Kıta kendini gözden geçiriyor
Ukrayna söz konusu olduğunda korku kendini aşırı temkin ve itidal olarak gösterirken, konu Güney Akdeniz ve Afrika ülkelerine geldiğinde dış politikanın tamamen terk edilmesine dönüşüyor. Avrupa bu ülkelerden sadece korkmakla kalmıyor, kelimenin tam anlamıyla dehşete düşüyor. Avrupa'nın yaşlanan nüfusu, yasal göçü teşvik etme konusunda rasyonel ve kendi çıkarlarını gözeten tartışmalara yol açmalıdır, ancak bunun yerine yaşadığı korku, AB'yi bölgedeki ülkelerin Avrupa'ya göçü durdurma vaatleri karşılığında para ödediği etik olmayan anlaşmalar yapmaya itiyor. Tunus, Mısır, Moritanya ve Lübnan rejimleriyle yapılan son anlaşmalar bunun açık bir kanıtıdır. Geçmiş mükemmel değildir. Demokratik Kongo Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Félix Tshisekedi'nin yakın zamanda verdiği bir röportajda söylediği gibi: ‘Afrikalı liderler Batılı demokrasilerin öğütlerinden ve küstahlıklarından uzun zamandır bıkmış durumda, Rusya ve Çin ile çalışmaktan çok daha mutlu’. Şu anda Avrupa ülkeleri ve bir bütün olarak AB tarafından alınmakta olan başarısız kararları belirleyen de bu korkudur.