7 Haziran seçimleri öncesi Türkiye ekonomisinin önünde bir politik risk unsuru var mı? Seçimler ülke ekonomisini nasıl etkileyecek? Bu soruların yanıtını ‘Barbaros Devecioğlu’yla 3 Soru 2 Bakış’a konuk olan Stratejik Düşünce Enstitüsü Ekonomi Koordinatörü Levent Yılmaz ve ekonomist-yazar Mustafa Sönmez verdi.
‘SEÇİM DÖNEMLERİNDE YAPILAN KRİZ TELLALLIĞINA ALIŞIĞIZ’
Yılmaz, “7 Haziran yaklaştıkça haliyle partilerin seçime yönelik söylemleri alevleniyor” diyerek şöyle konuştu:
“Özellikle muhalefet kanadında ekonomideki sorunlara yönelik eleştiriler var. Bazı siyasi risklerin gündeme geleceği iddia ediliyor. Aslında buna ekonomi güvenliği de diyebiliriz. Geçen yıl yayınladığımız bir raporda sadece ekonomik faktörlerin değil, ekonomi dışındaki faktörlerin ekonomiye etkilerini de analiz etmiştik. Bu doğrultuda Türkiye’de ekonomi güvenliği açısından siyasi bir risk olduğunu düşünmüyorum. Çünkü ekonomik istikrar esasen siyasi istikrarın bir devamı. Siyasi istikrar da ekonomik istikrarla sağlanan bir istikrar türü. Dolayısıyla bu döngü devam ettiği sürece bir siyasi istikrarsızlık olacağını. İç dinamikler açısından siyasi bir kriz görünmüyor. Türkiye ne zaman seçime gitse, bu siyasi istikrardan ve siyasi istikrara bağlı ekonomik istikrardan rahatsız olabileceğini düşündüğümüz çevreler bunu dillendiriyorlar. Seçim dönemlerinde kriz tellallığı yapmak alışık olduğumuz bir konu. Önümüzdeki dönemde ekonomik bir sıkıntı yaşanacak gibi görünmüyor.”
‘BAŞKANLIK SİSTEMİNİN ÖNÜNDE ENGEL YOK’
Halkların Demokratik Partisi seçimde yüzde 10 barajını geçerse AK Parti’nin başkanlık sistemi hedefi kesintiye uğrayacak. Peki bu durumda ekonomi nasıl etkilenecek? Anketlerde HDP’nin barajı aşamayacağına dair bir görüntü olduğunu söyleyen Yılmaz, AK Parti’nin 400 vekil çıkarmasa bile 335 vekille referanduma gidebileceğine dikkat çekti:
“Başkanlık sistemi için referanduma bile gerek kalmayacak. Halk bu konuda ciddi destek veriyor. Başkanlık sistemine giderken ülkenin önünde çok ciddi bir sıkıntı olmayacağını düşünüyorum. Dolayısıyla seçimlerde siyasi risk olmayacak. Aksine sistemin detayları ortaya çıktıkça halktaki karşılığı daha da artacak.”
‘EKONOMİK VE JEOPOLİTİK RİSKLER DE DİKKATE ALINMALI’
Ekonomide, politik riskin eskiden beri olduğunu belirten Mustafa Sönmez ise şu yorumu yaptı:
“AKP ve Gülen Cemaati arasındaki çatışma ve bunun yansımaları dış aktörler tarafından bir risk olarak değerlendirildi. Ortadoğu’daki gelişmeler ise Türkiye coğrafyası açısından jeopolitik risk ortaya çıkardı. Bunlar özellikle dış yatırımcıların yakından takip ettiği ve kararlarında etkili olan unsurlar. Seçim yaklaşırken ortama ‘bekle-gör’ atmosferi hakim. Ekonomik iklim pek parlak değil. Hem dışarıdaki hem de içerideki aktörler tarafından politikada ne olacağı bekleniyor. Ona göre belli kararlar alınacak. Dikkate alınacak unsurlardan bir olsa da politik risk tek belirleyici faktör değil. Ekonomik riskler ve jeopolitik riskler de dikkate alınmalı.”
Başkanlık sistemine AK Parti içinden bile eleştirilerin geldiğini savunan Sönmez’e göre, HDP, hükümetin bu hedefini kesintiye uğratsa bile çıkacak sonuç herhangi bir risk teşkil etmiyor.