Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Avrupa’nın güvenliğini onlarca yıldır belirleyen ABD merkezli düzenin artık sürdürülemez hale geldiğini söyledi. “Pax Americana” döneminin büyük ölçüde sona erdiğini vurgulayan Merz, ABD’nin önceliğinin giderek kendi çıkarları olduğunu belirtti. Avrupa’nın transatlantik ilişkilerde köklü bir kırılmaya hazırlıklı olması gerektiğini ifade eden Merz, Berlin’in NATO’yu ayakta tutmayı hedeflediğini ancak bunun ABD’ye koşulsuz güven anlamına gelmediğinin altını çizdi.
ABD’de Trump’la sembolleşen bu yönelimin geçici olmadığını savunan Merz; Avrupa’nın bundan böyle kendi çıkarlarına ve güvenliğine odaklanmak zorunda olduğunu söyledi. Peki Merz’in açıklaması ne anlama geliyor? “Pax Americana” dönemi sona erdi mi? Avrupa, ABD olmadan Avrupa olarak kalabilir mi? AB Uzmanı Can Baydarol, Sputnik’e anlattı.
‘Dönemi sona erdirme niyetinde olan kişi ABD Başkanı Trump’
AB Uzmanı Can Baydarol, Pax Americana dönemini sona erdirme niyetinde olan kişinin ABD Başkanı Trump olduğunu söyledi:
“Bu dönemi sona erdirme niyetinde olan aslında doğrudan doğruya Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trump. Yani hem yaptığı açıklamalarla açık bir şekilde biz artık NATO'yu finanse etmek istemiyoruz, Avrupa Birliği kendi başına çaresine baksın mahiyetinde algılara yol açtı. Dolayısıyla Merz de bu duruma tepki olarak artık Pax Americana bitti, biz kendi işimize kendimiz bakmamız gereken bir süreci başlatmamız gerekiyor şeklinde net bir açıklama yaptı. Aslında Merz'in açıklamalarında arka planına bakarsak zaten önümüzdeki 5 yıl için özellikle olası bir savaşa hazırlanmak üzere 800 Milyar Euro'luk bir bütçe ayırmışlardı. Bir de buna ek olarak 150 Milyar Euro da Avrupa Birliği dışındaki ülkelerin de katılabilmesi için Avrupa'da olan SAFE programını açıkladılar. O da 150 Milyar Euro seviyesindeydi. Ama bu önümüzdeki 5 yılı kapsayan bir projeydi Avrupa Birliği açısından. Şimdi Trump'ın yaptığı açıklamalar 5 yıl değil bu sürecin derhal başlaması, derhal de demeyelim 1 yıl sonra 2027 yılında başlamasını öngörüyor. Burada bir pazarlık var mı yok mu onu önümüzdeki yıl takip ederek daha iyi anlayacağız. Yani belki kademeli bir geçiş dönemine yaymak gibi bir durum olabilir. Ama ABD, Avrupa Birliği ülkeleriyle yaptığı bütün girişimlerde Avrupa'yı aşağılamaktan geri kalmıyor ve aynı zamanda da Avrupa Birliği'nin sonunu getirmek isteyen aşırı sağ hükümetlerle de gayet yakın temaslar kuruyor. Dolayısıyla evet Avrupa Birliği için bir anlamda güvenlik harcamalarını Amerika'ya yıkıp kendilerini refah ve refah toplumu hale getirmek anlamına gelen Pax America bitti.”
‘Avrupa Birliği oldukça kan kaybetti’
AB Uzmanı Can Baydarol, Avrupa Birliği’nin geleceğinin endişeli bir tartışma konusu olduğunun altını çizerken AB’nin oldukça kan kaybettiğini aktardı:
“AB şu anda oldukça kan kaybetti. Olayı sadece askeri düşünmemek lazım. Özellikle de ekonomik boyutuyla da konuya bakmak gerekiyor. Yani Rusya-Ukrayna krizinin ardından Avrupa Birliği başta Almanya olmak üzere çok ciddi zararlarla karşı karşıya geldiler. Neden? Bir tarafta Ukrayna'ya yapılan yardımlar, öteki taraftan da ucuz Rus enerjisine karşı pahalı Amerikan enerjisini, kullanmanın yarattığı sorunları hep beraber yaşadılar. Bir de tabi ki uzak doğuda artan Çin rekabeti de daha da kötü hale getiriyor Avrupa'yı. Bu koşullar altında AB kalır mı? Kalabilir, kalır ama giderek güç kaybeden bir Avrupa Birliği olarak karşımıza çıkar. Tabii yani bu koşullar altında güvenlik meselesi acaba Avrupa Birliği'ne yeni bir şekil verir mi? Onu da hep beraber göreceğiz önümüzdeki yıllar içinde ama şu anda Avrupa'nın geleceği hakikaten endişeli bir tartışma konusu.”
‘Amerika’nın fazla rol almadığı bir NATO ayakta kalır mı, bu da bir tartışma konusu’
Baydarol, son olarak bundan sonraki süreçte Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nin ilişkisinin çok iyi olmayacağını belirtti:
“Amerika ile Avrupa Birliği'nin bundan sonraki ilişkilerinin çok iyi olmayacağı çok net. Zaten artık Batı İttifakı diye bahsettiğimiz zaman bir tarafta ABD ve diğer Amerikan ülkeleri Kanada başta olmak üzere ve öteki taraftada Avrupa Birliği ülkelerini çoğunlukla kapsayan sistemden bahsediyorduk. Şimdi bu sistem kırılıyor. Bu sistem kırıldığında da Avrupa’da giderek ‘Amerika kuşkuculuğu’ ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla bunu bir kenara yazmak lazım. Peki Amerika’nın çok da fazla rol almadığı bir NATO ayakta kalır mı? Bu da başka bir soru işareti aslında. NATO’nun yerini tekrar bir Avrupa Savunma Topluluğu gibi bir şey oluşur mu? Veya ismi NATO olur da aslında Avrupa Savunma Mimarisini mi temsil eder? Bu da başka bir soru.”