'nin daha fazla ve somut kanıtlar sunması gerektiğini" savundu.
'FETÖ'nün uzun yıllardır devlet kademelerine ve orduya sızdığının herkes tarafından bilindiğine' işaret eden Aaron Stein, Türkiye'de büyük bir kesimin darbe girişiminin arkasında FETÖ'nün olduğuna inandığını ifade etti.
ABD'de 15 Temmuz gecesi yaşananların hala tüm boyutlarıyla anlaşılmadığına dikkat çeken Stein, bu ölçekteki bir girişime daha ciddi ve derinlikli bakılması gerektiğini kaydetti. Alan Makovsky de Türk-Amerikan ilişkileri açısından kritik bir dönemeçten geçildiğini dile getirerek, 'Türkiye'de darbe girişiminin bir yerlerinde ABD'nin parmağının olduğuna dair bir inanç olduğunu' belirtti.
15 Temmuz'dan sonraki anketlerde Türk halkı nezdinde ABD karşıtı söylemin giderek yükseldiğini ifade eden Makovsky, "Darbe girişimine karşı reaksiyonumuzu dengeleyecek daha iyi bir iş çıkarabilirdik" ifadelerini kullandı. Oturumda söz alan vekiller ise Türk-Amerikan ilişkilerinin tek bir faktörle açıklanamayacak kadar karmaşık olduğunu savunarak Gülen'in iade sürecinin hukuki bir işlem olduğuna işaret ettiler.