"BRICS' e üye olmak istediğimizi zaten Sayın Cumhurbaşkanı'mız çeşitli defalarda ifade etti. Bu konudaki talebimiz açıktır, bu süreç işlemektedir. Ama bununla ilgili somut bir gelişme yoktur. BRICS' e üyelikle ilgili somut bir gelişme olursa biz onu sizle paylaşırız. Ama Türkiye'nin BRICS dahil bütün bu önemli platformlarda yer almak istediğini Sayın Cumhurbaşkanı'mız net bir şekilde ifade etmiştir."
Rusya: Türkiye'nin bu ilgisini çok uzun süredir vardı
Erdoğan BRICS zirvesine gidecek
Çin'den de destek açıklaması geldi
AB'den 'üyelik sopalı' rest
'Türkiye'nin Avrasya cephesinde yer alması dünyadaki dengeleri de ciddi bir şekilde değiştirecek'
"Birincisi dünya dengeleri açısından çok kutuplu bir dünya kurulurken Türkiye'nin Avrasya cephesinde yer alması dünyadaki dengeleri de ciddi bir şekilde değiştirecektir. Hatırlarsanız Clinton Türkiye için 'kilit ülke' tanımını yapmıştı. 'Kilit ülke' aslında bir taraftan Avrasya'nın kapılarını ABD'ye ve Amerikan stratejisine açarken diğer taraftan da ABD'ye kapatabilir. Bu bakımdan Türkiye'nin BRICS, Şanghay İşbirliği Örgütü gibi çok kutuplu dünyanın birlikteliklerinde yer alması da Avrasya lehine dengeleri değiştirecek ve Amerikan stratejisine de dünya çapında çok büyük bir darbe indirmiş olacaktır. Çünkü Türkiye hem ekonomisiyle, hem güçlü ordusuyla hem de nüfusuyla ve etkisiyle, bölgedeki etkisiyle sıradan bir ülkenin birlikte katılmasından çok daha fazla bir anlam ifade etmektedir. İkincisi, tabii Türkiye açısından BRICS’e katılımının önemi vardır."
'Türkiye'nin BRICS’e girmesi, ekonomik krizi aşması ve ABD karşısında çok daha dik durabilmesi için büyük önem taşıyor'
'Batı ciddi bir ekonomik bunalım içerisinde'
“Dünya ekonomisinin merkezinin Atlantik'ten Pasifik'e kaydığını, yani Atlantik'ten Avrasya coğrafyasına kaydığını batılı finansçılar, ekonomistler, iktisatçılar dahi kabul etmektedir. Batı ciddi bir ekonomik bunalım içerisindedir. Bu bizim, benim veya dünyada Avrasya stratejisini benimseyen insanların tespiti değildir. Bugün Batı gazetelerini okuduğumuzda New York Times'tan, The Telegraph'tan The Times'a hatta Economist'e kadar Atlantik merkezinin 'amiral gemisi' olarak nitelendirebileceğimiz yayın organlarını okuduğumuzda, her gün istisnasız ABD'nin içine düştüğü borç batağı ve Avrupa'nın yaşadığı üretim krizi bu gazetelerin sayfalarında yer alıyor ve gerçekten çok ciddi, umutsuz bir tablo da çiziliyor."
'Türkiye'nin geleceği yükselen ekonominin yaşandığı 'BRICS coğrafyasında'
"Ne Avrupa'nın, ne ABD'nin bu bunalımdan çıkacak bir stratejisi olmadığı ifade ediliyor" notunu da konuşmasına düşen Perinçek, "Şimdi böyle bir ortamda ise Doğu'da, Avrasya coğrafyasında, BRICS ülkelerinde ise çok ciddi bir ekonomik kalkınma ve bir üretim patlaması söz konusu. Rusya yaptırımlardan olumsuz etkilenmemiş, tam tersine kendi milli üretimini arttıracak bir role girmiştir. Çin'in dünya ekonomisindeki rolünü zaten konuşmaya gerek yok, biliyoruz. Hindistan'ı, Brezilya'sı, BRICS’in diğer ülkelerine baktığımızda, yeni katılan ülkelere baktığımızda Körfez ülkelerinden tutalım, Mısır'a, İran'a, Etiyopya'ya kadar ve şu anda girmek isteyen başka ülkelerde değerlendirildiğinde dünya ekonomisinin büyüyen güçleri ve enerji kaynaklarının toplandığı ülkeler BRICS içerisinde yer alıyor. Yani BRICS diğer taraftan çökmekte olan, Küreselci liberal sistemin karşısındaki o dayanışmacı, kamucu, anti liberal ekonomi modelinin de bir örneği olarak alternatifi olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik koşullar, Türkiye'nin ekonomisini Atlantik tarafından tehdit edilmesi, yıkılmak istenmesi göz önünde bulundurulduğunda Türkiye'nin tabii ki birlikte katılımı dünyanın gidişatıyla uyumlu olmaktadır ve herkes de bugün yüzünü BRICS ülkelerine dönmektedir. Hatta ABD'nin eski müttefikleri olan Körfez ülkeleri dahi BRICS ülkeleri ile Suudi Arabistan olsun, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar'ı vesairesi de birlikte ülkeleri ile çok yakın ekonomik işbirliği içerisinde girmektedir. Türkiye'nin de geleceği tabii ki yükselen ekonominin yaşandığı bu coğrafyada”
'Ülkeler dolar hegemonyasına karşı kendi milli ekonomilerini koruyacak önemli adımlar atabilirler'
'BRICS çok kutuplu dünyanın kurulmasının ekonomik örgütlenmesidir'
“Bir taraftan NATO askeri bir yapılanmadır ama NATO'nun da kendine özgün bir ekonomik yapılanması da vardır. Üye ülkelere dayattığı siyasal sistemler de vardır. NATO tek kutuplu dünyanın silahlı gücüdür. Tek kutuplu dünyayı korumanın silahlı gücüdür. BRICS ise tam onun karşısında yer alan çok kutuplu dünyanın kurulmasının ekonomik örgütlenmesidir. Bunları ekonomik örgütlenmeyle silahlı örgütlenmeyi birbirinden tamamen farklı olarak görmek, ele almak tabii ki mümkün değildir. Çünkü sonuç olarak tek kutuplu dünyayı savunanlarla çok kutupluluk arasında bir savaş vardır, bir çarpışma vardır. Bunun farklı cepheleri vardır, ekonomi cephesi vardır, siyasal cephesi vardır, askeri cephesi vardır, kültürel cephesi vardır, toplumsal cepheleri vardır. Burada da ikisinin de tam zıt örgütlenmeler olduğunu, tam zıt. Dünya projelerinin örgütlenmeleri olduğunu söyleyebiliriz. Ama bir tanesi askeri alanda işlev yürütürken bir tanesi ekonomi alanında işlev yürütmektedir. Ama bunların birbirlerinden bağımsız olduklarını söyleyemeyiz. Tabii ki ikisi de karşı konumlandırılması gayet mantıklıdır."
Türkiye’nin olası BRICS üyeliğinin olması bir başka Avrupa ülkesinin de katılma ihtimalini doğurur mu?
“Avrupa'nın birlikte katılım süreci Türkiye'nin katılımından bağımsız bir süreç. Tabii Türkiye'nin Türkiye gibi bir ülkenin oraya girmesi dünya dengelerini değiştireceğinden dolayı Avrupa ülkelerinde daha sonra BRICS’e katılması açısından bir tetikleyici, bir rol oynayabilir. Ancak Avrupa'nın kendi farklı dinamikleri de var. Aslında birlikte katılmasını gerektiren Avrupa ülkeleri ne yazık ki Rusya'nın özel askeri harekatından sonra tekrardan Amerika'nın arkasında Amerika stratejisinin arkasında sıralandılar. Fakat buna ciddi tepkiler söz konusu. Avrupa içinde ciddi muhalefet var. Bunun yarattığı ekonomik kriz ciddi sorunlar doğuruyor. Avrupa Parlamentosu seçimleri, son Almanya'daki iki eyaletteki seçimlerinde gösterdiği üzere, işte Fransa'daki gelişmelerin gösterdiği üzere ciddi tepkiler var.
Bu Avrupa'nın ABD planlarının peşinden sürüklenmesine ve bunlar güç kazanmaktadır. Bunların ileriki dönemde iktidar olma durumları söz konusu olabilecektir ve ABD planlarının peşinden sürüklenmek ciddi pahalıya mal olmuştur Avrupa ülkelerine. İşte bu Avrupa ülkeleri önümüzdeki süreçte kendi çıkarları yani Amerika için Avrupa değil, Avrupa için Avrupa mantığıyla hareket ettiklerinde, tabii ki Avrasya coğrafyasındaki o yükselişi görmemeleri ve buna katılma taleplerinin artması, görmemeleri mümkün olmayacaktır. Buraya katılma taleplerinin artması kaçınılmazdır. Ama tabii işte Avrupa Birliği'ne doğrudan göbekten bağlı olmayan ya da ABD merkezlerine göbekten bağlı olmayan Sırbistan, Macaristan falan gibi ülkelerden de bu katılımlar başlayabilir. Ama önümüzdeki dönemde söylediğimiz gibi, dünya ekonomisinin merkezinin Atlantik'ten Avrasya'ya kaymış olması, tabii ki Batı'daki güçleri de peşinden mutlaka sürükleyecektir.”
BRICS'e katılmak Türkiye ekonomisini nasıl etkiler?
"Çin esasta bir ekonomi açısından çok ciddi belirleyicidir. Söylediğimiz gibi dünya ekonomisinin merkezi kayıyor. Yani dünya ekonomisinin Atlantik'ten Avrasya'ya kayması, Türkiye'nin ekonomik sorunlarını ancak eşit ilişkiler temelinde bir işbirliği kurabileceği, bu tür ülkelerle çözebileceğini doğuruyor. Türkiye'nin Rusya ile çok daha yakın ekonomik ilişkiler içerisine içine girmesi Türkiye'nin enerji güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır. Biliyorsunuz dünya bir enerji krizi içerisinde. Bütün Avrupa, Batı bundan etkilenirken, Türkiye-Rusya ile iyi ilişkileri sayesinde bu krizden en asgari düzeyde etkilenmektedir. Bir de BRICS gibi örgütlenmeler içerisinde Rusya ile Türkiye bir araya geldiğinde Türkiye bir enerji krizi, yaşamamasının ötesinde bir enerji merkezi haline gelebilir. BRICS’e Azerbaycan'da üye olmaktadır. Azerbaycan'ı, Rusya'sı, Türkiye'si ortak enerji projeleri geliştirebilir. Yani sadece enerji ihtiyacını karşılamanın ötesinde Türkiye'yi enerji satan bir ülke haline de gelebilecektir. Bu açıdan da değerlendirmek gerekir."