"Bu suça ortak olmayacağız" bildirisi ilk olarak yayımlandıktan sonra hükümetten gelen tepkilerin ardından Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) akademisyenler hakkında "gereği yapılacak" açıklaması yapmıştı. Ancak hukukçular, Anayasa Mahkemesi'nin YÖK kanununun bir maddesi hakkında verdiği iptal kararı nedeniyle YÖK'ün disiplin soruşturması yapamayacağını, üniversitelerin açtıkları soruşturmaların da hukuki dayanağının bulunmadığını belirtmişlerdi.
DİSİPLİN SORUŞTURMALARI MADDESİNDE DEĞİŞİKLİK GEREKİYOR
"Bu suça ortak olmayacağız" bildirisinin yayımlanmasının ardından açılabilecek disiplin soruşturmalarıyla ilgili hukukçular, Anayasa Mahkemesi'nin kararı uyarınca Yükseköğretim Kurumları Disiplin Yönetmeliği'nin yasal dayanağının kalmadığını, yeni bir yasal düzenleme yapılmadığı için 7 Ocak'tan bu yana üniversitelerde disiplin soruşturması yapılmasının kanunen mümkün olmadığını belirtmişlerdi.
Yasa tasarısıyla Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararıyla oluşmuş olan yasal boşluk da doldurulmuş olacak.
DEVLET ÜNİVERSİTESİNDEN ATILAN VAKIF ÜNİVERSİTESİNDE ÇALIŞAMAYACAK
Böylelikle devlet üniversitesinde çalışırken kamu görevinden çıkarma cezası alan bir akademisyenin vakıf üniversitesinde çalışması da engellenmiş olacak.
'İŞ YAVAŞLATMA EYLEMİNE VE GREVE KATILMAK' ATILMA SEBEBİ
'YURTDIŞINDA DEVLETİN İTİBARINI DÜŞÜRMEK' DE ATILMA SEBEBİ
Tasarıda, "Yurtdışında devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak" da "kamu görevinden çıkarma cezasını gerektiren fiiller" arasında yer alıyor.
AKADEMİSYENLERİN SİYASİ PARTİ ÜYELİĞİYLE İLGİLİ ÇELİŞKİLİ MADDE
Tasarıya göre üniversite öğretim üyeliğinden çıkarılma ya da kamu görevinden çıkarma cezalarını öngören eylemlerle ilgili olarak akademisyenler hakkında YÖK Başkanı disiplin amiri sıfatıyla doğrudan soruşturma açabilecek. Bu cezalar Yüksek Disiplin Kurulu'nca verilebilecek.
Tasarının önümüzdeki günlerde öncelikle Meclis komisyonlarında görüşülmesi bekleniyor.