Kimse ‘şarjım bitti yolda kaldım’ demiyor; tıpkı telefon gibi. Rota planlayıp, istasyonda 30-45 dakikalık bir molayla yüzde 80 doluluk mümkün. Türkiye genelinde on binlerce AC/DC nokta var; planlı gittiğinizde sorun yaşamazsınız.
10 metrelik ucuz uzatma kablolarıyla, denetimsiz prizlerden şarj büyük hata. Yetkin bir elektrikçi, doğru kesitte kablo ve sigorta ile kurulum yapmalı; gerekiyorsa trafodan bağımsız hat çekilmeli. Araçla şarj ünitesi birbirine akım yönetimi yapıyor; yanlış kurulum yangın riski doğurur.
Birçok model 100 km’de ortalama 17,5 kWh tüketiyor; ev elektriğiyle yaklaşık 60 TL. Aynı mesafe içten yanmalıda ekonomik kullanımda dahi 6 litre yakıtla 320 TL’lere geliyor.
Bakımda da tablo net: Yağ yok, filtre minimal; balata ve lastik ömürleri rejeneratif frenleme sayesinde 80-100 bin km’ye uzuyor. Çoğu kullanıcı yılda bir polen filtresiyle çıkıyor.
2012’de Bursa’da geliştirilen yerli bir elektrikli projenin rafa kalkması kaçırılmış fırsat. Bugünkü manzarada ise yerli üretimin ve rekabetin pazarı büyüttü. Elektrikli otomobil kullanıcıyı planlı yaşamaya teşvik ediyor; doğru altyapı ve doğru kurulumla hem toplam sahip olma maliyeti çok düşük hem de sürüş deneyimi çok konforlu. Türkiye bu dalgayı yakaladı; ikinci ve üçüncü modellerle pazar daha da olgunlaşacak.