Kültür turizminin yeni gözdesi: Belarus

Belarus, kilometrelerce uzunluktaki caddelerinde yol boyunca sıralanan Sovyet döneminden kalma gösterişli binaları ve zengin mimarisiyle de kent ve kültür turları için ideal bir seçenek olarak ilgi uyandırıyor.

Rusya, Polonya, Litvanya, Letonya ve Ukrayna'ya komşu olan Belarus, tertemiz havası, parkları, yeşili, nehir ve gölleriyle doyumsuz bir görüntü sunuyor.

Belarus'un başkenti Minsk'te devasa bir elması andıran Milli Kütüphane binası dikkati çekiyor. Kütüphanedeki 9,5 milyon kitap, öğrenci, öğretmen ve araştırmacıların ilgisine sunuluyor. Avrupa'nın en büyük sosyo-kültür merkezi konumundaki Milli Kütüphane'de resim galerisi, konferans salonu ve fitness merkezi yer alıyor. Kütüphanedeki eserlere, internet üzerinde de ulaşılabiliyor.

Bağımsızlık Meydanı'nda bulunan kırmızı renkli St. Simon ve Helena Kilisesi, mimarisiyle dikkatleri üzerinde topluyor. Kilisenin adını, prematüre doğan iki bebekten aldığı belirtiliyor.

Şehir merkezindeki Savaş Müzesi'nde, Belarus halkının 4 yıl süren 2. Dünya Savaşı'nda yaşadığı acılar ve Alman ordularına karşı gerilla taktiğiyle verdiği mücadele, aşama aşama sergilenen eşyalar ve ağır silahların yanı sıra animasyonlarla anlatılıyor. Müzede sergilenen her eşyanın belli bir anlamı bulunuyor. Eşyalar arasında gerek Sovyet gerekse Alman ordularına ait zırhlı araçlar, uçaksavarlar, tanklar, toplar, uçaklar yer alıyor.

Başkent Minsk'e çok kısa mesafede bulunan açık hava müzesinde, 20. yüzyılın başlarında köylülerin kullandığı araç ve gereçler sergileniyor. Ozertso Köyü'nde o dönemde kullanılan ahşap evler, kilise, demirci, değirmen bulunuyor. Müzenin içerisinde Belarus yemeklerini tatmak da mümkün oluyor.