İlk kez 1990’larda başvurulan uçuşa yasak bölgeler, çatışmaların daha da büyümesini engelleyebilecek bir yöntem olarak görülseler de krizin tırmanmasına yol açabiliyor ve sivillere koruma sağlama adı altında dış politika aracı olarak kullanılabiliyor. Russia Today’in (RT) haberine göre özellikle Libya, Bosna Hersek ve Irak’ta savaş ve çatışma dönemlerinde oluşturulmuş uçuşa yasak bölgeler, tarihin en başarısız ‘denemeleri’ olarak gösteriliyor.
ABD ve BM Güvenlik Konseyi (BMGK) ABD, İngiltere ve Fransa’ya Libya’da uçuşa yasak bölge oluşturulması çağrısı yapmıştı. Rusya, Çin, Brezilya, Hindistan ve Almanya ise yapılan oylamada çekimser kalmıştı. Hindistan, böylesi bir bölgenin Libya halkı için zaten zor olan koşulları iyice kötüleştireceğini vurgulamıştı. Nitekim linç edilerek öldürülen lideri Muammer Kaddafi’nin ateşkes önerisinde bulunmasına rağmen, bu bölge isyancılara destek sağlamak için kullanılmıştı. NATO güçlerinin de katıldığı bir bombardımanda da Kaddafi’nin oğlu ve 3 torunu öldürülmüştü.
ABD’li akademisyen Noam Chomsky de Mart 2015’te ‘Democracy Now’ sitesine verdiği demeçte, uçuşa yasak bölge oluşturan söz konusu güçlerin ‘isyancıların hava kuvvetleri gibi görev yapmaya başladığını’ söylemişti. Savaşın halihazırda pek çok şiddet unsuru barındırdığını hatırlatan Chomsky, “Nihai sonuç, Libya’nın parçalara ayrılması” demişti.
Bosna’nın Mart 1992’de Yugoslavya’dan ayrılması sonrası başlayan savaş ortamında, eylülde insani yardım taşıyan bir İtalyan uçağı düşürülmüştü. Bunun üzerine BMGK, 781 sayılı karara imza atmış ve Bosna hava sahası içinde uçuşa yasak bölge oluşturmuştu. Ancak 3 ay içinde tam 500 ihlal yapılmıştı. Ardından BMGK 816 sayılı kararıyla uçuşa yasak bölgenin güvence altına alınması için ‘tüm gerekli tedbirleri alma’ sözü vermişti. Bu ‘tedbirler’ doğrultusunda ilk adım atan taraf NATO olmuş, Şubat 1994’te Bosnalı Sırplara ait 4 uçağı vurmuştu. NATO, Ağustos 1995’te de ‘Kararlı Güç Harekatı’nı başlatmıştı. NATO güçleri operasyonun bittiği Aralık 1995’e kadar 100 binden fazla sorti gerçekleştirmiş olsa da operasyonda yetersiz yetkilendirme yapıldığı, bu sebeple kilit bölgelere müdahale edilemediği yönünde eleştiriler yapılmıştı.
#NATO HQ #Sarajevo Commander speaks at an exhibition highlighting "20 years of NATO in Bosnia and Herzegovina" pic.twitter.com/E0PjryXn1e
— NATO JFC Naples (@JFC_Naples) 21 Ocak 2016
IRAK 1991-2003
Türkiye, ABD, İngiltere ve Fransa 1991’de ‘Kürtleri (idam edilerek öldürülen lider) Saddam Hüseyin’in saldırılarından korumak için’ 1991’de uçuşa yasak bölge oluşturmuştu. Ancak İngiltere Kraliyet Hava Kuvvetleri, Türkiye Kürtleri vurabilsin diye üslerine geri dönmeye zorlandıklarından yakınmıştı. Washington Post gazetesi, ABD’li pilotlardan birinin Türk F-14 ve F-16’larının üslerden kalkıp mühimmatsız olarak geri döndüklerini söylediğini aktarmıştı. Gazete, ABD güçlerinin de füze rampası sandıkları şeyi vurmaya çalışırken çobanları öldürdüklerini de yazmıştı.
27 Dec '92 — 'Operation SOUTHERN WATCH' Iraq no-fly-zone — 2- F16s 33rd FS — Shaw AFB shot down two Iraqi Mig 25s pic.twitter.com/pvBBlAYgw0
— Captain.Robt✈️ (@AA_Pilot) 27 Aralık 2015
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile anlaşmazlığa düştüğünde Irak ordusundan yardım istemiş, Saddam da bu talep üzerine asker göndermişti. Ancak Çöl Fırtınası Operasyonu başlatan ABD, 44 kruz füzesi fırlatmıştı. Mısır, ABD’nin Irak ordusunun kendi topraklarında eylemlerde bulunmasını engelleme hakkı olmadığını vurgulamıştı.
Launch of a U.S. Tomahawk cruise missile against Iraq as part of Operation Desert Strikehttp://t.co/UWQHp6SM8l pic.twitter.com/P5436ivYw3
— Baghdad Invest (@baghdadinvest) 27 Mayıs 2015
Uçuşa yasak bölgeler de Irak’ın silahsızlandırılmasına yardımcı olmamıştı çünkü ABD’li silah denetçileri 1997’de 1 kere, 1998’de de 2 kez Irak’tan gönderilmişti.