Muhalefet partilerinin başkanlık sistemine destek vermediği dikkate alındığında 7 Haziran seçimlerinin aynı zamanda 'yönetim modeli' açısından bir referandum havasında geçmesi de bekleniyor.
YENİ ANAYASA İLE YENİ YÖNETİM MODELİ
Başkanlık sistemi, seçim beyannamesini 'Yönetim Modeli ve Başkanlık Sistemi' başlığı altında anlatıldı. Beyannamede, "Yeni anayasa ile Türkiye'nin katılımcılığı ve çoğulculuğu esas alan ve etkili işleyen bir hükümet modeline kavuşmasını elzem görüyoruz. Yeni Anayasa çalışmaları, Türkiye'nin 2023 ve sonrasına yönelik kalkınma hedeflerine ulaşmasını kolaylaştıracak etkin ve sağlıklı bir yönetim modeli arayışını da içerecektir" denildi.
MEVCUT SİSTEM KRİZ ÜRETİYOR
KONTROL MEKANİZMALARININ ÖNGÖRÜLDÜĞÜ SİSTEM
"Yeni Türkiye vizyonumuzun ihtiyaç duyduğu etkin ve dinamik yönetim dolayısıyla, başkanlık sisteminin daha uygun bir yönetim modeli olduğuna inanıyoruz" denilen beyannamede, sistemin genel çerçevesi de şöyle ifade edildi:
"Milletimizin teveccühüyle hazırlayacağımız özgürlükçü ve insan odaklı yeni Anayasa ile seçimlerin istikrar üretebildiği, yasama ve yürütmenin müstakil olarak etkin olduğu, demokratik denge ve kontrol mekanizmalarının öngörüldüğü, toplumsal farklılıkların siyasal temsilinin sağlandığı, ademi merkeziyetçi bir idare sisteminin güçlendirildiği, karar alma süreçlerinin hızlandığı, her türlü vesayetin engellendiği yeni bir siyasal sisteme geçebiliriz. Bu çerçevede öngördüğümüz başkanlık sistemi, Türkiye'nin AK Parti iktidarında geçirdiği demokratik dönüşümü nihai sonucuna erdirerek, 2023 ve sonrasına yönelik kalkınma hedeflerine ulaşmasını kolaylaştıracak bir çerçeveye sahip olacaktır. Bu unsurlarıyla başkanlık sisteminin, Türkiye'nin siyasal tecrübesine ve gelecek vizyonuna daha uygun olduğuna inanıyoruz."
ANAYASAL DENETİM VE KATKI ÇAĞRISI
100 maddelik Yeni Türkiye Sözleşmesi'nin ise 57-58-59 ve 60.maddelerinde Başkanlık Sistemine değinildi. Başbakanı Davutoğlu tarafından açıklanan bu bölümde de sistemin anayasal denetime açık olduğu vurgulanırken, tüm kesimleri bu çalışmaya katkı verme çağrısı yapıldı. AK Parti'nin sözleşmesinde ise başkanlık sistemi şöyle yer aldı:
"- 2007 yılında yapılan anayasa reformunun ilk uygulaması olarak 2014 yılında Cumhurbaşkanı'nın doğrudan halk tarafından seçilmesi ile birlikte idari yapının Başkanlık sistemi yönünde yeniden yapılandırılmasını, yetki kargaşasının giderilmesi ve hesap verilebilirliğin gerçek anlamda tesisi için gerekli görmekteyiz.
— Başkanlık sistemini, zikrettiğimiz özgürlükçü Anayasal çerçevede, yasama ve yürütmenin müstakil olarak etkin olduğu, demokratik denge ve kontrol mekanizmalarının öngörüldüğü, toplumsal farklılıkların siyasal temsilinin sağlandığı bir yönetim modeli olarak tasavvur ediyoruz.
— Bütün siyasi tarafları ve sivil toplum kesimlerini etkin yönetim ve hesap verilebilirlik ilkeleri çerçevesinde bu yeniden yapılandırma sürecine katkıda bulunmaya davet ediyoruz.
— Her ne surette olursa olsun yürütme erki de yasama ve yargı erki gibi anayasal denetime açık olacaktır."