Geçen hafta, Libya'dan İtalya'ya kaçak göçmen taşıyan geminin batmasıyla, çok sayıda insan yaşamını yitirdi. Akdeniz'de son dönemde iyice artan faciaları önlemenin bir yolunu bulmak üzere toplanan Avrupa Birliği liderleri, bazı tedbirler açıkladı. Fakat AB'nin göçmen politikalarına yönelik tartışmalar, bu tedbirlerin önüne geçti.
'SAVAŞTAN KAÇAN İNSANLARIN İKİ SEÇENEĞİ VAR'
"2011 yılında ‘Arap Baharı' patlak verdiği zaman Akdeniz'i geçmek isterken hayatlarını kaybeden kişi sayısı bir yıl içerisinde bin 500'dü. Fakat bugüne baktığımızda daha Nisan ayını bitirmeden bu sayının bin 500'e ulaştığını görüyoruz" diyen Elmas şöyle devam etti:
"Binlerce insanın bu rotada iki seçeneği var, ölmek ya da hayatta kalmak. Şansları yüzde 50 dahi olsa da bu tehlikeli yolu denemek zorunda kalıyorlar. Ülkelerinde onları tutacak hiçbir şey olmadığı için çareyi Akdeniz'in sularında arıyorlar."
'AVRUPA'NIN YAKLAŞIMI SÖYLEMİYLE UYUŞMUYOR'
"Ekonomik kriz göçmenlere ilişkin algıyı olumsuz yönde körüklemişti. Şimdi Akdeniz sularından geçerek, Avrupa'ya ulaşmak isteyenlerin sayısı, Avrupa Birliği (AB) İçerisinde zaten mevcut olan göç tartışmalarını alevlendiriyor. Küresel aktör olma yolunda olduğunu söyleyen, insan hakları konusundaki hassasiyetini her daim ön plana çıkaran Avrupa, bu konuya sadece kontrol merkezli yaklaşıyor. Bu, Avrupa'nın dış politikasına darbe veriyor. AB, üçüncü ülkelerle işbirliği içine girip göçmen teknelerinin önceden tespit edilmesi durumunda önlem alacağını söyledi. Fakat bu tespit edilirse zaten sorun ortadan kalkar. Kaçak gemileri tespit eden üçüncü ülkeler de buna izin vermezler. Bu insanlar o bölgeden kaçmak zorunda. İnsanların vizesi olsa zaten yasadışı göçmen olmazlardı."
'AVRUPALI AKTİVİSTLER TÜRKİYE'Yİ ALKIŞLIYOR'
Elmas, Suriye'deki savaştan sonra Türkiye'ye sığınan ve sayıları 2 milyonu bulan göçmenlere ilişkin ise şöyle konuştu:
"Avrupa'daki insan hakları örgütlerinin temsilcileri Türkiye'nin yaptığına şaşırarak alkışlıyorlar. Türkiye'nin 2 milyon kişiyi ülkesinde ağırladığını söyleyip, ‘Biz tüm Avrupa olarak bu rakama ulaşamadık' diyorlar."