00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
00:00
01:00
02:00
03:00
04:00
05:00
06:00
07:00
08:00
09:00
10:00
11:00
12:00
13:00
14:00
15:00
16:00
17:00
18:00
19:00
20:00
21:00
22:00
23:00
ÖZEL HABER
Geçmişten günümüze akan miras: İstanbul’un su yolları
07:30
4 dk
HABERLER
11:00
8 dk
HABERLER
12:00
7 dk
HABERLER
13:00
7 dk
HABERLER
14:00
7 dk
HABERLER
15:00
9 dk
HABERLER
16:00
5 dk
SESLİ HABER
16:28
2 dk
HABERLER
17:00
6 dk
HABERLER
18:00
9 dk
ÖZEL HABER
Geçmişten günümüze akan miras: İstanbul’un su yolları
08:00
4 dk
YERİ VE ZAMANI BAYRAM ÖZEL
09:00
51 dk
YERİ VE ZAMANI BAYRAM ÖZEL
10:00
52 dk
ÖZEL HABER
Geçmişten günümüze akan miras: İstanbul’un su yolları
13:11
4 dk
HABER MASASI BAYRAM ÖZEL
13:22
36 dk
BÖLGENİN KALBİ BAYRAM ÖZEL
14:00
43 dk
HAFTANIN KEYFİ BAYRAM ÖZEL
18:00
49 dk
ÖZEL HABER
Merkez Bankası'nın döviz satışı: Cebimizden mi çıkıyor, kâra mı dönüşüyor?
19:30
3 dk
SESLİ HABER
Sektörler arası sirkülasyon kritik seviyede: En önemli neden ücretler
19:37
4 dk
ÖZEL HABER
Silivri Cezaevi’nin tarihi: Kumpas davalarından İmamoğlu’na
19:48
7 dk
SERHAT AYAN'LA BAYRAM ÖZEL
Yapay zekâ ile bayramların kökenine yolculuk
20:00
39 dk
ÖZEL HABER
142 yıldır tamamlanamayan yapı: Sagrada Familia
20:45
7 dk
SESLİ HABER
IQAir Raporu açıklandı: Dünyanın en kirli havası hangi ülkelerde?
20:56
2 dk
ÖZEL HABER
Ekrem İmamoğlu için ‘Siirt modeli’ gündemde
21:00
4 dk
SESLİ HABER
Çin’in 32 milyar dolarlık dev pazarı: Evcil hayvan klonlama
21:10
2 dk
SESLİ HABER
Akciğer kanserini ilerleten yeni etmen bulundu: Şeker
21:21
2 dk
SESLİ HABER
El yazısı dijital dünyanın neresinde?
21:31
1 dk
SESLİ HABER
Trump’ın başlattığı yeni küresel vergi dönemi: Çok uluslu şirketler etkilenecek
21:38
4 dk
SESLİ HABER
Birçok sektörde üretim kapasiteleri boşa çıktı: Rekabet yoğun, pazarlar ise durgun
21:48
3 dk
HABER MASASI BAYRAM ÖZEL
Baharın müjdecisi: Maslenitsa Bayramı
22:00
36 dk
SESLİ HABER
Nazilerin Ukrayna’daki katliamlara ilişkin yeni belgeler ortaya çıktı.
22:40
1 dk
SESLİ HABER
Milli sporcu Şahika Ercümen Baykal Gölü'ne buz altı dalış yaptı
22:44
1 dk
SESLİ HABER
Rusya'da en fazla "Altın Vize"yi Türk vatandaşları aldı
22:49
2 dk
ÖZEL HABER
SGK Uzmanı Melis Elmen: Yeni doğum yapacak annelere destek yolda
22:54
3 dk
ÖZEL HABER
Svalbard Adası ve Spitsbergen Anlaşması
23:00
29 dk
ÖZEL RÖPORTAJ
Beyazıt Karataş: ABD'nin çıkarına ters düşerseniz F-35'ler 'uçan bir çöp' olarak kalabilir
23:32
7 dk
SESLİ HABER
Suç makinesi yine serbest
23:41
2 dk
SESLİ HABER
Rusya'da en fazla "Altın Vize"yi Türk vatandaşları aldı
23:47
2 dk
SESLİ HABER
Dünya F-35’i tartışıyor: ‘ABD istemezse uçamaz’
23:52
5 dk
DünBugün
Geri dön
Adana107.4
Adana107.4
Ankara96.2
Antalya104.8
Bursa101.4
Çanakkale107.2
Diyarbakır89.6
Gaziantep104.3
Hatay106.1
İstanbul97.8
İzmir91.0
Kahramanmaraş92.3
Kayseri105.5
Kocaeli90.2
Konya88.6
Malatya106.0
Manisa101.0
Mardin92.2
Ordu99.6
Sakarya90.2
Samsun107.7
Sivas104.2
Şanlıurfa95.3
Trabzon102.4
Van88.0
 - Sputnik Türkiye, 1920
EKSEN
Ceyda Karan’ın hazırladığı Eksen’de her gün dünyanın farklı bölgelerine dair gelişmeler masaya yatırılıyor.

'Batı, göç meselesi kendisine zarar verince tavır değiştirdi’

Ceyda Karan'la Eksen
Abone ol
Prof. Dr. Hasan Köni'ye göre ABD, Türkiye'ye birtakım jeopolitik "ödevler" verdi. Türkiye'nin Batı savunma sanayisi işbirliği içinde yer almak istediğini vurgulayan Köni, Hamas ile ilgili söylemlerin tezat oluşturduğuna dikkat çekti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD’nin başkenti Washington D.C.’ye giderek mevkidaşı Marco Rubio ile temaslarda bulundu.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile ABD'li mevkidaşı Marco Rubio'nun görüşmesinde taraflar, savunma sanayisindeki işbirliğinin önündeki engellerin kaldırılması yönünde siyasi iradeyi vurguladı.
Dışişleri kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Bakan Fidan ve ABD Dışişleri Bakanı Rubio'nun Washington'daki görüşmesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında yapılan telefon görüşmesinde ele alınan konuların takibi yapıldı. Kaynaklar, her iki tarafın da savunma sanayi alanındaki işbirliğinin önündeki engellerin kaldırılması yönünde siyasi iradesini açıkça ortaya koyduğunu ve iki taraf arasında mevcut sorunların çözümü için teknik görüşmeler yapılacağını aktardı.
Tarafların, Suriye yönetimiyle angajmanın önemini vurguladığını belirten kaynaklar, Suriye'de istikrarın sağlanması ve terörle mücadele konusundaki kararlılığın ifade edildiğini bildirdi. Kaynaklar, Fidan'ın Rubio'ya Gazze'de kalıcı ateşkesin tesis edilmesi gerektiğini aktararak, bu hususun bölgesel barış için önemini vurguladığını kaydetti.
Marco Rubio ise, Türkiye’ye Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası yaşanan protestolarla ilgili endişelerini dile getirdiğini açıkladı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Washington D.C. ziyaretini, Türk-Amerikan ilişkilerini ve Trump yönetiminin Ortadoğu yaklaşımını, Prof. Dr. Hasan Köni ile konuştuk.

‘Türkiye’ye birtakım ödevler verdiler’

Türkiye’nin Avrupa ile özellikle askeri işbirliği ve savunma sanayisi alanında yakınlaşmaya çalıştığını belirten Prof. Dr . Hasan Köni, ABD’nin de benzer bir ortaklık planı önerebileceğini dile getirdi. Köni’ye göre ABD, bölgede sakinlik istediği için Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirebilir fakat Avrupa savunma sanayisinin ürünlerini nereye satacağı sorusunun cevabı hala meçhul:

“Biden döneminde tahmin ediyorum ki Türkiye’ye pek fazla bir iş düşmedi. Karadeniz’deki Montrö Sözleşmesi gereği yapılanlar oldu. Ukrayna’ya destek verildi. Rusya’yla yakın ilişkiler kuruldu. Fakat o esnada ABD başka şeylerle meşguldü. Savaşı kazanacağını ve NATO’yu genişletmeyi düşünüyordu. Kendi çıkarını korumak için Türkiye’ye bir direnç gösterdi kısa bir süre. Fakat bu durum ABD’nin ve AB’nin ekonomisini aşağı çekti. Zaten gerilemekteydiler. Çin’in öne çıktığını, tedarik kanallarının değiştiğini görüyorduk. Türkiye’de iç ekonomi tartışılırken bu dış ekonomi pek tartışılmıyordu. Trump döneminde, Amerika’yı yeniden kurtarma söylemi öne çıktı. Bir nevi Gorbaçov’a benziyor. Yani yeniden yapılanma yapıyor Amerikan sistematiğinde. Bu durumda Türkiye’ye ihtiyacı var. İlk başlarda konuşmadı ama Suriye’de uygulanan politika, Amerikan politikasıydı. ABD, İsrail, Katar vardı. Orada bir çözüm yolu lazım. Trump ilk başta ‘Türkiye bu işi iyi götürüyor’ şeklinde birtakım konuşmalar yaptı. Derin bir ilişki olmadı, başka konularla meşguldü. Sonra yavaş yavaş Türkiye’ye birtakım ödevler gelmeye başladı Şu anda birtakım ödevler gelmiş bulunuyor. Türkiye’nin çok hoşuna gidecek bir şey: Askeri teknolojide birlikte üretim. CATSAA yaptırımlarının kaldırılması mümkün olabilir. Birlikte üretim konuşuluyor.

Türkiye son dönemde akraba ilişkileri içerisinde İHA/SİHA’da büyük bir atılım ve yatırım yaptı. İtalya ile de anlaştı. Askeri teknolojilerde ileri gitmek isteniyor. Pazar bulunabilir mi bilmiyorum. Türkiye aynı zamanda Avrupa ile de bu konuda yakınlaşmak istiyor. 1 trilyon Euro ayırıp AB güvenliğini tekrar kurmak istiyorlar. Türkiye, ABD’nin yanındaki güvenlik yapısı içinde mi yer alacak yoksa Avrupa içindeki birtakım güvenlik yapısı içinde mi yer alacak? Avrupa, bu müthiş güvenliğini kime karşı gerçekleştirecek? ABD, Rusya ve Çin arasında işbirliği sistematiği oluşursa silahlarını kime satacaklar? O da meçhul. Spekülatif bir durum ortaya çıkıyor. Gazze konusunda bir ödev var. Türkiye’nin Afrika’da etkin olduğunu söylüyorlar. Kıymetli maden araması ortak yapılabilir diyorlar. Rusya-Ukrayna arasındaki konularda Türkiye çözümleri destekliyor. Ama İngiltere nedeniyle, yani Boris Johnson’ın ziyareti sebebiyle bunlar yerine getirilemedi. Nihayet Azerbaycan ile Ermenistan ilişkileri çok önemli. Barış noktasına gelindi. ABD bunu da destekliyordur herhalde.

Azerbaycan’ın Türkiye’den sonra en yakın dostu İsrail. İran’ı sıkıştırdığı ikinci nokta İsrail. İsrail’in Negev Forumu var. BAE, Suudi Arabistan, Mısır vs. var. Bir de bir Türkü Negev Forumu’na koymayı konuşuyorlar. Türkiye, Ermenistan ile ilişkilerini geliştirirse, Rusya’yı sıkıştırmış olacaklar bu bölgelerdei. İran’ı da sıkıştırmış olacaklar esasında. Barış olduğunda da yani Rusya-Ukrayna barışı gelişirse, Ortadoğu ile ilişkileri kesilmiş olacak. Bu, İsrail’i rahatlatıyor. Fakat diğer konuyu pek çözemedim. Avrupa güvenlik sistemi içinde yer alıp, orada askeri üretim yapıp, o malları kime satacağız? Halbuki şimdiye kadar ABD üretimi içindeki malları satın alarak olayı götürüyorduk. Bu kadar çok askeri malzeme alacak mıyız? Biz de üreteceğiz. Orasına herhalde hükümet karar verecektir. Yoksa bütün paraları alıp üretim yapmayacak mıyız? Onu da bilemiyorum.”

‘Bu maddelerden, açıklamalardan hepimiz aynı şeyleri mi anlıyoruz?’

Suriye’de Şam ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında yapılan anlaşma maddelerini değerlendiren Prof. Dr. Hasan Köni, Türkiye’nin ve SDG’nin maddelerden anladığı şeylerin ve beklentilerinin farklı olduğunu vurguladı:

“İsrail, Suriye’nin güneyini kontrol ediyor. Hatta birtakım tehditlerde de bulunuyor Ahmet eş-Şera’ya. ‘Şam’a çok yakınız, ona göre davran’ diyorlar. Oradaki tüm etnik grupların varlığından İsrail memnun çünkü etnik gruplar birbiriyle çekiştikçe, İsrail’e dokunma ihtimalleri azalır. Türkiye bu olayları çözmeye çalışırken beklentileri Trump’ın Ortadoğu’dan çekilmesiydi. ‘O halde biz açılımı yapalım, anayasayı da değiştirelim. Siyasi partilerin amaçları gerçekleşsin. Ortadoğu daha sakin hale gelebilir’ diye düşünmüş olabilirler. Fakat İsrail ortama güvenmiyor. Yani bir terör grubunun 30 sene terörizm yapıp 6 ayda demokrasi duygularına girerek, tüm çevreyi içine alacağını, etnik gruplarla birlikte bir yapı oluşturacağına inanamıyor. Bu konularda çalışan insanlar olarak biz de inanamıyoruz. Bir anda demokrat olup ruhlarının değişmesi zor. Şeklen oluyor, kravat takıyorlar ama ruhlarındaki değişimin kolay olmadığını düşünüyoruz. Yukarıdaki YPG/PKK veya şimdiki SDG varlığının devamı var. Çekileceğiz diyorlar ama ani bir şekilde ABD vasıtasıyla Ahmet eş-Şera ile Mazlum Abdi bir anlaşma yaptı.

Anlaşmanın onlar tarafından maddelerinin anlaşılması başka, bizim tarafımızdan anlaşılması başka. Çünkü bir kanun metni çıktığında, o kanun metninin altında izahı da yazılır. Ondan sonra savcılık ve polis onu uygular. Bu anlaşma metninde ise mesela 5. Maddede diyor ki, ‘Yerlerinden edilenler, göç ettikleri yerlere geri dönecek’ diyor. Suriye’deki Araplar mı geri dönecek, yoksa yerinden edilmiş Kürtler mi Türkiye’nin askerlerinin bulunduğu yerlere geri dönecek? Türkiye benim dediğim gibi anlıyor olayı. Bütün etnik ve dini grupların kapsanması gerektiğini söylüyor. Ahmet eş-Şera’nın ordusu da tam bir ordu değil. Hafif silahlar ve pikapları var. Tankları topları yok. Türkiye buraya yerleşip geliştirirse değişebilir durum. Tabii bir de rahatsızlığın sebebi, Türkiye’nin Hamas retoriği. Bu da İsrail’i rahatsız ediyor. Belki iç politika açısından bunu yapmak zorunda ama ABD’ye bu kadar yaklaşıp, Hamas’ı destekleyip, İsrail’i karşısına alıp ‘Batı’nın yanındayız’ demek zor gibi geliyor bana. Belki de bir anayasa değişikliği yapılınca, bu retorikten farklı bir boyuta doğru yönelebilir hükümet.

Mesela Gazze’de kalıcı ateşkes konuşuluyor. Biz Filistin yapısı oluşturulacağını düşünüyoruz. ABD ve İsrail, orayı boşaltmayı düşünüyor. Araplar 50-60 bin kişi ölse de Hamas pek aldırmıyor. İsrail de ‘Bu kadar savaştık, onu kurdurmayız’ diyor. Yani bu işler nasıl olacak? Basına verilen demeçlerden hepimiz aynı şeyi mi anlıyoruz, farklı mı anlıyoruz? Ukrayna’da ateşkesi Türkiye de istiyor. Karadeniz’in barış gölü olmasını da istiyor. 1991’den başlamak üzere Rusya, Gürcistan, Ermenistan vs. birçok anlaşma yapıldı. Terörizmi önleme dahil. Biden döneminde ise ‘Buraya gelip Karadeniz’de bulunacağım’ diye tepinen bir Amerika vardı. NATO üyeleri var zaten. Türkiye NATO üyesi, Bulgaristan ve Romanya da öyle. Daha gelip ne yapacaksın, amuda mı kalkacaksın? Gürcistan’ı da NATO’ya almak istediler. Bunlar hep ABD kamuoyuna yönelik iç politika. Kennedy de bunu yaptı. Kennedy, ‘Rusların nükleer silahları bizden fazla. Tehdit altındayız. Nükleer silahlarımızı ve uzay çalışmalarımızı geliştireceğiz değilse mahvoluruz’ dedi. Amerikalılar da gidip Kennedy’ye oy verdi. Sonra anlaşıldı ki Amerika’nın üç misli nükleer silahı varmış. Siyaset bunlar hep.”

‘Trump yönetimi, Türkiye’nin beklentilerini pek fazla karşılayamaz’

Donald Trump’ın Türkiye’nin beklentilerini karşılayamayacağına işaret eden Prof. Dr. Köni, özellikle Trump yönetiminde çok sayıda Amerikan Yahudisi bulunmasına dikkat çekti. Köni’ye göre bu durum, ABD ve Türkiye arasında Ortadoğu stratejilerinde farklılık yaratıyor:
“Trump’ın Türkiye’nin beklentilerini karşılamasının çok olanağı yok. Trump’ın yöneticilerine bakıyoruz. 40’a yakın üst dönem yöneticinin yaklaşık 30’u Musevi asıllı. Yani Amerikan Yahudisi. O yüzden Ortadoğu’da Türkiye’nin yapmak istedikleri başka, ABD’nin yapmak istedikleri başka. İki türlü politikası var. Ortadoğu’da çatışma boyutu içinde İsrail’in yanında ama uluslararası alanda iş idaresi anlayışı götürüyor. Diğer yerlerde barış istiyor. Barış istemediği yer Ortadoğu. Yani herkes sakinleşene kadar. Yanına diğer ülkeleri alıyor, Azerbaycan gibi Türk asıllı ülkeleri alıyor. Türkiye ve Azerbaycan üzerinden analiz çıkartıyorlar. İran’da çatışma çıkabilir. Bölgede direniş yapan tek İran kaldı. Vekalet güçleri elimine edildi. Husileri vuruyor ama Kızıldeniz’deki dünya ticaretinin yüzde 40’ı Avrupa tarafında diyor. ABD’inki yüzde 3. Trump, attığı bombaların parasını Avrupa ödesin istiyor. Malatyalı tüccar Mehmet’in at pazarlığı konuşmalarına benziyor. ‘Ben seni kurtardım, parasını ödeyeceksin’ diyor. Diğer yandan biz, NATO’nun dağılacağına inanmıyoruz. Amerika’yı yaşatan silah satışları. Pentagon, ABD’nin önemli bir ekonomik boyutunun NATO dağılırsa ortadan kalkacağını söylüyor. ABD Savunma Bakanı da daha öldürücü, daha güçlü bir NATO kurmaktan söz ediyor ama mutlaka Ukrayna barışı olmalı diye de vurguluyor. Çin’le uğraşmak istiyorlar. Avrupa’nın da acayip bir direnişi var. Onlar da ‘Rusya çok tehlikeli’ diyerek iktidarda kalmaya çalışıyor. Bu savaştan Avrupa halkı memnun değil. Askeri harcamalar batık giderdir; o sosyal yaşamı yaşayamazlar. Almanya’nın silahlara bu kadar yatırım yapması, orduyu tekrar oluşturması, Hitler döneminde ordunun olup halkın aç olmasına benzer. Bu durumda seçimi kim kazanacak? Seçimi kazanan adam da 10 trilyonluk Blackrock şirketinin Almanya’daki CEO’su. Bu durumda analiz yapmaya çalışıyoruz. Bu partiler iktidarda kalmak istiyor. Sağ gruplar barış, sosyal demokratlar barış istiyor.”

‘Batı, göç meselesi kendisine zarar verince tavır değiştirdi’

Prof. Dr. Hasan Köni’ye göre Batı, göç meselesi kendisine zarar verdikten sonra durumu tersine çevirmeye karar verdi:
“Trump’ın izlediği ekonomik politikalar, kendi içinde de sorun yaratmaya başlayacak. Göçmen akımları oluyor 1997’den beri. CIA raporlarında, iklim değişikliği ve ABD’nin yaptığı rejim değişiklikleri sebebiyle dünya çapında 700 milyon kişinin göç edeceği yazıyordu. Baktılar ki bu olay tersine dönüyor, yani nasıl İslamcılığı SSCB’ye karşı canlandırdılar, sonra kendilerine girince mücadele ettiler; o şekilde şimdi göçü tersine çevirme derdindeler. İnsan haklarını yok ederek işin içine giriyorlar. Ters durumlar ortaya çıkacak. Bu yeni yapılanma ile orta boylu ülkeler daha fakir hale gelecek. Bu da yeni bir çatışma boyutunu ortaya çıkarabilir. Silah üretiyorlar peki kime satacaklar? Avrupa, ürettiği silahları kime satacak? Öyle bir durum var.”
Haber akışı
0
Tartışmaya katılmak için
giriş yapın ya da kayıt olun
loader
Sohbetler
Заголовок открываемого материала