Bilgi Üniversitesi Avrupa Birliği (AB) Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ayhan Kaya, RS FM'de yayınlanan Dünya Panorama programında, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Pazar günü gerçekleştireceği Türkiye ziyaretinin sığınmacı krizi bağlamındaki önemini değerlendirdi.
‘MERKEL, SIĞINMACILARI AB SINIRLARI DIŞINDA TUTMAK İSTİYOR’
Kaya'ya göre, Merkel'in asıl amacı, AB göçmen sorununu çözmeye çalışırken, Türkiye'yi, özellikle de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı masada tutmaya çalışmak.
Merkel'in daha önceki söylemlerinde, sığınmacı krizinin ancak Türkiye ile birlikte çözülebileceğini belirttiğini hatırlatan Ayhan Kaya, "Aslında AB ve Merkel'in istediği; göçmenlerin mümkün olduğunca kendi sınırları dışında, krizin gerçekleştiği bölgeye yakın ülkelerde barınmalarını sağlamak" diye konuştu.
'İKİ LİDERİN ORTAK ÇIKARLARI VAR'
Merkel-Erdoğan buluşmasından çıkabilecek sonuçları değerlendiren Kaya, Erdoğan'ın sığınmacı meselesini uluslararası toplumdan soyutlanmamak adına bir koz olarak kullandığını savundu. Kaya, Merkel'in de, bu krizi mümkün olduğunca Alman toplumuna daha az zarar verecek şekilde çözmeye çalıştığını söyledi:
"Dolayısıyla karşılıklı bir takım ortak çıkarların olduğu söylenebilir. Sanıyorum ki, her iki taraf da bu görüşmelerden istediğini alacak. En azından seçim öncesi ortamda karşılıklı sözler verilecek. Ancak sığınmacı konusunda anlaşabilseler de, Merkel'in, özellikle seçim öncesi dönemde, Türkiye'ye daha başka sözler vereceğini düşünmüyorum."
‘GÖÇMEN KRİZİNİN MERKEL'E MALİYETLERİ VAR’
"Bugünkü Almanya, tarihin en güçlü Almanya'sı. 2008'den bu yana yaşanan finansal krizin belki de tek net kazananı. Bu güçlü olma halinin Merkel'e verdiği bir takım inisiyatiflerin olduğunu görüyoruz. Merkel, belki geçmişte olmadığı kadar net ve insani mesajlar verebiliyor.
Kaya'ya göre, Merkel'in bu konudaki tutumunun bir maliyeti var:
"Bu durum, kendi partisi içerisinde bir takım hoşnutsuzlukları beraberinde getiriyor. Merkel'e şu anda parti içerisinde bir muhalefet söz konusu. Bu da konumunu biraz zora sokuyor.”
‘ORTADOĞU'DA İSTİKRAR İÇİN TÜRKİYE-AB İTTİFAKINA İHTİYAÇ VAR’
Kaya, AB ve Türkiye ilişkilerinin Ortadoğu üzerindeki etkilerini de değerlendirdi.
Ortadoğu'nun, Türkiye-AB ilişkilerinin iyi seyrettiği 1999-2005 yılları arasında, AB perspektifine sahip bir Türkiye'nin olduğu dönemde, çok istikrarlı bir coğrafya olduğuna dikkat çeken Kaya, “Türkiye'nin Avrupa Birliği perspektifini yitirmeye başlamasıyla ve ‘oyun kurucu’ olma sıfatıyla uluslararası ilişkilere etki etmeye başladığı dönem itibarıyla Ortadoğu giderek istikrarsızlaşmaya başladı. Gerek Suriye krizi, gerek Filistin meselesi gibi sorunları çözümü ve Ortadoğu'nun istikrar kazanması için güçlü bir Türkiye’ye ve AB ittifakına ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.