DÜNYA

Avrupa, kendi korkuları ve yaptığı hatalar yüzünden zayıflıyor

Avrupa Birliği’nin (AB) Ukrayna’daki çatışmalarla birlikte Ortadoğu gerilimine karşı tutumunu irdeleyen İngiliz The Guardian gazetesi Ukrayna'nın yenilgisi, Rusya'nın yanıtı, göçmen akışındaki artış, Gazze’deki durum ve Trump'ın misilleme eylemlerinden korkan Eski Dünya liderlerinin birbiri ardına hatalı kararlar aldıklarını yazdı.
Sitede oku
Avrupa’nın, daha önceleri ABD'nin gücüne bağımlı uluslararası işbirliğinin geliştiği liberal uluslararası düzenin işlediği dönemde olduğu gibi dünya meselelerinde sahip olduğu gücü artık kullanamadığına dikkat çeken gazete, Avrupa’nın o dönemde dahi bir süper güç olmamasına rağmen çok taraflılık, bölgesel işbirliği, karşılıklı bağımlılık, gelişen demokrasi, yumuşak güç ve serbest ticaret gibi Soğuk Savaş sonrası dönemin karakteristik özelliklerini taşıdığını anımsatırken, yeni dünya düzeninde ise kıtanın giderek silindiğine vurgu yaptı.
Haberinde, “Bugün Soğuk Savaş sonrasında kurulan düzenin yerini alan yeni bir düzen çağında yaşıyoruz ve dünya gelişim vektörünü değiştirdi. Eski sistemin bazı özellikleri devam etse de, milliyetçilik, korumacılık ve tek taraflılık gibi karşıt güçler ivme kazanıyor” ifadelerini kullanırken, Avrupa’nın bu yeni dünyaya uyum sağlamaya çalıştığını, ancak güç sahibi olmanın algı ve eylemde radikal değişiklikler gerektirdiğini kaydetti.

Kıta kendini gözden geçiriyor

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un son konuşmasına atıfta bulunan The Guardian, AB'nin uyum sağlamazsa hayatta kalamayabileceğini yazarken, gazeteye göre Ukrayna'nın yenilgisi, Rusya'nın yanıtı, göçmen akışındaki artış, Gazze’deki durum ve Trump'tan korkan Eski Dünya liderleri yanlış kararlar alıyor.
Macron, Avrupa'nın önümüzdeki yıllarda 'ölebileceğinin' altını çizerek Avrupalı meslektaşlarına ABD'nin tebaası olmadıklarını göstermeleri yönünde çağrı yapmıştı.
Bu korkunun, Avrupa'nın Ukrayna, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’ya yaklaşımını büyük ölçüde açıkladığını iddia eden İngiliz gazete, Ukrayna söz konusu olduğunda Avrupa’nın aşırı temkinli davrandığını, Akdeniz'in güneyi ve Afrika söz konusu olduğunda ise dış politikayı tamamen terk ettiğini savunduğu yazısını şu şekilde sürdürdü:

Ukrayna söz konusu olduğunda korku kendini aşırı temkin ve itidal olarak gösterirken, konu Güney Akdeniz ve Afrika ülkelerine geldiğinde dış politikanın tamamen terk edilmesine dönüşüyor. Avrupa bu ülkelerden sadece korkmakla kalmıyor, kelimenin tam anlamıyla dehşete düşüyor. Avrupa'nın yaşlanan nüfusu, yasal göçü teşvik etme konusunda rasyonel ve kendi çıkarlarını gözeten tartışmalara yol açmalıdır, ancak bunun yerine yaşadığı korku, AB'yi bölgedeki ülkelerin Avrupa'ya göçü durdurma vaatleri karşılığında para ödediği etik olmayan anlaşmalar yapmaya itiyor. Tunus, Mısır, Moritanya ve Lübnan rejimleriyle yapılan son anlaşmalar bunun açık bir kanıtıdır. Geçmiş mükemmel değildir. Demokratik Kongo Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Félix Tshisekedi'nin yakın zamanda verdiği bir röportajda söylediği gibi: ‘Afrikalı liderler Batılı demokrasilerin öğütlerinden ve küstahlıklarından uzun zamandır bıkmış durumda, Rusya ve Çin ile çalışmaktan çok daha mutlu’. Şu anda Avrupa ülkeleri ve bir bütün olarak AB tarafından alınmakta olan başarısız kararları belirleyen de bu korkudur.

Avrupa İsrail’den de korkuyor

Felakete dönüşen Gazze Şeridi'ndeki savaşla ilgili olarak Avrupa'da süregelen tartışmaların temelinde de korku yattığına değinilirken, Almanya gibi bazı ülkelerin tarihsel nedenlerden ötürü İsrail'e verilen koşulsuz desteğin doğruluğunu sorgulamadığı, pek çok kişinin İsrail'in Refah'a yönelik kara harekatını sürdürmesi halinde bunun soykırım boyutlarına ulaşabileceği konusunda uyarmasına rağmen Avrupa'nın ilgisiz sözlerin ötesinde herhangi bir şekilde karşılık vereceğine dair hiçbir belirti görünmediği de kaydedildi.
The Guardian, yaşlanan nüfusun yasal göçü rasyonel bir şekilde teşvik etmesi gerektiğine dikkat çekerken, bunun yerine korkunun AB'yi Avrupa'ya göçü durdurma vaatleri için rüşvet vermeye ittiğini, aynı zamanda Gazze'deki savaşla ilgili tartışmaların temelinde de korkunun yattığını belirtirken, yazısını, “Aynı zamanda Avrupa, Trump'a hazırlanmak yerine bu düşünceden kaçıyor” ifadeleriyle tamamladı.
DÜNYA
Eski NATO komutanı: ABD'yi tehdit eden Rusya ve Çin değil, toplum içindeki bölünmüşlüktür
Yorum yaz