Can Dündar: Cumhurbaşkanı halkına yalan söylüyorsa, bunu haber yapmak zorundayız

Çağlayan Adliyesi'nde görülen dava 10:00'da başladı.

Dündar'ın savunmasının ardından savcı Evliya Çalışkan görüntülerin yayınlandığı dönemde yayın yasağı olduğunu söyleyerek, hangi saikle haberlerin yayınlandığını sordu. Dündar bunun üzerine, "Ülkenin Cumhurbaşkanı 'kararları tanımıyorum' diyor, belki biz de buna uyduk ve yayın yasağını tanımadık" yanıtını verdi. "Avukatınız haberi yapmadan önce sizi 'tutuklanırsınız' diye uyardı, haberi neden yaptınız?" sorusunun ise Dündar şöyle cevapladı: "Burda hukuki norm yok siyasi oyun var. Devlet sırrı işlerine geldiği gibi kullanılıyor. Avukatımın uyarısı bu haberlere devletin ve yargının bu haberlere genel yaklaşımı ile ilgili uyarısıdır."

'NE KADAR ACEMİ BİR CASUSUM Kİ…'

Dündar "Hangi ülkenin casusuyum. Ne kadar acemi bir casusum ki bir ülkeye vermek yerine gazeteye basmışım? Bu silahları gönderenler casusluk suçu islemiş olabilirler. Vatana ihanet etmiş olabilirler. O kişiler sanık sandalyesinde illa oturacaklar. Assange, Snowden benzeyenlerimi bir bakan örnek verdi. Amerikan devleti Afganistan'da sivilleri öldürdüyse bu sır olarak kalabilir mi? Amerika bu belgelerin suç olmadığına karar verdi.Fetullah Gülen terör örgütü üyesi, neyseki üye değilmişiz. Savcı insaf etmiş de yardımcı yazmış. Kendisini tanımam etmem. CIA ajanı yetiştirildiğine yönelik haber yaptım diye davalık olduk. Hadi beni gecin 70'li yıllardan beri Cumhuriyet gazetesi hep karşısında durmuş onlarca haber yapmış. Yazarları tutuklanmış, telefonları dinlenmiş ve bu örgütün doğrudan hedefi olmuştur. Gazetecilik ve yazı dışında bir kuruşluk gelirim olmadı. İspat edilsin gazeteciliği bırakırım" ifadelerini kullandı.

'ULUSAL VE ULUSLARARASI SUÇ İŞLENİYOR'

Dündar, "Ulusal ve uluslararası suç işleniyor. Hakimler ve savcılar tutuklandı. Köpeğin bile görev yeri değiştirildi, sanırım Silivri Posta Müdürlüğü'nde artık. Suçlular değil, suçu ortaya çıkaranlar yargılanıyor. Ortada suç varsa, Cumhurbaşkanı halkına yalan söylüyorsa, bunu haber yapmak zorundayız. Savcı ülkenin milli menfaatleri çerçevesinde yürütülen faaliyetler diyor. Kim buna karar verecek. Suriye'deki radikal İslami hareketin büyümesine bakın. Allah aşkına ülkemizin başının nasıl belaya sokulduğuna bakın. Belki de silah sevkiyatı durduğu icin şehirlerimizde bombalar patlıyor. Belki öyle değil ama tartışmamız lazım. Devleti yönetenlerin yasaların dışına çıma hakkı yok, suç işleme hakkı yok. Devletin içindeki bir grubun suçunun ortaya çıkması sonucunda açılan bir davadır bu" ifadelerini kullandı.

'BU GÖRÜNTÜLER HABERİMİZDEN 14 AY ÖNCE BASINDA YER ALDI'

Dündar, savunmasında cihatçı unsurların sınırdan rahatlıkla geçtiklerine ve Türkiye'de tedavi edildiklerine ilişkin haberleri anlattı ve şöyle devam etti:

"Bu görüntüler bizim haberimizden 14 ay önce basında yer aldı. (CHP Genel Başkanı Kemal) Kılıçdaroğlu 20 Ocak'ta MİT TIR'larının silah taşıdına ilişkin açıklama yaptı. AKP Sözcüsü 'Kimseyi ilgilendirmez' diye açıklama yaptı. CHP'li vekil Muharrem İnce 'Vergilerimizi bu işlere harcarsanız bizi ilgilendirir' dedi. Konu günlerce Meclis'te tartışıldı ve sır kapsamından çıktı. Davutoğlu yardım ÖSO'ya gidiyordu dedi, Cumhurbaşkanı Bayırbucak Türkmenlerine gidiyordu dedi. Tuğrul Türkeş ise Türkmenlere gitmediğine yemin etti. Kendisi tanık olarak dinlenebilir. Gerçi şu anki pozisyonundan ötürü yeminine sadık kalır mi bilmiyorum. ürkmenler 'Bize gelmedi' diye açıklama yaptı. Zaten onlara değil, El Nusra'ya yakın sınır kapısı kullanıldı. İşin icinden çıkamayınca Cumhurbaşkanı 'Silahsa silah' diyerek bir anlamda itiraf etti" ifadelerini kullandı.

​'SORUMLULARIN YARGILANMASI GEREKİRKEN BİZ YARGILANIYORUZ'

Dündar MİT TIR'larının silah taşıdığına ilişkin yayınladıkları görüntünün izletilmesini istedi, görüntüler üzerinden savunma yapacağını belirti. Dündar görüntüler üzerinden savunma yaptı:

"İlaç kutularının altından cephanelik çıkıyor. Bu silahları jandarma envantere kaydediliyor. Devletin silahlı kuvvetleri birbirine silah çekiyor. MİT'in silah taşıma yetkisi yok, ilaç taşıma yetkisi de yok. Yasasında yazmadığına göre illegal demektir, yani suç işliyorlar. Dünyanın neresinden isterseniz bur gazeteci getirin!Haber değil bu'derse, ben mesleği bırakırım. Sorumluların yargılanması gerekirken biz yargılanıyoruz. İşte Cumhurbaşkanı bu görüntülere yasak getirdi."

VEKİLLERİN TALEPLERİ REDDEDİLDİ

​Milletvekillerinin talebi yürütme değil yasama görevi yürüttükleri gerekçesiyle reddedildi. Daha önce mahkeme salonuna alınmayan Can Dündar'ın oğlunun duruşmayı izleme talebi ise kabul edildi.

​450 AVUKAT DURUŞMAYA KATILMAYI TALEP ETTİ

Sputnik muhabiri Elif Örnek'in verdiği bilgiye göre, 450 avukat duruşmaya katılmak istedi ancak mahkeme heyeti kabul etmedi. Avukatların ısrarı üzerine heyet değerlendirme yaptı. Talepleri kabul edilen avukatlardan listede adı olanlar salona alındı. Dışarıda bırakılan çok sayıda avukat suç duyurusunda bulunacak.

​MİLLETVEKİLLERİ DE DURUŞMAYI İZLEMEK İSTİYOR

Duruşmayı izlemeyi talep eden  milletvekilleri de kararı bekliyor. HDP'li Garo Paylan "Talebimiz var ama almayacaklar" dedi.

Avukat Fikret İlkiz, milletvekillerinin duruşmayı izleme taleplerinin kabul edilmesini, reddedilmesi durumunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın müdahil olması kararından dönülmesini istedi. Duruşmayı izlemek isteyen diğer milletvekilleri arasında CHP'li Barış Yarkadaş, Hilmi Yarayıcı, Tuncay Özkan, Enis Berberoğlu, Sezgin Tanrıkulu ve HDP'li Meral Danış Beştaş bulunuyor.

​'İÇERİ ALINMAYAN AVUKATLAR SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAK'

Bir önceki duruşmada sanıkların avukatı olarak bulunmadıkları gerekçesiyle, davanın ikinci celsesine alınmak istemeyen avukatların "Yasal olarak davanın her aşamasında katılım haklarının bulunduğu" yönündeki itirazları mahkeme heyeti tarafından kabul edildi.

İsmi okunan avukatlar salona alınıyor. Ancak listede adı yer almayan çok sayıda avukat duruşmayı takip edemeyecek. İçeri alınmayan avukatlar, suç duyurusunda bulunmak üzere bir tutanak hazırladılar. 

​TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonunun CHP'li 4 üyesi, komisyonun çalışma alanında olduğu gerekçesiyle duruşmayı izleme talebinde bulundu. Mahkeme, katılma ve duruşmayı izleme talepleri için ayrı ayrı değerlendirme yapacak.

DÜNDAR: HER ZAMAN KAZANDIK YİNE KAZANACAĞIZ

Adliye önünde gazetecilere açıklama yapan Can Dündar, "Biz Anayasa'yı tanıyoruz. O Anayasa Mahkemesi kararı, bu yasalar bizi beraate götürecek. Ona inanıyoruz, sonuna kadar bu davada savunma hakkımızı kullanacağız. Tarihte her zaman kazandık yine kazanacağız" dedi.

​​Erdem Gül ise, "Bugün burada ne karar verilirse verilsin, burada gazetecilik yargılanıyor, haber yargılanıyor. Gazetecilik suç olmadığına göre bu davayı reddediyoruz. Bu davanın bugün düşmesi gerekiyor" dedi.

DİPLOMATLAR DURUŞMAYA KATILMADI

İlk duruşmada Dündar ve Gül'e destek için Adliyesi'ye gelen büyükelçi ve konsoloslar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet kanadının hedefi olmuştu. Diplomatlar bugün yapılan duruşmaya katılmadı.

​DAVA KAPALI GÖRÜLECEK

24 Mart'taki duruşmada davanın kapalı görülmesine karar veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, milletvekillerinin duruşma salonunu terk etmeyi reddetmesi üzerine davayı 1 Nisan'a ertelemişti.

​Dündar ve Gül'ün, MİT TIR'larının durdurulması olayına ilişkin gizli kalması gereken bilgi ve fotoğraflara yer verdikleri gerekçesiyle ‘darbeye teşebbüs', ‘casusluk' ve ‘FETÖ/PDY terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme' suçlarından yargılanıyor.