CHP Parti Meclisi toplantısında başta Ankara-Kızılay'da gerçekleşen terör saldırısı olmak üzere gündemdeki siyasi gelişmeler değerlendirdi. Toplantı sonrası yayımlanan CHP PM Sonuç Bildirgesi'nde ise şu görüşlere yer verildi:
CHP Parti Meclisi olarak, terörü en şiddetli şekilde kınıyor ve hiçbir gerekçenin terörü meşrulaştıramayacağını savunuyoruz. Ankara'daki alçak terör saldırısını ve diğer tüm terör eylemlerini gerçekleştirenleri lanetliyor, saldırıların arkasındaki güçleri, bir insanlık suçunun ortakları olarak tanımlıyoruz.
‘İKTİDAR TERÖRÜ BAHANE EDEREK İSTİKRASIZLIĞI PEKİŞTİRMEKTE'
Teröre karşı mücadelede, özgürlükler ve güvenliğin evrensel demokratik ilkeler çerçevesinde, her ikisinden vazgeçmeden sağlanması gerektiğine inanıyoruz. Siyasal iktidar, terörü bahane ederek hukuksuz ve antidemokratik uygulamalarıyla Türkiye'nin içinde bulunduğu istikrarsızlığı pekiştirmektedir. 14 yıllık iktidarı döneminde ülkemizi ekonomik ve sosyal çöküntüye sürükleyen AKP devletinin, bizzat kendi yönetim zafiyetinden güç alan terörün yarattığı korku, acı ve gözyaşının sorumluluğundan kaçamayacağını da vurguluyoruz.
Yaşanan anti demokratik sürecin bir örneği olarak, Cumhurbaşkanı'nın 'Akademisyen de terörist olabilir' şeklindeki ifadesinin hemen ardından üç akademisyen tutuklandı. Bu tutuklama, bir bildiriye imza atmak yoluyla ifade özgürlüklerini kullandıkları için hukuku tamamen hiçe sayan bir mahkeme kararıyla gerçekleşti. Fikir ve ifade özgürlüğü kapsamında görüşlerini açıklayan Esra Mungan, Muzaffer Kaya ve Kıvanç Ersoy'un tutuklanmalarını CHP Parti Meclisi olarak şiddetle kınıyoruz.
‘TEK ADAM REJİMİNİN GÖZDAĞI VERME ARAYIŞININ BİR TEZAHÜRÜDÜR'
Demokratik rejimleri, otoriter rejimlerden ayıran temel özelliklerden biri siyasal iktidarların hoşuna gitmeyen düşüncelerin de serbestçe ifadesinin güvence altında olmasıdır. Uluslararası hukuka göre düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırı açıkça şiddete teşvik, ırkçılık, ayrımcılık ve nefret söylemidir. Bu çerçevede, CHP PM, demokratik değerlere olan bağlılığının gereği olarak, her vatandaşımızın ifade özgürlüğünü, her türlü anti demokratik baskıya karşı sonuna kadar savunmaya devam edecektir. Hukukun temel prensiplerini tamamen hiçe sayan siyasi bir karar sonucu tutuklanan üç bilim insanı, derhal serbest bırakılmalıdır.
‘AKP'NİN SİNDİRME KORKUTMA POLİTİKALARINA BOYUN EĞMEYECEĞİZ'
AKP'nin baskı yoluyla sindirme, korkutma politikalarına boyun eğmeyeceğimizi, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde demokrasinin meşru gördüğü her yola başvuracağımızı; Kürt Sorununu, toplumsal barış ve kardeşlik hukuku çerçevesinde ve parlamento zemininde çözme mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi kamuoyuna duyururuz.